''DALAK'' POLEMİĞİNE O DA DAHİL OLDU; ''DALAKSIZ MI CİBİLLİYETSİZ Mİ?''

Ahmet Hakan ile Şamil Tayyar arasındaki "dalaksız" savaşına Yeni Şafak'tan Salih Tuna'da bir yazıyla dahil oldu.

Dalaksız mı cibilliyetsiz mi?

Kimi arkadaşlarımızın sayesinde Ahmet Hakan’ın dalağı yeryüzünün en meşhur dalağı oldu.

Peşinen söyleyeyim: "Dalaksız!" gibi ifadeler hiç yakışık almıyor!

Kendisi hakkında suç duyurusunda bulunarak rest çeken bir adamın dalağını dile dolamanın alemi ne?

İllaki yüzüne bir şey vurmak istiyorsanız, AK Parti’yi kapatma davası ardından döşendiği yazıyı vurun.

Mesela, "kapatılacak" demek "kapatılsın" demek değildir deyip de, her türlü moral desteği verdiği satırları hatırlatın:

"Kapatılacak, çünkü... / Başbakan Erdoğan’ın (...) laik bir devletin başbakanından ziyade, çalışkan bir imam-hatip mektebi talebesi gibi konuşması, ’kapatmacı yaklaşımlar’ için bulunmaz dayanak olmuştur... / Kapatılacak, çünkü... / ’Kapatılırsa yüzde 60’la geliriz’ sözünün bir anlamı olmadığı bilinmektedir... / Kapatılacak, çünkü... / ’Türban’ konusunda atılan hesapsız kitapsız adımlar da bu konuda malzeme sunmuştur... / Kapatılacak, çünkü... / Erdoğan’ın ’Değişmedik’ vurgulu açıklamaları, iddianameye Erdoğan’ın o eski ve çok tehlikeli sözlerinin girmesine yol açmıştır..."

Ayrıca "Savcı yanlış yaptı" ifadesinin doğru olmadığını belirterek, "Savcılar dava açar... Yanlış ya da doğru iddiasını ortaya koyar... Bu nedenle savcıya yüklenmek anlamsızdır..." diyor.

Bir de (17 Mart 2008 tarihli mahut yazının) "Tayyip’in o meşhur şansı dönüyor mu?" ara başlığı altında döktürdükleri var ki, olursa o kadar olur!

Başbakanımızın yasaklı hale gelme ihtimaline nerdeyse göbek atacak desem hiç abartmış sayılmam.

Hulasa adamın cibilliyeti ortada, siz dalağından gidiyorsunuz!

Salih TUNA / YENİ ŞAFAK