"DEDENE TANITMA BİZİ DE ASILIR!.." HALİS TOPRAK'IN TORUNU'NU ŞOK EDEN SÖZ!..

Kız arkadaşları 20 yaşındaki oğlum Efe´ye, sakın bizi dedenle tanıştırma ya bize de asılırsa demişler.

İşadamı Halis Toprak (71) ve 17 yaşındaki eşi günlerdir kamuoyunun gündeminde. Halis Toprak´la, Nazlıcan´la, bu ikiliyi tanıştıran otelin müdürüyle konuştum, bir tek Halis Toprak´ın kızları eksik kalmıştı. Sonunda Ayfer Toprak da aradı. Telefonda uzun uzun sohbet ettik, o da kendi açısından bu olayı nasıl gördüğünü anlattı. Böylece olayın bütün taraflarının görüşlerini aktarmış oldum. Bu haberden emekli olma zamanım geldi, izninizle huzurunuzdan çekiliyorum...


Babanız günlerdir anlatıyor...

- Evet okuyorum. Ne diyeyim, o benim babam, canım, kanım. Hiçbir şey değiştiremez bunu. Onu çok seviyorum ama kendini düşürdüğü hallere de çok üzülüyorum. Annemle ilgili bir sürü şey anlatmış. Yok kapalı olduğu için davet veremiyorduk, yok davette beni temsil edemediği için biz ayrıldık filan. Daha neler! İkinci eşi Özlem Hanım mı onu temsil etmiş? Madem böyle bir derdi vardı, madem annemi kendine yakıştıramıyordu, o zaman lisan bilen 30-40 yaşlarında biriyle evlenseydi? Bu 17 yaşındaki kız mı temsil edecek onu? Seçtiği profiller ortada. Ne zaman ki annemden nikah alındı, babam düşüşe geçti. Her nikah babamın bitişi...

Öyle mi düşünüyorsunuz gerçekten?

- Tabii, tabii. Babamı Halis Toprak yapan, Ayşe Toprak´tır. Bunu da unutmasın babam. Çok şekerdir, eminim sizi de güldürmüştür, gerçekten tatlıdır. Ama dünyanın en bencil adamıdır. Zaten itiraf da etmiş, "Önce kendini düşüneceksin" demiş, "Sen mutlu olacaksın ki, başkalarını mutlu edesin..." O hep öyle yaptı, hep kendini düşündü. Ama yani, sana 10 tane çocuk vermiş, 7 kızdan sonra da sırf bu adamın soyu devam etsin diye doğurmaya devam etmiş bir kadından söz ediyoruz, bari hakkında biraz dikkatli konuş, onu kırabileceğini hesaba kat...

Annenizin tepkisi ne oldu?

- Ona dava açtığımız için mutlu. Çünkü kızları bir şeyin peşindeler. Vazgeçmemizi istemiyor.

Babanız "Her olayda başıma bir Burhan Apaydın çıkarırlar, mahkemelerde sürünürüm ama sonra barışırız nasıl olsa" diyor...

- Diyecek tabii, babam tam 10 sene boyunca Burhan Bey yüzünden annemden boşanamadı. Bu bir rekordur Türkiye´de. Allah´tan öyle oldu. Tam da en azılı zamanlarıydı. Yoksa o, daha ne evlilikler yapardı!

Ama o ikinci eşi Özlem Toprak ile evlendiği dönem değil mi?

- Yok hayır, Özlem´den önce başka bir kadın daha vardı. Babamda hikayeler bitmez. Ama bu sonuncusu, her şeyin üzerine tüy dikti. Sen koskoca Halis Toprak´sın! 10 çocuğun, 10 torunun, 4 damadın 26 kişilik bir ailesin, senin böyle davranabilme lüksün yok, 17 yaşında bir kızla evlenemezsin! Ama gel de bunu babama anlat...

Erkek kardeşleriniz onu daha mı anlayışlı karşılıyorlar?

- Yok hayır, onlar da karşı artık...

Bütün kızların iş akdi feshedilmiş, altlarından arabaları alınmış. Böyle bir haber vardı gazetelerde, doğru mu?

- Doğru doğru.

Hiçbiriniz "Baba hayrola" demiyor musunuz?

- Ben valla pazartesi gideceğim onunla kavga edeceğim. Telefonla olmaz, yanına gitmem lazım. Babamla en çok ben kavga ederim. Dan dan her şeyi söylerim. Duymak istemediği şeyleri de...

TMSF ile ilgili siz ne diyeceksiniz...

- O da ayrı bir hikaye. Orta yol bulmaya çok çalıştık. 400 milyon dolara Çamlıca´daki arsayı, biz kızlar sattık. Babama kalsa, orayı da satmazdı. Babamın malı çok kıymetlidir. Tamam TMSF bir sürü şeyi ucuza sattı, ama babam da TMSF ile hep kavga etti. "Sen hırsızsın!" diyor adama. Denir mi? Babamın televizyon kanalı olsaydı yanmıştık, her gün televizyona çıkar anchorman olurdu! "Bana bunu yaptılar!" diye bas bas bağırırdı. Şimdi size içini dökebildiği için çok mutludur. Gündeme gelmeyi pek sever.

Bu kadar çok çocuğu olduğu için soruyorum.... Söylediklerinde bir doğruluk payı olabilir mi? Sekse düşkünlük filan...

- Onunla onun bir alakası olduğunu sanmıyorum. Her seferinde hamile bırakabilirsin, çocuğun da olur, doğuracak kadın bulduktan sonra... İnsan tabii babasıyla ilgili bu tür şeyleri okuyunca fena oluyor. "Yazık!" diyor, "Bakar mısın koskoca Halis Toprak´ın düştüğü duruma..."

Gazetelerde Nazlıcan ile ilgili haberlerini göre göre alıştınız mı? Artık yadsımıyor musunuz?

- Yok öyle olmuyor. Gece 3´te yatsam bile, sabah ilk işim gazeteye bakmak oluyor, bizim aileyle ilgili ne yazı var diye. Benim 20 yaşında bir oğlum var, kız arkadaşları diyormuş ki "Sakın bizi dedenle tanıştırma, deden bize de sulanır!" Çocuk için ne kadar acı bir şey. "Anne, ben dedemle görüşmeyeceğim" diyor. "Olur mu öyle şey?" diyorum. "Anne, sakın davanızdan vazgeçmeyin" diyor.

Bir sürü insan bana "Kızları niye dava açmış?" diye sordu. Mal mülk davası mı? Bir mirasçı daha olmasını istemediğiniz için mi?

- Alakası yok. Zaten ne mal mülkü? Kaldı mı ki? Hepsine TMSF el koydu. Mal filan kalmadı. Buradaki olay, ailenin şerefini ve itibarını kurtarıp Halis Toprak´ı tekrar o eski günlerine döndürmek, evlatları olarak...

7 kızı onu dava ederse, nasıl eski günlere dönecek anlamadım...

- İnsanın öldüğü zaman cenazesine biri gelir değil mi? Allah geçinden versin, babam şimdi vefat etse, bir tane arkadaşı cenazesine gelmez. Son 10 yıldır arkadaşı yok, yapayalnız, bu çok acı bir şey. Onun yanında olan her zaman evlatları olacaktır.

Siz bu davada ne diyorsunuz: "Babamızın aklı başında değil, ona vasi tayin edilsin" mi...

- Evet. Çünkü artık sağlıklı düşünemiyor. Aklı dengesi tabii yerinde ama bir gün öyle yapıyor, ertesi gün vazgeçiyor. Bugün mesela toplantı yapıp bir karar alıyor, ertesi gün diyor ki "Ben vazgeçtim." "Ama nasıl olur dün o kararı vermiştin, yönetim kurulu da okey dedi" diyorsun, "Fikrimi değiştirdim" diyor. Bir gün gazetede Ahmet Ertürk´ten özür diliyor, ertesi gün ona bağırıyor. Sizce bu normal mi? Babam yüzde 100 haksız demiyorum ama sürekli kavga ediyor.

Annemi, Özlem´le boşandıktan sonra iki kere seyahate çağırdı

Annenizle hálá telefonlaştığını söylüyor...

- Annem çok şekerdir, kimseyi kırmaz, konuşur. Gerçi annemin üzerine tekrar oynadı.

Nasıl yani?

- "Bir araya gelsinler" diye arkasından oyunlar çevirdi.

33 yıl evli kaldığı, sonra ayrıldığı kadına yapıyor bunları...

- Tabii tabii.

İkinci eşi Özlem´le boşandıktan sonra mı?

- Evet. Bin kere ailecek yemekler yendi. Son bir senedir hep beraberiz zaten. İki seyahate çağırdı annemi. Annem gitmedi, güvenmedi çünkü ona...

Gerçekten tekrar bir araya mı gelmek istemiş?

- Yalan canım. Oynadı...

Niye oynar bir insan?

- Dünyanın en şeker oyuncusudur benim babam. Anneme bile oynadı. "Gel yemeğe gidelim, seyahate gidelim..." Annem Allah´tan "Yok gelmem" dedi. Ben de babamı çektim, "Sakın annemle oynama!" dedim. "Bana kocam, senin ona yaptığının yüzde 10´unu yapsa suratına bakmazdım, ne kadar muhteşem bir kadın ki, sana hálá iyi davranıyor, seni seviyor..." "Tamam haklısın" dedi, sonra da gitti bu kızla evlendi...

Babam dünyanın en bencil adamı

Bu olayda sizi en çok rahatsız eden şey ne?

- Bu özensizlik, bu bencillik.... Kimsenin evlatlarına böyle bir şey yapma lüksü yok! Ben "Sen Hamit Toprak torunusun dikkat et!" diye büyüdüm, "Halis Toprak´ın kızısın dikkat et!" "Efe´nin annesisin dikkat et!" Bütün kız kardeşlerim böyle büyüdük. Bunları söyleyen, uyaran da babamdı. Şimdi diyorum ki keşke dikkat etmeseymişiz! O etmiyor çünkü. Kafasına eseni yapıyor!

Tüm bu yazılıp çizilenler onu da üzmüştür!

- Babam, TMSF yüzünden gündemde değildi, şimdi birdenbire gündemde olmak hoşuna gitmiştir. Bazen diyorum ki, babam 30 sene daha yaşar ve hepimizi gömer. Allah onu başımızdan eksik etmesin tabii. Odasına girerim birbirimize gireriz, beni odasından kovar. Üç gün sonra "Niye ortalıkta görünmüyorsun, seni özledim!" der. "Beni odandan kovdun" derim. "Benim şekerim var, tansiyonum var, boş ver o kavgayı, insan babasına küser mi?" der. Benim özellikle zaafım var ona. Bunu da bilir. Zaten diğer kardeşlerimi şirketten kovmuş, beni kovmamış! Ama hepimiz kararlıyız, bu davadan vazgeçmeyeceğiz, onun iyiliği için, onu korumak istediğimiz için devam edeceğiz...

Halis Toprak, kızlarının onu mahkemeye vermesine nasıl bakıyor?

Kızlarımla aramıza kimse giremez bir ay sonra barışırız

Kızlarınızın bu evliliğe itiraz etmesine ne diyorsunuz?

- Anlayışla karşılıyorum. Ben de olsam tepki gösteririm. Normal. Ama geçer. Kızlarımla aram iyidir, severler beni, ben de çok severim kızlarımı. Et tırnaktan ayrılır mı? Çocuklar da babalarından ayrılmaz. Çocuklarım hakikaten çok iyi çocuklardır. Anaları Ayşe Hanım onları çok iyi yetiştirdi. Ben çok şanslıyım...

İyi de çocuklarınız, "Babamız bizi üzüyor" diyorlar. Aklınızdan, kızlarımdan genç biriyle evlendiğim için onları utandırıyor olabilirim diye hiç geçirmediniz mi?

- Ben, gerçeğe bakarım. Onlarla aramız düzelir. Kimse de aramıza giremez!

Peki onlardan biri, 17 yaşındayken 71 yaşında biriyle evlenmeye kalksa ne hissederdiniz?

- Nazlıcan 17 değil, anlatamıyorum bir türlü! 18´i bitirdikten sonra kim ne isterse yapar. O kendi bileceği iş. Bana ayıp gelmez...

"Evladım, yapma etme!" demez misiniz? Ne olacak 10 yıl sonra? Sürmez bu evlilik...

- Herkes kendi kaderini yaşar, karışmayacaksın! Neticede onun hayatı. Ne isterse yapar. Ben bir kızıma "Bunu alacaksın" dedim, halbuki o istemiyordu, ben istiyorum diye aldı. Üzgünüm böyle davrandığım için. O pişman, ben daha pişmanım...

İlk eşiniz Ayşe Hanım için "O kendinden küçük biriyle evlenmez, o çok ahlaklı biridir" dediniz. Bu ne demek?

- Ayşe Hanım yapmaz. Ne kendinden küçük biriyle, ne de büyükle...

O şu anda 60 yaşında, 40´ında bekár kaldı değil mi? Şöyle bir haksızlık yok mu? Siz 70 yaşındasınız genç bir karınız var, cinsel hayatınız var, mutlusunuz. Bu, Ayşe Hanım´a haksızlık değil mi?

- Sen haklısın ama o senin gibi düşünmüyor. Ben nasıl kendi hayatımı tanzim etmişsem, o da etmeliydi. İstemedi. Ayşe Hanım´a varlık verdim, kimseye muhtaç değil, Fatih´teki Kadir Topbaş´ın muhallebi sattığı bina var ya tamamen onun, Ankara´da yerleri var, refah içinde yaşıyor.

İyi de her şey para değil ki...

- Benden ayrıldığı zaman 40 yaşındaydı, evlenebilirdi isteseydi...

Siz istemezdiniz...

- Olur mu ben ayrılmıştım ondan, istese evlenebilirdi...

Ama şimdi diyorsunuz ki ahlaklı biri yapmaz!

- Ahlaklı demek, evlenmemek demek değil. Evlenmek istek meselesidir; arzu meselesidir. O istemedi. O çocuklarının yanında olmak istedi. Sen bana inanmıyorsun ama doğa farklı yaratmış kadınla erkeği...

Ayşe Arman/Hürriyet