Davutoğlu 'Pelikan' iddialarına sert çıktı: Sanal şarlatanların ayak oyunlarına izin vermem!

Davutoğlu konuşmasında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile arasındaki derin çatlağı yazan "Pelikan dosyası"nı yazanlara çok sert çıktı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Eski Türkiye özlemi çeken sanal şarlatan ve müfterilerin ayak oyunlarına izin vermeyeceğiz. Her türlü fitne ve fesattan bizleri rabbimiz korusun" dedi. "Bu dava için gerekirse makam, mevkiyi ve nefsimi ayaklarımın altına alırım, hiçbir makam bu kutlu davadaki hiçbir arkadaşımın kalbini kırmam, bu ak yürekli kadroların üzülmesine izin vermem" diyen Davutoğlu, "Herkes imtihandadır. Sağ ve sol omzumuzda dosya tutanlara bakarız. Onlar hakkı yazsın, gerisi ne yazarsa yazsın. Kim ne yazarsa yazsın, önce bu iki dosya yazıcıya bakın" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasında yaşanan anlaşmazlıklara dair ağır ifadeler ve iddialar içeren 'Pelikan Dosyası' gündeme oturmuştu. Partisinin grup toplantısında konuşan Davutoğlu'nun bu açıklaması, akıllara "Bu iddialara mesaj mı gönderdi" sorusunu getirdi.

Dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin komisyon görüşmelerindeki tekme ve yumrukların havada uçuştuğu kavgalara da değinen Davutoğlu, "Dokunulmazlık konusu açıldığında mangalda kül bırakmayan ucuz kahramanlar şimdi pespayeliğin her türlüsünü sergiliyorlar. Kendileri tükenirken siyaseti de tüketme ve meclis çatısını kavganın, kargaşanın adresi gibi göstermek gayretindeler. Diyarbakır Ulu Camii’nin kardeşi Bursa’daki Ulu Camii’yi kana bulamak isteyen terör örgütünün destekçilerine her türlü dokunulacaktır" diye konuştu.

AKP'de il ve ilçe başkanlarını atama yetkisi hafta içi AKP Genel Başkanı'ndan alınarak MKYK'ya verilmişti. 'Davutoğlu'nun yetkilerine tırpan' olarak nitelendiren bu olayın ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe'de Bakanlar Kurulu'nu toplamıştı.

Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

AK Parti hareketinin mensubu olmaktan gurur duyuyorum. Milyonların desteğiyle, rızasıyla, gözyaşı ve dualarıyla varılan bu hareket, prosedürlerle kurulan bir partiden çok daha fazladır. Nesillerce ödenen bedellerin neticesidir AK Parti. Hiçbir hesaba, hiçbir makama kurban edilecek bir parti değildir AK Parti. Bu parti, bütün mahlukata karşı kendini sorumlu sayan büyük Türkiye davasıdır. Biz bu ülkeyi, bu vatana, bu devleti büyük bedeller ödeyerek koruduk ve savunduk. Allah’ın izniyle kıyamete kadar bu vatanı hak etmiş olarak yaşayacağız.

Biz bu ülkeye, bu toprağa, bu vatana sadakatle bağlı bir kadroyuz. Bu ülkeye hizmet etmekten daha ulvi bir dava, makam ve mevki tanımıyoruz. 3 Kasım 2002 ile 1 Kasım 2015 arasında verilen destansı mücadelenin hangi badirelerle bugüne geldiğini biliyorsunuz. E muhtırayı, AK Parti’ye kapatma davasını, Gezi olaylarını, 17/25 Aralık’ı, 6-7 Ekim olaylarını hatırlıyorsunuz. Biz bu kritik kavşakları milletin asli gündemini ıskalamayarak, siyaset mühendislerine prim vermeyerek dosdoğru bir kararlılıkla geçtik.

7 Haziran sonrası AK Parti bitti diye sevinenleri hatırlayın. Onlar aslında milli iradenin sesinin tekrar kesilebileceğine seviniyorlardı ama hepiniz gördünüz, şahit oldunuz. Biz dik durduk ve heveslerini kursaklarında bıraktık. Bu milleti hükümetsiz bırakmayız dedik. Diğer partiler kaçarken biz bu yola baş koyduk.

Bu saldırılara karşı dimdik durduk ve Türkiye sahipsiz değildir dedik. Biz bir seçim hükümetiyiz, görevimiz ülkeyi seçime götürmek demedik. 1 Kasım’da bütün bir milletin bizimle olduğunu gösterdi. Allah razı olsun. Madem ki Türkiye saldırı altında, karşılarına çıkmak bizim görevimiz dedik. AK Parti’nin Türkiye için siyaset yapan, ülke yönetme sorumluluğunu sonuna kadar hisseden yegane parti olduğunu takdir ettik. Hep beraber destan yazdık. Bunu sizler başardınız, bizler başardık. Memleket şuuruyla, hizmet aşkıyla kazandık. Seçimde milletimize 2002’den bu yana yaptığımız atılımların yanında yeni reformların sözünü verdik. Türkiye’ye yakışan, özgürlükçü, demokratik, adil bir anayasa sözü verdik. İnşallah gereğini yerine getireceğiz. AK Parti verdiği hiçbir sözden kaçmadı, kaçmaz. AK Parti millete verdiği hiçbir sözü unutmaz. Bugüne kadar mahcup olmadık, inşallah bundan sonra da olmayacağız.

"Sanal şarlatan ve müfterilerin
ayak oyunlarına izin vermeyeceğiz"


Ülkeler iç çatışmalar ile yok ediliyor. İnsanlar kıyıma bırakılıyor. Moğol, Haçlı saldırıları ve 1. Dünya Savaşı’nda yaşanan acılardan daha fazla acı yaşanıyor. Paravan örgütler bu çatışmaların tarafı haline getirilerek taşeronluk yapıyor. Adları, ideolojileri farklı görünse de hepsi hizmetkar görevi görüyor, istikrar adası Türkiye’yi hedef alıyorlar. Türkiye tüm bu kirli, kanlı ve ahlaksız saldırılara hak ettiği cevabı verecek güçtedir çünkü AK Parti iktidardadır. Milletimiz müsterih olsun, Türkiye’de güçlü bir devlet, istikrarlı bir hükümet var.

Yaptıkları saldırılar asla yanlarına kalmıyor. Bu hareketin en önemli özelliği başından sonuna yerli ve milli olması, tepeden tırnağa ayaklarının bu topraklara basmasıdır.

Her birinizle 7 Haziran’da, 1 Kasım’da yaptığımız mitingleri tek tek hatırlıyorum. Tek tek saymak çok vakit olur ama biliniz ki yüreğim hepinizin yanındadır. Bizim Türkiye sevdamız, anonim, kişiliksiz saldırılardan zerre kadar etkilenmez. AK Parti hamdolsun milletten aldığı destekle eski Türkiye defterini kapamıştır. Eski Türkiye özlemi çeken sanal şarlatan ve müfterilerin ayak oyunlarına izin vermeyeceğiz. Her türlü fitne ve fesattan bizleri rabbimiz korusun.

Bizler gözümüzü Türkiye’nin büyük hedeflerine dikmişiz. Birileri kumpaslarla uğraşırken biz milletimize hizmetin peşindeyiz. Onlarca açılışlar yapıyoruz, hiçbir ilimize boş elle gitmiyoruz. Van’a, Bingöl’e, Muş’a toplu açılışlarla gittik. Her hafta milletimizle kucaklaşıyor, kuzeyi güneyle, doğuyu batıyla buluşturuyoruz. Muş’ta da, Varto’da da milletimizle kucaklaştık. Meclis’te terör yapan danışman kılıklı adamların kurtarıldı dedikleri Varto’nun her sokağına gittim. Tek bir şey gösterdim. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Varto’dadır ve hiçbir engel olmadan milletle buluşur.

Bir Antalya, bir Tekirdağ, bir Bursa, bir Erzurum. Hepinize teşekkür ediyorum. Hiçbir insanımız, şehrimiz mahrumiyet yaşamasın istiyoruz. Bunun için çalışıyoruz, projeler başlatıyoruz, yatırımlar yapıyoruz. Türkiye ekonomisini 14 yılda şaha kaldırdık. Bu şahlanış devam ediyor, devam edecek Allah’ın izniyle. 2015’te beklentilerin üstünde gerçekleşen büyüme piyasalara can verdi, ümit verdi.

2016’nın ilk üç ayında yabancı yatırımcı 2 milyar doların üstünde menkul alımı yaptı. Enflasyon daha da düşecek demiştim, öyle de oldu. Yüzde 6,57 seviyesine düştü. Bu son 3 yılın en düşük seviyesidir. Bu istikrar, bu kararlılık devam edecek. Reformları bir bir hayata geçireceğiz. Bu güzel ülkeyi küresel ekonominin en önemli aktörlerinden biri yapacağız.

"Terör örgütünün destekçilerine
her türlü dokunulacaktır"


Birileri bizi sığ gündemlere hapsetmeye çalışıyor olabilir. Biz bunlara izin vermeyeceğiz. Milletimiz için koşmaya durmaksızın devam edeceğiz.

Sadece ve sadece Türkiye için siyaset yapıyoruz. Bütün insanlar adına hak ve adalet mücadelesi veriyoruz. Aziz kardeşlerim, İstanbul AKSEM’de, AK Parti’nin 10 maddesini saymıştım.

AK Parti güçlü bir geleneğe sahiptir. Bir dava partisidir, misyon hareketidir. İşte, muhalefetin hali ortada. Artık onların Türkiye’nin geleceği için hayırlı bir söz beklemiyoruz. Yeni anayasa için kendi tabanlarına verdikleri sözü bile tutmuyorlar. Kendilerinin en çok oyu alarak yönetimde oldukları şehirlere bile ihanet ediyorlar. Eli kanlı bir örgütün sözcülüğüne devam ediyor. Dokunulmazlık konusu açıldığında mangalda kül bırakmayan ucuz kahramanlar şimdi pespayeliğin her türlüsünü sergiliyorlar. Kendileri tükenirken siyaseti de tüketme ve meclis çatısını kavganın, kargaşanın adresi gibi göstermek gayretindeler. Diyarbakır Ulu Camii’nin kardeşi Bursa’daki Ulu Camii’yi kana bulamak isteyen terör örgütünün destekçilerine her türlü dokunulacaktır.

Buradan, bu saldırı esnasında Bursa Ulu Camii civarında vakur bir şekilde dimdik duran Osman Gazi’nin torunlarına selam ediyorum. Bunları savunanlar da bu topraklara ait olamaz. Bu maşalara gereken dersi veren, geçit vermeyen AK Parti grubuna yürekten teşekkür ediyorum. Siz dün bir destan yazdınız.

Ülkemiz için katkı verecek hiçbir değer üretmiyorlar. Çaresizlik içinde hakaret ve iftiraya başvuruyorlar. Kılıçdaroğlu’nun tutarsızlığı tabanı da rahatsız ediyor. Bir gün paralel yapının sözcüsü oluyor, bir gün hendek kazanlara arkadaş diyor. Bazı milletvekillerini sesini çıkaramıyor. Galiba o milletvekilleri Kılıçdaroğlu’nun dahil olamadığı bir denklem içinde. Bu kadar tutarsızlığın adı ancak siyasal şizofreni olabilir. En ağır hakaretleri kullanıp Türkiye kutuplaşıyor demek sadece siyasal şizofreniyle açıklanabilir.

Biz başka partiler gibi değiliz, siyasi menfaatlerinin peşinde koşanlardan değiliz. Bu kervana yüklerini tutmak için dahil olanlar ne bu lisanı bilirler, ne de aşinadırlar. Türkiye’nin yeni nesillerine doğru örnek olmaktır bizim davamız. Biz bunun için bu çatı altındayız. Biz bunun için seçimler bitmiş olmasına rağmen her sokaktayız, her hanedeyiz.

"Gerekirse makam, mevkiyi
ve nefsimi ayaklarımın altına alırım"


Birilerinin gençlerimizin hayallerinin çalınmasına izin vermeyeceğiz. Silopi’de “Bizi yalnız bırakmayın” diyen amca da, dünyanın dört bir yanında dua eden milyonlar da merak emesin. Bu davalar için gerekirse makam, mevkiyi ve nefsimi ayaklarımın altına alırım, hiçbir makam bu kutlu davadaki hiçbir arkadaşımın kalbini kırmam, bu ak yürekli kadroların üzülmesine izin vermem. Herkes imtihandadır. Sağ ve sol omzumuzda dosya tutanlara bakarız. Onlar hakkı yazsın, gerisi ne yazarsa yazsın. Kim ne yazarsa yazsın, önce bu iki dosya yazıcıya bakın. Allah bu millete bizi mahcup etmesin.

Alllah hiçbirimizi kendi hevesine zebun edenlerden etmesin, sürati müstakimden ayırmasın. Vakitler hayrola, şerler defola. Allah yar ve yardımcımız olsun.