''DENİYOR Kİ; BEŞ GAZETECİ DAHA TUTUKLANACAK! ZEBRA KOŞUSUDUR BU''
Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil, "5 gazeteci daha tutuklanacak" diyenlere zebraları örnek verdi!
Zebra
Deniyor ki:
Beş gazeteci tutuklanacak.
*
Beş de... Hangileri?
*
“Zebra koşusu”dur bu.
*
Siyah-beyaz’dır zebra.
Derisi siyahtır da...
Şeritleri mi beyazdır?
Derisi beyazdır da...
Şeritleri mi siyahtır?
Senin niyetine bağlıdır...
Kimine göre, ak’tır.
Kimine göre, kara.
Candır halbuki.
*
Asidir.
Gem vuramazsın.
Sırtına binemezsin.
Ama barışçıldır.
Kimseye zararı yoktur.
Ki, o yüzden av’dır.
Hedeftir.
Buna rağmen...
Saklanmaz.
Açık alanlarda gezer.
Merttir.
*
Türkçe...
İngilizce, İtalyanca, Lehçe, Danca, Macarca, Çekçe, Portekizce, Rumence, zebra’dır.
Evrenseldir.
*
Eşek gibi değildir.
Önsezilidir.
*
İnsandır bi nevi.
Kimine göre ak, kimine göre kara olan şeritleri, her birinde farklıdır, parmak izi gibidir.
Nüfus kâğıdı gibi.
*
Ve, parçalayıcı dişleri, yırtıcı tırnakları, pırrr diye uçacak kanatları olmadığı halde, sanki piknik yapıyormuşçasına, gayet rahat, gayet serinkanlı yaşayabilir o vahşi ortamda, o şeritleri sayesinde.
*
Çünkü...
Baş düşmanı renkkörüdür. Yeşili sarıyı, siyahı beyazı ayırt edemeyen, ilk gördüğüne şuursuzca saldırmak isteyen aslan, açık alanda hareketsiz duran zebra’yı gözden kaçırır. Kavurucu sıcakta topraktan yükselen buhar, görüş alanını titreştirir, zebra şeritlerini salınan ot yığınlarına benzetir. Kafası karışır. Pusuya yatar. Hata yapılmasını bekler. Bi kıpırda... Saldırır. Ama hangisine? Topluca gezinen zebralar, çil yavrusu gibi dağılır. E hepsi birbirine benziyor. Birini gözüne kestirip, saldırı planı yapamaz... Ona mı, buna mı derken, kafası iyice karışır. Yetişti yetişti, yetişemedi, birini yakalayayım derken, hepsini elinden kaçırır.
*
Yani?
Ortam doğalsa...
Hayatta kalır.
*
Peki ya, ortam doğal değilse?
*
Aslandan kaplandan timsahtan paçayı kurtarır, icat edildiği gün mertliği bozan’ın hedefi olur.
*
Kafaya koymuştur avcı... Kimseye zararı olmayan zebrayı indirecektir. Hangisi? Fark etmez. Zebra zebradır... Bakar dürbünle açık alanda duran sürüye, tetiği yoklar, basar, drannn!
*
İşte o anda...
Başlar zebra koşusu.
*
Drannn sesiyle birlikte start verilmiştir. Etrafta aslan timsah filan görmedikleri için, düzeni bozup birbirlerinden ayrılmazlar ama, bi sakatlık olduğu belli, topluca, çılgınlar gibi koşarlar. Yırttılar sanırsın. Hiçbiri düşmedi. Herhalde ıskaladı... Avcı gülümser.
*
Koşarlar koşarlar koşarlar, üç dakika, beş dakika, tık, biri tökezler, düşer... Ölmüştür.
*
Çünkü, sssss diye süzülen mermi, puff diye saplanmıştır vücuduna. O an ölmüştür aslında. Farkında değildir... İçgüdüsel olarak kanı boşalana kadar koşar koşar, son damla, düşer.
*
Deniyor ki:
Beş gazeteci tutuklanacak.
Zebra koşusudur bu.
Yılmaz ÖZDİL / HÜRRİYET
Deniyor ki:
Beş gazeteci tutuklanacak.
*
Beş de... Hangileri?
*
“Zebra koşusu”dur bu.
*
Siyah-beyaz’dır zebra.
Derisi siyahtır da...
Şeritleri mi beyazdır?
Derisi beyazdır da...
Şeritleri mi siyahtır?
Senin niyetine bağlıdır...
Kimine göre, ak’tır.
Kimine göre, kara.
Candır halbuki.
*
Asidir.
Gem vuramazsın.
Sırtına binemezsin.
Ama barışçıldır.
Kimseye zararı yoktur.
Ki, o yüzden av’dır.
Hedeftir.
Buna rağmen...
Saklanmaz.
Açık alanlarda gezer.
Merttir.
*
Türkçe...
İngilizce, İtalyanca, Lehçe, Danca, Macarca, Çekçe, Portekizce, Rumence, zebra’dır.
Evrenseldir.
*
Eşek gibi değildir.
Önsezilidir.
*
İnsandır bi nevi.
Kimine göre ak, kimine göre kara olan şeritleri, her birinde farklıdır, parmak izi gibidir.
Nüfus kâğıdı gibi.
*
Ve, parçalayıcı dişleri, yırtıcı tırnakları, pırrr diye uçacak kanatları olmadığı halde, sanki piknik yapıyormuşçasına, gayet rahat, gayet serinkanlı yaşayabilir o vahşi ortamda, o şeritleri sayesinde.
*
Çünkü...
Baş düşmanı renkkörüdür. Yeşili sarıyı, siyahı beyazı ayırt edemeyen, ilk gördüğüne şuursuzca saldırmak isteyen aslan, açık alanda hareketsiz duran zebra’yı gözden kaçırır. Kavurucu sıcakta topraktan yükselen buhar, görüş alanını titreştirir, zebra şeritlerini salınan ot yığınlarına benzetir. Kafası karışır. Pusuya yatar. Hata yapılmasını bekler. Bi kıpırda... Saldırır. Ama hangisine? Topluca gezinen zebralar, çil yavrusu gibi dağılır. E hepsi birbirine benziyor. Birini gözüne kestirip, saldırı planı yapamaz... Ona mı, buna mı derken, kafası iyice karışır. Yetişti yetişti, yetişemedi, birini yakalayayım derken, hepsini elinden kaçırır.
*
Yani?
Ortam doğalsa...
Hayatta kalır.
*
Peki ya, ortam doğal değilse?
*
Aslandan kaplandan timsahtan paçayı kurtarır, icat edildiği gün mertliği bozan’ın hedefi olur.
*
Kafaya koymuştur avcı... Kimseye zararı olmayan zebrayı indirecektir. Hangisi? Fark etmez. Zebra zebradır... Bakar dürbünle açık alanda duran sürüye, tetiği yoklar, basar, drannn!
*
İşte o anda...
Başlar zebra koşusu.
*
Drannn sesiyle birlikte start verilmiştir. Etrafta aslan timsah filan görmedikleri için, düzeni bozup birbirlerinden ayrılmazlar ama, bi sakatlık olduğu belli, topluca, çılgınlar gibi koşarlar. Yırttılar sanırsın. Hiçbiri düşmedi. Herhalde ıskaladı... Avcı gülümser.
*
Koşarlar koşarlar koşarlar, üç dakika, beş dakika, tık, biri tökezler, düşer... Ölmüştür.
*
Çünkü, sssss diye süzülen mermi, puff diye saplanmıştır vücuduna. O an ölmüştür aslında. Farkında değildir... İçgüdüsel olarak kanı boşalana kadar koşar koşar, son damla, düşer.
*
Deniyor ki:
Beş gazeteci tutuklanacak.
Zebra koşusudur bu.
Yılmaz ÖZDİL / HÜRRİYET