Kesik kolları var aşkın
döl ve inat barındıran.
Hırpanî bir okşayışla akşam
yanaşınca çocuklara
ben karakavruk yüzümün arkasında
kırbaçlayarak büyüttüğüm ağrıyı bırakıyorum
bana ne çerçilerden, çerilerden, kullardan
halksa kal'am onu kal'a kılan benim
boşanır damarlarıma yılların kahraman gürültüsü
çünkü kavganın göbeğidir benim yerim.
İsmet Özel
Ne zaman öfkem büyüse, bu güzel mısralara sığınırım yoldaşlarım.
Büyük bir şairin, öfke ve isyanı zarifçe harflere dökme şekli beni hep büyyüler.
‘’Çünkü kavganın göbeğidir benim yerim.’’
Evet, öyle.
Yıllardır buradan, beraberce pek çok şeye isyan ediyoruz.
Evet, isyan.
Artık koşullar öyle bir hale geldi ki,isyan medyanın dört bir yanını sardı.
Yangın var.
Bir damla su döken yok.
Bu nasıl zulümdür?
Daha da ilginci ne biliyor musunuz yoldaşlar?
Bu süreçte gazetecinin en büyük düşmanı yine gazeteci.
Yöneticisine yalakalık için gıkını çıkarmayanlar.
Patronuna yalakalık için altında çalışanı korumayan yöneticiler.
Keyfi yerinde olduğu için dalgasına bakan köşe yazarı…
Liste uzar gider…
Anlayacağınız bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete…
Ammaaa pes etmeyi pek sevmem, inatçıyımdır.
Şimdiye kadar anlamış olmalısınız.
Hele ki oyalanmak en nefret ettiğim şey.
Verilen sözler tutulmazsa, peşine düştüğüm haksızlığın yakasına daha sert yapışırım.
Neyse bu kadar peşrev yeter yoldaşlar.
Geçen hafta Demirören Medya’nın zamları erteleme hinliğiyle, tenkisat dalgasında emekçinin iki kuruş tazminatına nasıl göz diktiğini yazmıştım.
Bugün de sıra bu ayın sonunu getiremeyen emekçinin isyanında, buyurun bana ulaşan bir mesaja:
Sevgili Keskin Kalem,
15 yıllık gazeteciyim ve bu satırları utanarak yazıyorum. Ayın 14’ü bugün. Daha ayı yarılamamışız bile. Maaş bitti. Bu enflasyon ortamında bizi zamsız bıraktılar. Ağustos ayı geçmek bilmiyor. Sadece ben değil çevremdeki tüm çalışma arkadaşlarıda böyle. Herkes birikimlerini harcıyor. Elimizdeki iki kuruşluk altın, kıyıda köşede birikmişde olmasa bitmiştik. Bir gazeteci olarak artık restoranda yemek yiyemez olduk. Etin tadını unuttuk, çocuklarımızın yüzüne bakamaz hale geldik. Bu kadar önemli bir işi yapan biz emekçilere layık görülen muamele artık bizim yüzümüzü kızartıyor. Yöneticilerin sesi çıkmıyor keyifleri yerinde. Hepsini Allah’a havale ediyorum.
KESKİN KALEM’DEN AHMET HAKAN’A: ÇALIŞANLARINIZ AÇ, BİR ŞEY YAPACAK MISINIZ?
Hadi patron utanmıyor.
Devlet bankasından çektiği kredilerle halkın sırtına kambur olduğu yetmiyor, sıra emekçinin iki kuruş maaşına gelmiş.
E bre Demirören yöneticileri!
Sizde hiç vicdan yok mu?
Sevgili Ahmet Hakan, lüks hayatınızı bilmeyen yok.
Kışlıklar, yazlıklar…
Dolgun maaşlar…
Allah artırsın. Artırsın da, koca Hürriyet’in koca yayın yönetmeni olarak köşesizden her gün, bir yaraya parmak basıyor, ülkenin sorunlarını dile getiriyorsunuz.
Ya başında olduğunuz gazetenin sorunları?
Yöneticisi olduğunuz şirketin sorunları?
Şu enflasyon ortamında çalışanlarınızı zamsız çalıştırmak nasıl bir duygu?
Emekçileri zamsız maaşla kovmak için atılan taklalara diyeceğiniz bir şey var mı?
İSTİFA DALGASI YOLDA
Demirören de dahil olmak üzere pek çok medya patronunun maaş politikası ve takındığı tavır artık şu anlama geliyor sırdaşlar:
İş bu, para bu, isteyen çalışır, istemeyene kapı orada.
Emekçi bu mesajı almış görünüyor.
Keskin kulaklarıma gelen bilgilere göre, özellikle Demirören Medya’da büyük bir istifa dalgası yolda.
Şimdi diyeceksiniz ki bizim medyada tavır olarak toplu istifa falan, ohoooooo nerede görülmüş…
Haklısınız bre sırdaşlar, sesi çok çıkan ammaaa bir o kadar da ‘’uysal’’ bir güruhuz.
Neyse benim bahsettiğim toplu bir tavır istifası değil.
Pek çok çalışanın yöneticisine ve çalışma arkadaşına artık bu maaş politikasına dayanamadığını ve birkaç ay içerisinde ayrılmayı istediğini anlattığını, konuştuğunu biliyorum.
Pek çok emekçi medya sektörünün içinde kalmayı planlamıyor.
Tarihe not düşmüş olayım:
Bu yılın sonuna doğru medyada büyük bir eleman sıkıntısı ortaya çıkacak.
Hep beraber göreceğiz.
KESKİN NOT: Soranlar oluyor, bre Keskin sen sürekli başka medya kuruluşlarının sorunlarını yazıyorsun da senin çalıştığın yerde hiç mi sorun yok. Vallahi yoldaşlar, sitemizin sahibi Denizhan Erkoç’la ilgili şunu söylemek boynumun borcu: Sağ olsun hem editöryal olarak hem de ücret konusunda hakkımızı koruyor, bizi ezdirmiyor. Kendisine buradan teşekkürlerimi sunuyorum. Herkese böyle patron diliyorum.