Burada dost bildiğin anam ısırgan otu
Elini tuttun mu bil ki elin yanıyor
Şeref ekmek bulamazken, şerefsiz budu
Götürdükçe ciger aney içim yanıyor
Yanıyor da güzel anam yürek kanıyor
Yoldaşlarım, felaket arkadaşlarım…
Bugün sizleri rahmetli Kıvırcık Ali’nin Isırgan Otu isimli türküsüyle karşılıyorum.
Zira medyada tam da bu sözlerdeki gibi günlerden geçiyoruz.
Şerefli gazeteciler ekmek bulamıyor.
Şerefi olmayanlar ise zevk-ü sefada… (Hak ettiğini kazanan emekçileri tenzih ediyorum)
Geçen hafta medyadaki ara zam durumunu kaleme almıştım.
Demirören Medya’da zam yapıldığını yazmıştım ancak sağ olsun emekçiler hemen beni uyardı.
Ve eksik olan bir bilgiyi düzeltmem elzem oldu.
Keskin kulaklarıma gelen bilgilere göre, emekçiler zam almışlar ancak hepsi değil!
Diyeceksiniz ki bre Keskin o ne demek?
Vallahi, billahi, tillahi ben de kulaklarıma inanamadım.
Ben susayım rakamlar konuşsun:
Demirören’de Murat Yancı yönetimindeki TV’lere torpil geçilmiş…
Zam oranı yüzde 20.
İnternet sitelerindeki emekçilere yüzde 10 ila 20 arası zam yapılmış.
Gazetelerde ve Demirören Haber Ajansı'nda çalışan gazeteciler ise yarı yolda bırakılmış, aldıkları zam oranı 0.
Bir de yazıyla yazayım, evet SIFIR.
Buradan çok yazdım, çizdim.
Medyada gelir modellerinin çoğunun çöktüğünü ve özellikle basılı medyanın çok zor dönemlerden geçmeye gebe olduğunu söyledim.
İşte o felaket günleri kapıda.
Bir felaket düşünün ki, enflasyonun alıp başını gittiği ortamda, hem de okulların açılmasına sayılı gün kalmışken, gazete emekçisinin boynu bükük kaldı.
Medya dünyasının en etkili ve de yetkili sitesi Medyaradar’ı takip edenler bilir.
Demirören Medya’nın basılı kısmında zaten bir süredir kıyım var.
Önce Akdeniz ekleri kapatıldı.
Yakın zaman önce Ege ekleri aynı akıbete uğradı, sonra da Ankara ekleri…
Her iki yerden 10’ar emekçi kovuldu.
Adını koyalım sırdaşlar: BU BİR KIYIMDIR.
Beceriksiz yöneticilerin, gazeteleri öldürmesinin, gazetecilik yapamamasının, gelir kaynaklarını artıramamasının bedelini hep emekçiler ödüyor.
Bu arada geçen yazımda Habertürk’ün de ara zam yapmadığını belirtmiştim.
Orada durum değişmiş ve emekçiler uzun süredir beklediği iyi haberi çok şükür almış.
Habertürk koridorlarında konuşulanlara göre, çalışanlara yüzde 20 ila 25 arasında değişen oranlarda ara zam yapılacakmış.
Medya patronlarının genel ekonomik durumuna bakıldığında, herhalde hali vakti en yerinde olan Turgay Ciner’dir.
Zaten ara zam yapılmayacağını duyduğumda açıkçası biraz şaşırmıştım.
Neyse ki bu şaşkınlığım uzun sürmedi yoldaşlar.
Ne diyelim, darısı zam alamayan tüm emekçilerin başına…
HABERTÜRK’ÜN PRENSİ MEHMET AKİF ERSOY
Habertürk demişken, kulaklarıma çalındığında, duymakta hakikaten zorlandığım bir kulisi sizlere aktarayım.
Geçtğimiz haftalarda, Habertürk’ün çiçeği burnunda yayın yönetmeni Mehmet Akif Ersoy’un,
nasıl tüm çalışma arkadaşlarına sağ gösterip sol vurduğunu…
Ben Genel Yayın Yönetmenliği istemem deyip, koltuk için nasıl büyük bir mücadele verdiğini…
Ve sonunda muradına nasıl erdiğini anlatmıştım.
Bu yazıdan sonra çok telefon aldım.
Çok insan bendenize ulaştı.
Amman yarabbi nasıl bir zülfü yare dokunmuşum meğerse.
Açık konuşayım keskin kulaklarıma öyle şeyler fısıldanıyor ki, inanmakta zorlanıyorum.
Teyit etmeden de paylaşmak istemiyorum açıkçası.
O nedenle yazımın bu kısmını ŞİMDİLİK kısa tutuyorum.
Ancak şunu söyleyebilirim ki, daha GYY’lik koltuğuna oturmasının ay dönümü gelmeden,
Ersoy kanalda büyük tepkiye neden olmuş.
Nedeni: ÇALIŞMAMASI VE KANALA UĞRAMAMASI
Habertürk koridorlarında konuşulanlara göre, Ersoy herkese, bir sistem kuracağını…
Bazı insanları işe alacağını, sonrasında da hiçbir işe karışmayacağını ve çalışmayacağını anlatıyormuş.
Kanalın hiçbir sorunuyla ilgilenmemesi de cabasıymış.
Özellikle de yeni yayın dönemi yaklaşırken, adeta dibi gören reytinglere dair hiçbir aksiyon planı yokmuş.
Yani Ersoy’a, başkaları çalışacak, o da yayın yönetmenliğinin keyfini sürecekmiş…
Burada ayrı bir parantez açmam gerek kanaldaki tüm yöneticiler Ersoy'a tepkiliymiş.
Hani kadınların sıkça kullandığı bir laf vardır ya, ‘prenses gibiyim, eşim elimi sıcak sudan soğuk suya sokturmuyor’ diye.
Belli ki Habertürk tarihinde de bir ilk gerçekleşiyor, ve bir isim gerçekten kanalın prensi oluyor.
Ne diyelim, yanına bir de prenses yakışır... Allah mutlu mesut etsin!
BİR MEDYARADAR ÖLÜR, BİN MEDYARADAR DOĞAR
Yaşar Kemal…
Edebiyatımızın ölümsüz çınarı…
İnce Memed serisi benim için her şeyden çok bir diriliş destanıdır.
Yok edilmeye çalışıldıkça büyüyen bir efsanenin doğuşudur.
Bu öyle bir efsanedir ki bir Memed öldükçe, bin Memed doğar.
Medyaradar için de aynı şey geçerli sırdaşlarım.
Bir süredir, medyada örneğine az rastlanır bir hukuksuzlukla mücadele ediyoruz.
Bazı güç odakları, sitemize kilit vurma girişiminde bulundu.
Zaten Medyaradar sayfalarından olan biteni okuyorsunuz.
Ben fazla detaya girmeyeceğim.
Fakat alınan onca hukuksuz engel kararı sonunda ne oldu?
Dağ fare doğurdu.
Sitemize başında www olmadan,
sadece arama çubuğuna medyaradar.com yazarak rahatça erişebiliyorsunuz.
Emin olun bu adrese de engel kararı çıkarmak istediler.
Ancak yargı bu kez kanunsuzluğa, keyfiliğe bir dur dedi.
Ve istenilen olmadı.
Zaten bu yazımı da okuyabilmenizden anlayacağınız üzere siteye erişmek mümkün.
Gelinen noktada da, tık sayılarımız neredeyse eski rakamlara ulaşmış durumda.
Yani Medyaradar’ı boğarak öldürme girişimi, sonuçsuz kaldı.
Bir Medyaradar öldü, bin Medyaradar doğdu.
Sevenlerimizin desteğiyle artık daha güçlüyüz.
Ve en çok da siz okurlarımızın yoldaşlığıyla…
Desteğini veren de, esirgeyen de var olsun.
Not: Yazı uzadı. Ama unuttum üstüne yattım sanmayın!.. Önceki yazımda söylediğim, şirket çakalı, ajans kölesi hırsız 'gazeteci'lerin kurduğu çarkı sonraki yazımda anlatacağım.
Kimi merkez medyadan kimi internet medyasından kimi köşe yazarı bu beleşçi ve kalemini satıp, çalıştığı kuruluşları kullanan rezil ve ahlaksız tiplerin hikayesini...
keskinkalem@medyaradar.com