Darbeci general Başbakanlık'ta kanepede uyurken gözaltına alınmış

Sözcü yazarı Saygı Öztürk, darbe girişiminde döneminde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın Akıncı Üssü'nden Çankaya Köşkü'ne helikopterle geldiğinde yanında bulunan Tümgeneral Mehmet Dişli'nin 16 Temmuz'da 16.30'da Başbakanlık'ta kanepede uyurken gözaltına alındığını yazdı.

15 Temmuz darbe girişiminin en önemli aktörlerinden birisi olan eski Tümgeneral Mehmet Dişli 16 Temmuz'da, saat 16.30 civarında Başbakanlık'ta kanepede yatarken, Terörle Mücadele Şubesi ekibi tarafından uyandırılarak gözaltına alınmış. Dişli iki kez ifadesi alınmasına rağmen sır vermedi.

Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, bugünkü yazısında olayın ayrıntılarını aktardı.

Saygı Öztürk, şunları yazdı: “Bazı iddialar var, Dişli'nin 16 Temmuz'da değil, 17 Temmuz'da gözaltına alındığına ilişkin. Ama dün konuştuğum bir yetkili, Dişli'nin 16 Temmuz'da, saat 16.30 civarında Başbakanlık'ta kanepede yatarken, Terörle Mücadele Şubesi ekibi tarafından uyandırılıp gözaltına alındığını söyledi. Bu konularda Mehmet Dişli'nin söyleyecekleri varsa bize bildirebilir.”

İşte o yazı…

15 Temmuz 2016 tarihinde, mesai bitiminden sonra Tümgeneral Mehmet Dişli, Genelkurmay karargahından ayrıldı. O gece saat 03.00'te darbe girişimi başlayacaktı. Ancak darbe girişiminde bulunulacağına ilişkin bir askerin MİT'e ihbarda bulunması, hava sahasının kapatılmasından sonra girişim öne alındı. Tümgeneral Dişli, saat 20.00 civarında sivil elbiseli olarak kendi aracıyla Genelkurmay'a geldi. Odasında üniformasını giydi. Darbe girişiminin yaşandığı akşam, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ı, darbeci bazı askerlerle birlikte Akıncı Üssü'ne götüren de, girişimin sonuç vermeyeceği ortaya çıkınca, Akar'la helikopterle Çankaya Köşkü'ne gelen de yine Tümgeneral Mehmet Dişli'ydi.

Akar, Genelkurmay Karargahı'ndan çıkarılırken yanında Mehmet Dişli de vardı.

MİT'in, “Paralel Devlet Yapısı-PDY” bağlantılı olduğunu belirttiği Mehmet Dişli, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ve MİT Müsteşarı'nın ısrarına rağmen 2015 Yüksek Askeri Şura'sında (YAŞ) emekliye sevk edilmemişti. General Mehmet Dişli, AKP milletvekilliği, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı, halen de Büyükelçilik görevinde bulunan Şaban Dişli'nin kardeşiydi. Şaban Bey'in adını yazdım ama bu Şaban Dişli'yi kardeşinin konumundan dolayı suçladığım anlamına gelmesin.

DİŞLİ NEREDE?

Darbe girişiminin sabahında, Bursa İl Jandarma Komutanı'nın üzerinde sözde “Yurtta Sulh Konseyi”nin “Görevde yükseltilecek”, “Göreve devam edecek”, “Emekliye sevk edilecek” askerlerle ilgili bir liste bulundu. O listede “yükseltilecek” komutanlar arasında Mehmet Dişli de bulunuyordu. Liste, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na ulaştırıldı. İsimleri yazılı olanlardan “yükseltilecek” ve “Göreve devam” denilenlerle fiilen darbe girişimine katılan rütbeliler gözaltına alınıyordu.

İstanbul'da Anayasal Suçlardan Sorumlu Başsavcı Vekili İsmail Uçar'a (Halen Anadolu Adliyesi Cumhuriyet Başsavcısı), “Görevde yükseltilecekler” listesi gönderildi ve İstanbul'da olanlar için de gözaltılar başladı. “Yükseltilecekler” listesinde yer alan bir amiralin, gözaltına alınmak istenirken tabanca çekmesi, listeyi doğrulayan önemli bir durum olarak değerlendirildi. Yükseltilecekler, görevde kalacaklar ve darbeye fiilen katıldıkları gerekçesiyle o gün yaklaşık 7 bin 500 kişi gözaltına alındı. Kamera kayıtları incelendiğinde, darbecilere yardımcı olduğu anlaşılanlardan bazıları da 17 ve 18 Temmuz'da gözaltına alındı.

Serbest kaldıktan sonra Akıncı Üssü'nden helikopterle Çankaya Köşkü'ne dönen Hulusi Akar'ın yanında yine Dişli vardı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak, Anayasal Suçlardan Sorumlu Başsavcı Vekili Necip Cem İşçimen ve savcılar listede ismi “yükseltilecekler” arasında olanlardan Tümgeneral Mehmet Dişli'nin gözaltına alınanlar arasında bulunmadığını gördü. Peki, Dişli nerede, niçin gözaltına alınmıyordu? Ele geçirilen belgelere göre darbeciler için Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Genelkurmay, TÜRKSAT, Ulus-PTT ve İstihbarat Dairesi'nin ele geçirilmesi öncelikliydi. Polatlı'dan gelen askerlerin de hangi kavşağı tutacağı önceden planlanmıştı.

KÖŞEYE SIKIŞMAYA BAŞLANDI

İzmir Başsavcı Vekili Okan Bato, Casusluk Soruşturması kapsamında 10 general ve amiralin gözaltına alınmasını istedi. Komutanlar rapor aldı. Aynı günlerde KPSS kapsamında yürütülen soruşturmada, 482 asker eşinin soruların çalınması olayının sanığı olduğu anlaşıldı. Çember daralıyordu.

Darbe girişimi öncesi devletin yaptığı üç hamle önemliydi. FETÖ bağlantılı şirketlere kayyım atanmasıyla paralara el konulması, yayın organlarının kapatılması, yayınların digital platformlardan çıkarılması, okullarının finans kaynaklarının kesilmesi. Askeri Şura'da çok sayıda askerin emekliye sevk edileceği, ihraç edileceği de öğrenilmişti. Örgütün bu hareketlere karşı bir duruş sergilemesi gerekiyordu. İşte darbe girişimi de böyle hazırlandı.

ODADAN ÇIKARILDI AMA

Akar ve Dişli, Akıncı Üssü'nden Çankaya Köşkü'ne helikopterle geldiğinde, dönemin Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'in odasına geldiler. Türkeş, Akar'ın yüzünü yıkaması için arka odayı gösterirken, Akar odadaki generalin de darbeciler arasında olduğunu ima etti. Akar, arka odaya geçerken Türkeş de Dişli'ye “Siz dışarıya buyurun” diyordu. Odadan çıkıyor ama sanki hiçbir şey yokmuş gibi başka bir odaya giriyor. O da yorgun ve uykusuz. Boş bulduğu bir odada kanepenin üzerine yatıyor.

Hulusi Akar, lojmanına götürüldüğünde dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı'ya “Mehmet Dişli'nin de darbecilerle birlikte hareket ettiği”ni söyledi. Bu sırada, listede ismi olan ama nerede olduğu bilinmeyen Mehmet Dişli hakkında Başsavcı Yardımcısı Necip Cem İşçimen gözaltı kararı vermiş ve bu durumu Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan'a de bildirmişti. Bu sırada Zekai Paşa, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Engin Dinç'i aradı. “Hulusi Paşa ile birlikte helikopterle Çankaya Köşkü'ne inen General Mehmet Dişli de darbeci” dedi.

SAAT 16.30'DA UYANDIRILDI

Darbe girişimi gecesinde ilk gözaltına alınanlar, haklarında “yakalama” kararı bulunan, İstihbarat Dairesi'ne girmeye çalışan eski istihbaratçılar Lokman Kırcı ve Gürsel Aktepe oldu. Bunlar daireyi ele geçirmeye çalışacaklardı. İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç'in talimatıyla gözaltına alındılar. Mehmet Dişli'nin gözaltına alınması için Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan'a telefon eden ise Başbakanlık Koruma Müdürü Aydın Bey ve İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç'ti.

Bazı iddialar var, Dişli'nin 16 Temmuz'da değil, 17 Temmuz'da gözaltına alındığına ilişkin. Ama dün konuştuğum bir yetkili, Dişli'nin 16 Temmuz'da, saat 16.30 civarında Başbakanlık'ta kanepede yatarken, Terörle Mücadele Şubesi ekibi tarafından uyandırılıp gözaltına alındığını söyledi. Bu konularda Mehmet Dişli'nin söyleyecekleri varsa bize bildirebilir.

Sözde ‘Yurtta Sulh Konseyi' üyesi Dişli 141 kez ağırlaştırılmış müebbete çarptırıldı.

DİŞLİ: YA ÖYLE Mİ DEMİŞ!

Ortaya çıkan bilgilere göre, darbe girişimi gecesinin en kritik isimlerinden birisi kuşkusuz Mehmet Dişli'dir. İki kez ifadesi alındı. Sır vermedi. Başsavcı Vekili Cem İşçimen ve Savcılar Kemal Aksakal ve İstiklal Akkaya, tanık ifadeleri, kamera kayıtları, MİT raporu ve diğer sanıkların verdiği ifadelerde geçen olguların teyidi ve araştırılması amacıyla bir kez daha ifadesini almak istedi. Bazı komutanların ifadelerden örnekler verildiğinde tepkisi “Yaa!”, “Demek öyle söylüyor!”, “Vay bee!” diyordu. Bu kişi hakkında genel kanaat “Çekirdekten FETÖ'cü” olduğuydu. Aynı günlerde darbeci komutanlardan Mehmet Partigöç'ün de ifadesi alındı. Hakkındaki genel izlenim, en küçük pişmanlığının olmadığı, sanki hiçbir şey yapmamış tavrı içinde olmasıydı. İlginçtir Partigöç'ün ajandasında darbe girişimi öncesinde yapılacak çalışmalarla ilgili notlar da çıkmıştı.

ÖNCE ONLAR ALINDI

15 Temmuz gecesinin kahramanları olarak bilinen dönemin Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak, yardımcısı Cem İşçimen, Savcı Hakan Pektaş, Özel kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı, İstihbarat Dairesi Başkanı Engin Dinç, Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan, Özel Harekat Dairesi Başkanı Turan Aksoy'un görevlerinden ilk alınanlar olması da ilginçti.