"DENİZ FENERİ YAĞLI AYRAN MI?" AKİF BEKİ, ÖZKÖK'ÜN YAZISINI ANALİZ ETTİ!..

Ertuğrul Özkök'ün yazısını analiz eden Akif Beki'den ilginç benzetmeler.



Deniz Feneri yağlı ayran mı?

Medya dedikleri, biraz 'meşk'e benzer. Keçi postundan bir tulumdur, meşk...

Yoğurdun yağını, ayranından çıkarmak için nasıl meşkte sallarsanız...

Haberin yalanını doğrusundan ayırmak için de işleme tabi tutarsınız.

Deniz Feneri davasında medyamızın meşki, yeterince çalkalanmadı.

Hatta o meşke, su bile katıldığı oldu.

Öyle olmasa, gözüm kapalı Ertuğrul Özkök'ün dünkü yazısına, ben de imzamı koyardım.

Üç şey söylüyor:

* "Bir Deniz Feneri yazdık, hayatımız karartıldı."

* "Bir yardımlaşma derneğinin, dini duyguları istismar ederek para hortumlaması, şahsi harcamaları Meclis'e ödetmekten daha küçük bir günah ya da suç mudur?"

* "Bırakın siyasetçiyi, bu işle birinci dereceden ilgili bir bürokrat bile istifa etmedi?..

Maazallah Deniz Feneri bazı iktidar milletvekillerine, siyasetçilere uzanıp, biz de yazmak zorunda kalırsak..."

Emin olun, bu yazıdan sıkı bir yayık ayranı çıkar.

Damıtılmış has bir tereyağı da yanımıza kar kalır.

Onun için gelin, birlikte biraz çalkalayalım.

***

40 maliye müfettişi, sırf bu sebeple bizim grubun yedi şirketini bastıysa, eyvallah...

Demokrasilerde, yalan haber yaptı diye, kimsenin hayatı karartılamaz.

Bunu, muhataplarınca reddedilmiş bir iddia olarak kenara ayıralım.

Ama yalan haberin de başkalarının hayatına kast ettiğini, ayrı bir tarafa koymak kaydıyla...

Özkök'ün 'maazallah' dediği haberler, daha evvel yazıldı zaten.

Üstelik, Deniz Feneri Almanya ile AK Parti arasında maddi bağ kuran o haberler, fabrikasyon çıktı.

Yardım paralarını hortumlamak hem suç, hem büyük günah.

Peki ya, günahsız insanları daha yargılamadan hırsızlığa mahkum edip asmak?...

Ona ne demeli?

Keşke Özkök, buna da değinseydi.

***

Davaya bakan Alman başkomiser Böhm'ün fezlekesi ortada.

Yardım paraları, Başbakan Erdoğan'a gitti mi?

Böhm, bazı ihbar mektupları aldıklarını, ama iddiaların asılsız çıktığını söylüyor.

Hatta bu iddiaların, AK Parti'nin kapattırılması için üretilmiş olma ihtimalinden de söz ediyor.

İsteyen açıp baksın...

***

Özkök'ün bunları yazdığı gün, Hürriyet'in tam orta sayfasında bir haber dikkatimi çekti.

O haber gerçek olmasaydı, Özkök, çok haklı olabilirdi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın, AK Parti'ye ikinci bir kapatma davası açma ihtimali varmış.

Deniz Feneri'yle ilgili birkaç yalandan gazete küpürü, iktidar partisinin hayatını karartma gerekçesi olabiliyor.

Peki medyada bu tür tezvirata, demokrasi kültüründe yer var mı?


(...)


Akif Beki/Radikal


changeTarget(document.getElementById("news_content"))