Deniz Zeyrek'ten Cavit Çağlar'a 'Olay TV' tepkisi: Yakıştı mı bu şimdi?

Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, henüz bir ayını doldurmadan kapatma kararı alınan Olay TV için kanalın patronu Cavit Çağlar'a tepki gösterdi.

Eski bakanlardan Bursalı iş insanı Cavit Çağlar’ın ortağı olduğu ve 30 Kasım’da izleyicileriyle buluşan Olay TV, henüz bir ayını doldurmadan yayın hayatına son verdi. Kanalın kapanması, yeni işleri için hayatlarında birçok değişikliğe imza atan 180 gazetecinin de işsiz kalması anlamına geliyordu. Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, kanalı kapatma kararı alan Cavit Çağlar'a tepki gösterdi:

Olay TV'nin son yayınını izlerken, aklıma işsiz kaldığım o gün geldi ve sadece oradaki meslektaşlarımı düşündüm. Kimi uzun zamandır işsizdi, Olay TV yayına başlayınca iş bulmuştu. Kimi şartlarını iyileştirebilmek için Olay TV'ye geçmişti. Bazı arkadaşlarımız, Olay TV'deki yeni işi için şehir değiştirmişti. O nedenle, o son yayın sadece bir ekranın karardığı an değildi. O yayın aynı zamanda yaklaşık 180 kişinin, 180 ailenin işini, aşını yitirdiği bir yayındı. 180 kişi, o akşam ailelerine kendilerini bekleyen belirsizliği anlatmaya çalışacaktı. Bazıları, mevcut işini bırakıp gittiği için yakınlarının eleştirilerine maruz kalacaktı, “keşke” diyecekti. Bazıları, işsizliği bitti sanırken 26 günde daha ilk maaşını almadan yeniden işsiz kalmanın dayanılmaz ağrısını hissedecekti. Patron, “merak etmeyin yeni bir yol bulacağız” dese de tamamı, belirsizliğin karanlık koridorlarında kaybolmamak için insan üstü bir çaba sarf edecekti.

...

Hükümet basın özgürlüğü konusundaki olumsuz tavır ve uygulamalarıyla gurur duyuyor ve bu konudaki eleştirileri yakasına takılmış bir madalya gibi görüyor. O yüzden yazıyı hükümete değil, bu sonucun diğer mimarı olan Cavit Çağlar'a bir çift söz ederek bitirmek isterim. Bir haber kanalında gerçek anlamda gazetecilik yapıldığında, televizyonlar ve gazeteler iktidarın çizdiği çizginin dışına çıktığında, hükümetin sorun çıkaracağını bilmiyor muydunuz?

Bu kadar uzun siyasi geçmişinize, devletleri barıştıracak seviyedeki “önemli iş insanı” kimliğinize yakıştı mı bu şimdi. O 180 gazetecinin günahı neydi? Madem demirden korkuyordunuz Sayın Çağlar, o zaman o trene neden bindiniz? Tekstil ve yerel medya neyinize yetmiyordu?