DABBE'NİN CİNLERİ YENİDEN “BÖÖ” DİYOR!
Hasan Karacadağ cinli korku filmleri çekmekte ısrarlı. Paranormal Activity'den esinlerle dolu Dabbe: Bir Cin Vakası ve haftanın diğer filmlerini Murat Tolga Şen yazıyor.
İlginç bir vizyon haftası… Epey karışık bir seçki; Korku, dövüş hatta bir Anime bile var. Haftanın en ilginç durumu hiçbir Türk filminin gösterime girmeye cesaret edemediği yaz aylarında tam 150 kopyayla karşımıza çıkan Dabbe: Bir Cin Vakası… Bakalım “Türkler yazın Türk filmi izlemez” önyargısını kırmayı başaracak mı?
Hasan Karacadağ yine bildiğimiz gibidir eminim ama asıl odaklanmamız gereken iki filmden biri Hayao Miyazaki’nin oğlu Goro’nun ikinci yönetmenlik denemesi olan Tepedeki Ev ve Dövüş filmleri için yeni bir sıçrama noktası oluşturan Endonezya yapımı Baskın… İşte haftanın sekiz filmi!
Tepedeki Ev - Kokuriko-zaka Kara – Anime - 91 dk
Yönetmen: Goro Miyazaki
Oyuncular: Masami Nagasawa, Junichi Okada, Keiko Takeshita
Özet: Gençlik yıllarını yaşayan Umi, beş kişilik ailesinin en büyük oğludur. Babası Kore Savaşı sırasında kaybolmuştur ama Umi onun döneceğine dair ümidini kesmez ve babasının dönme ihtimaline karşılık her gün çift flamayı evlerinden sallamaktadır. Tam da bugünlerde bir lisede ortaya çıkan bir öğrenci hareketinin ortasında kalır, bir yandan genç Jun’a âşık olur. Ama arlarında ikisinin de tahmin etmediği farklı bir bağ ortaya çıkar...
Tepedeki Ev, Goro Miyazaki’nin Yerdeniz Öyküleri’nden (Tales From Earthsea) sonraki yapıtı. Babasının izinden gideceği artık iyice belli oluyor ancak Goro’nun niyeti daha ayağı yere basan, fantastik dokunuşların iyice budandığı hikayeler anlatmak… Miyazaki Anime’lerinin gücünü gerçekle ilişkilendirilen ruhsal fantastik yapının verdiğini düşünürsek, bu defa da tıpkı Yerdeniz Öyküleri’nde olduğu gibi özenli ama eksik bir çabayla karşılaşıyoruz.
Tepedeki Ev’in, Tetsurô Sayama’nın 1980 tarihli shojo (Şoujo diye okunuyor) manga’sına dayanan hikâyesi baba Miyazaki tarafından filme uyarlanmış. Shojo’lar daha çok genç kadın okuyucuların ilgisine nail olan duygusal yapıtlar. Bu tür eserlerde had safhada duygusallık ve kırılganlık mevcuttur. Goro Miyazaki her ne kadar bunu frenlemeye çalışsa da hikayenin gelişimi bizim çocukluğumuzda okuduğumuz Kemalettin Tuğcu eserlerine benzer bir umutsuzluk taşıyor
Adı üstünde bilgisayarla yapılmış Amerikan animasyonunun sentetikliğine inat, Babaannelerin göz nuruyla işlediği dantel örtüler gibi bir emekle yapılmış Tepedeki Ev… Arka planlar, geniş manzaralar, yakın çekimlerdeki detaylar, kısacası inanılmaz bir işçilik… Japon çizgilerindeki gurur, onur ve aşkla yoğrulmuş duygusallıkta tamam ama film bittiğinde içinizdeki duygu herhangi bir iyi anime’yi seyretmekle eşdeğer. İleriye taşınacak bir başyapıt gördüğünüzü düşünmüyorsunuz.
Bu da tabi hemen oğulun, babayla kıyaslanmasına yol açıyor. Bana kalırsa Goro Miyazaki henüz yolun başında… Ustanın olgunluk dönemi eserlerini izlemiş ve hayran kalmış birinin bu kadar acımasız bir kıyas yapmasına gerek yok ancak eğer böyle savaş dönemi ya da sonrası öyküleri anlatmaya devam edecekse işi biraz daha Ateşböceklerinin Mezarı (Grave of the Fireflies) duygusallığına taşıyarak izleyiciyi sarsmalı… Bu anime için fazla minimal duran yapı seyircinin beklediği coşku ya da yükselme anlarının eksikliğine yol açıyor.
Yine de Anime’nin altın zamanlarında yaşamıyoruz. Karşımıza sürekli olarak Ghost in The Shell, Princess Mononoke ya da Akira gibi yapıtlar çıkmıyor. Bu tenhalıkta meraklıları için gerçekten sinemanın yolunu tutturup ilgiyle izlenecek bir yapım olduğunu düşünüyorum. İstanbul Film festivalinde de gösterilmiş ve ilgi görmüştü. Tüm zamanların en büyük anime ustasının bir çırağı yetiştirişine tanık olmak için bile görülebilir. Festivalde kaçıran ya da yeni haberi olan tüm Anime tutkunları için…
Dabbe: Bir Cin Vakası - Korku, Gerilim - 96 dk
Yönetmen: Hasan Karacadağ
Oyuncular: Nihan Aypolat, Koray Kadirağa, Pervin Bağdat, Elif Erdal
Özet: Film, Ceyda T., Sinan T. ve kızları Burcu T.’nin ani ve sebepsiz bir şekilde bedensiz bir varlığın saldırısına uğramalarını ve arkasındaki ürpertici sırrı gerçek görüntülere dayanarak anlatıyor. Türk psikiyatri tarihine “Ceyda T. Kayıtları” olarak geçen olaydan esinlenen film, Ceyda T. ve ailesinin video görüntüleri ve adli kayıtlar ile kurgulanarak oluşturuldu.
150 kopyayla gösterime giren Dabbe için sağolsunlar basın gösterimi yapmayı gerekli görmediler. Hasan Karacadağ’ın sinema yazarlarıyla arasının çok iyi olduğu sözlenemez. Kairo filminin kopyası çıkan ilk Dabbe’den biri bu böyle…
Basın bültenlerinde, yönetmenin verdiği röportajlarla oldukça iddialı bir şekilde önümüze sunulan Dabbe’den yana benim umudum yok. Yönetmenin ilkel tetikleyicileri kullanarak yani “Bööö” yaparak seyirciyi korkutmaya çalışmasını da umursamıyorum.
Mesela basın bülteninde “el-CİN filminde, insan gözünün algıladığı görüntüleri beyne göndererek, kayıt etme mantığı dünyada ilk defa kullanıldı. Hasan Karacadağ, ilk Japonya’da denediği ve özgün fikri kendisine ait olan bu metodun, filmi sinemada bir defa izleme ve sonrasında beyinde defalarca tekrar izlemeye yönelik bir bilinçaltı sistemi olduğunu söyledi.
Çekimleri Şile ve İstanbul’da gerçekleştirilen el-CİN filmi için özel olarak kurulan platoda ‘CMAB’(consciousness, mind and brain) tekniğiyle, izleyenin bilinçaltına üç boyutlu görüntüler yerleştiren yeni bir kamera ve kurgu sistemi kullanıldı. Filmin, digital efekt, özel ses efektleri ve animasyonları da bu metotla kurguya dahil edilecek.” Deniyor.
İnanın bu yazanlardan bir şey anlamak mümkün değil! Eğer Karacadağ beyninizi subliminal mesajlarla dolduracaksa dikkatli olmakta fayda var!
Baskın - The Raid Redemption – Aksiyon - 101 dk
Yönetmen: Gareth Evans
Oyuncular: Iko Uwais, Joe Taslim, Donny Alamsyah, Yayan Ruhian, Pierre Gruno
Özet: Rama özel bir SWAT timinde görevli çaylak polislerden biridir. Tim sabahın erken saatlerinde Jakarta’nın varoşlarında ünlü bir uyuşturucu baronunun korumasına aldığı binaya baskın düzenlemek için yola çıkar. Binadaki daireler şehrin en tehlikeli suçlularına kiraya verilmektedir. Polisin içeriye giremediği bina suçlular için güvenli bir sığınaktır. Tim’in görevi binayı kontrol altına alıp uyuşturucu baronunu yakalamaktır. İlk başlarda işler yolunda gider. Tim altıncı kata kadar sorunsuz ilerler. Burada tuvalete kalkmış bir çocuk polisleri görür ve alarm düğmesine basar. Bundan sonra ortalık karışır, binada ikamet eden bütün suçlular altıncı katta mahsur kalan timin peşine düşer. Kapılar kilitlenir, elektrikler kesilir. Baronun timden hiç kimseyi sağ bırakmaya niyeti yoktur.
Çığlık (Scream) serisinin ilk filmi tamamen unutulmuş, kimsenin yanına yaklaşmadığı Slasher türünü yeniden hayata döndüren film olarak bilinir. Baskın’ da aynı şeyi aksiyon-dövüş filmlerine yapabilir. İstanbul Film Festivalinde de gösterilen film öylesine bir tempoda başlıyor ve devam ediyor ki perdeden bir saniye bile gözlerinizi ayırmanız mümkün değil. Dövüş filmleri açısından tarihi bir zirve, bir mühendislik harikası… Türe meraklı olan herkesin mutlaka görmesi gereken bir film. Kaçırmayın!
Eva - Bilim Kurgu - 94 dk
Yönetmen: Kike Maíllo
Oyuncular: Daniel Brühl, Marta Etura, Alberto Ammann, Claudia Vega
Özet: Yıl 2041. Alex (Daniel Brühl) isimli meşhur bir sibernetik mühendisi, Santa Irene’de bulunan Robot Teknolojisi Fakültesi tarafından, çocuk robot projesininin başına geçmesi için çağrılır. Alex’in kardeşi David ve eşi Lana ise, Alex’in Santa Irene’den ayrılmasından sonra kendilerine bir yaşam kurmuş ve Eva isimli küçük kızları ile mutlu bir hayat sürmekte olan bir çifttir. Alex’in Eva ile tanışması ile aralarında özel bir bağ kurulur. Bakalım Alex ile ilginç bir kişiliğe sahip Eva’nın çıkacağı bu garip yolculuk nasıl bir sonla bitecek?
Eva, dahi bir sibernetik profesörünün insansı bir robot yaratmak için girdiği süreçte insan ilişkilerine odaklanması üzerine bir film. Sanırım beyazperdenin en şanslı robotları bu filmde çünkü 2041 yılında insanlar yeni bir farkındalık seviyesiyle robotlara bir eşya gibi davranmanın çok ötesinde. Prototip 519’a yaratıcısı hayranlıkla, diğerleri ise anlayışla yaklaşıyor. Bazen bir belgesel izler gibi hissettiren Eva’nın Avrupalı duygusallığı Yapay Zeka (A.I. Artificial Intelligence) ’dan daha fazla şeyin geçmesine yol açıyor izleyiciye. Sakin, sessiz ve belki de olması gerektiği gibi robot-insan etkileşimi. Eva, gelecekten umutlanmak için bir sebep. Mutlaka görmenizi tavsiye ediyorum.
Ne Adam Ama - What A Man - Romantik Komedi - 95 dk
Yönetmen: Matthias Schweighöfer
Oyuncular: Matthias Schweighöfer, Sibel Kekilli, Elyas M’Barek
Özet: Alex, genç, yakışıklı fakat biraz talihsiz bir öğretmendir. Kız arkadaşı Caroline tarafından terk edildikten sonra artık bir şeyleri değiştirmesi gerektiğini de fark eder. Kendisinden, kadınların ilgisini çekecek, güven veren, modern bir erkek yaratmak zorundadır. Nele ve arkadaşı Okke, Alex’e bu işin püf noktalarını sonuna kadar öğretmeye kararlıdır.
Sibel Kekilli bu hafta gösterime girecek olan Ne Adam Ama (What a Man) filminde de başrol üstleniyor. Kız arkadaşı tarafından terk edildikten sonra artık bir şeyleri değiştirmeye karar veren umutsuz bir erkekten, kadınların ilgisini çekecek, güven veren, modern bir erkek yaratmak için yola çıkan ve ona bu işin püf noktalarını sonuna kadar öğretmeye kararlı Nele karakterinde dişiliğine yakışan bir rolde… Film de fena değil, ilgiyle izlenen bir romantik komedi. Tek kusuru Hollywood işlerine biraz fazla özeniyor olması. Alman sinemasının tadı-tuzu yerindedir, böyle çabalara hiç gerek yok.
Bu Gece Benimsin - You Instead - Drama, Komedi -80 dk
Yönetmen: David Mackenzie
Oyuncular: Luke Treadaway, Natalia Tena, Mathew Baynton, Alastair Mackenzie
Özet: Adam ve Morello iki ayrı grubun solisti olan rock yıldızlarıdır ve büyük bir problemleri vardır. İlk defa çok büyük bir festivalde sahne alacaklarken, çılgın bir rahip onları birbiriyle kelepçelemiştir. Sahneye çıkmaya saatler kalmıştır, kelepçenin anahtarı kayıptır ama bu zıt ikilinin kalplerinin anahtarları bulunabilecek midir?
Esaret - À Moi Seule – Drama - 91 dk
Yönetmen: Frederic Videau
Oyuncular: Agathe Bonitzer, Reda Kateb, Helene Fillieres, Noemie Lvovsky
Özet: 8 yıl tutsaklıktan sonra Gaelle birdenbire kendisini kaçıran Vincent tarafından serbest bırakılır. Yeni özgür hayatı ona farklı bir bakış açısı sağlar. Filmde, kurban ve onu kaçıran kişinin arasındaki uzun süreli ilişkiden, şaşırtıcı şekilde şefkatli ve hatta kafa karıştırıcı inkâr edilemez bir sevginin ortaya çıkışı anlatılıyor.
Gökyüzünde Bir Ayna - Katmandú – Drama - 104 dk
Yönetmen: Icíar Bollaín
Oyuncular: Verónica Echegui, Saumyata Bhattarai, Norbu Tsering Gurung
Özet: Laia Katmandu’da aşırı yoksullukla ve zordakileri dışlayan içler acısı bir eğitim sistemiyle karşılaşır Oturma izni almak için anlaşmalı bir evlilik ayarlayıp, varoşlardaki çocukları eğitmeye yönelik iddialı bir projeye girişir. Böylece, öğretmen bir arkadaşı ve yeni kocasının yardımıyla kendisini Nepal toplumunun derinliklerine götürecek bir yolculuğa koyulur.
Hasan Karacadağ yine bildiğimiz gibidir eminim ama asıl odaklanmamız gereken iki filmden biri Hayao Miyazaki’nin oğlu Goro’nun ikinci yönetmenlik denemesi olan Tepedeki Ev ve Dövüş filmleri için yeni bir sıçrama noktası oluşturan Endonezya yapımı Baskın… İşte haftanın sekiz filmi!
Tepedeki Ev - Kokuriko-zaka Kara – Anime - 91 dk
Yönetmen: Goro Miyazaki
Oyuncular: Masami Nagasawa, Junichi Okada, Keiko Takeshita
Özet: Gençlik yıllarını yaşayan Umi, beş kişilik ailesinin en büyük oğludur. Babası Kore Savaşı sırasında kaybolmuştur ama Umi onun döneceğine dair ümidini kesmez ve babasının dönme ihtimaline karşılık her gün çift flamayı evlerinden sallamaktadır. Tam da bugünlerde bir lisede ortaya çıkan bir öğrenci hareketinin ortasında kalır, bir yandan genç Jun’a âşık olur. Ama arlarında ikisinin de tahmin etmediği farklı bir bağ ortaya çıkar...
Tepedeki Ev, Goro Miyazaki’nin Yerdeniz Öyküleri’nden (Tales From Earthsea) sonraki yapıtı. Babasının izinden gideceği artık iyice belli oluyor ancak Goro’nun niyeti daha ayağı yere basan, fantastik dokunuşların iyice budandığı hikayeler anlatmak… Miyazaki Anime’lerinin gücünü gerçekle ilişkilendirilen ruhsal fantastik yapının verdiğini düşünürsek, bu defa da tıpkı Yerdeniz Öyküleri’nde olduğu gibi özenli ama eksik bir çabayla karşılaşıyoruz.
Tepedeki Ev’in, Tetsurô Sayama’nın 1980 tarihli shojo (Şoujo diye okunuyor) manga’sına dayanan hikâyesi baba Miyazaki tarafından filme uyarlanmış. Shojo’lar daha çok genç kadın okuyucuların ilgisine nail olan duygusal yapıtlar. Bu tür eserlerde had safhada duygusallık ve kırılganlık mevcuttur. Goro Miyazaki her ne kadar bunu frenlemeye çalışsa da hikayenin gelişimi bizim çocukluğumuzda okuduğumuz Kemalettin Tuğcu eserlerine benzer bir umutsuzluk taşıyor
Adı üstünde bilgisayarla yapılmış Amerikan animasyonunun sentetikliğine inat, Babaannelerin göz nuruyla işlediği dantel örtüler gibi bir emekle yapılmış Tepedeki Ev… Arka planlar, geniş manzaralar, yakın çekimlerdeki detaylar, kısacası inanılmaz bir işçilik… Japon çizgilerindeki gurur, onur ve aşkla yoğrulmuş duygusallıkta tamam ama film bittiğinde içinizdeki duygu herhangi bir iyi anime’yi seyretmekle eşdeğer. İleriye taşınacak bir başyapıt gördüğünüzü düşünmüyorsunuz.
Bu da tabi hemen oğulun, babayla kıyaslanmasına yol açıyor. Bana kalırsa Goro Miyazaki henüz yolun başında… Ustanın olgunluk dönemi eserlerini izlemiş ve hayran kalmış birinin bu kadar acımasız bir kıyas yapmasına gerek yok ancak eğer böyle savaş dönemi ya da sonrası öyküleri anlatmaya devam edecekse işi biraz daha Ateşböceklerinin Mezarı (Grave of the Fireflies) duygusallığına taşıyarak izleyiciyi sarsmalı… Bu anime için fazla minimal duran yapı seyircinin beklediği coşku ya da yükselme anlarının eksikliğine yol açıyor.
Yine de Anime’nin altın zamanlarında yaşamıyoruz. Karşımıza sürekli olarak Ghost in The Shell, Princess Mononoke ya da Akira gibi yapıtlar çıkmıyor. Bu tenhalıkta meraklıları için gerçekten sinemanın yolunu tutturup ilgiyle izlenecek bir yapım olduğunu düşünüyorum. İstanbul Film festivalinde de gösterilmiş ve ilgi görmüştü. Tüm zamanların en büyük anime ustasının bir çırağı yetiştirişine tanık olmak için bile görülebilir. Festivalde kaçıran ya da yeni haberi olan tüm Anime tutkunları için…
Dabbe: Bir Cin Vakası - Korku, Gerilim - 96 dk
Yönetmen: Hasan Karacadağ
Oyuncular: Nihan Aypolat, Koray Kadirağa, Pervin Bağdat, Elif Erdal
Özet: Film, Ceyda T., Sinan T. ve kızları Burcu T.’nin ani ve sebepsiz bir şekilde bedensiz bir varlığın saldırısına uğramalarını ve arkasındaki ürpertici sırrı gerçek görüntülere dayanarak anlatıyor. Türk psikiyatri tarihine “Ceyda T. Kayıtları” olarak geçen olaydan esinlenen film, Ceyda T. ve ailesinin video görüntüleri ve adli kayıtlar ile kurgulanarak oluşturuldu.
150 kopyayla gösterime giren Dabbe için sağolsunlar basın gösterimi yapmayı gerekli görmediler. Hasan Karacadağ’ın sinema yazarlarıyla arasının çok iyi olduğu sözlenemez. Kairo filminin kopyası çıkan ilk Dabbe’den biri bu böyle…
Basın bültenlerinde, yönetmenin verdiği röportajlarla oldukça iddialı bir şekilde önümüze sunulan Dabbe’den yana benim umudum yok. Yönetmenin ilkel tetikleyicileri kullanarak yani “Bööö” yaparak seyirciyi korkutmaya çalışmasını da umursamıyorum.
Mesela basın bülteninde “el-CİN filminde, insan gözünün algıladığı görüntüleri beyne göndererek, kayıt etme mantığı dünyada ilk defa kullanıldı. Hasan Karacadağ, ilk Japonya’da denediği ve özgün fikri kendisine ait olan bu metodun, filmi sinemada bir defa izleme ve sonrasında beyinde defalarca tekrar izlemeye yönelik bir bilinçaltı sistemi olduğunu söyledi.
Çekimleri Şile ve İstanbul’da gerçekleştirilen el-CİN filmi için özel olarak kurulan platoda ‘CMAB’(consciousness, mind and brain) tekniğiyle, izleyenin bilinçaltına üç boyutlu görüntüler yerleştiren yeni bir kamera ve kurgu sistemi kullanıldı. Filmin, digital efekt, özel ses efektleri ve animasyonları da bu metotla kurguya dahil edilecek.” Deniyor.
İnanın bu yazanlardan bir şey anlamak mümkün değil! Eğer Karacadağ beyninizi subliminal mesajlarla dolduracaksa dikkatli olmakta fayda var!
Baskın - The Raid Redemption – Aksiyon - 101 dk
Yönetmen: Gareth Evans
Oyuncular: Iko Uwais, Joe Taslim, Donny Alamsyah, Yayan Ruhian, Pierre Gruno
Özet: Rama özel bir SWAT timinde görevli çaylak polislerden biridir. Tim sabahın erken saatlerinde Jakarta’nın varoşlarında ünlü bir uyuşturucu baronunun korumasına aldığı binaya baskın düzenlemek için yola çıkar. Binadaki daireler şehrin en tehlikeli suçlularına kiraya verilmektedir. Polisin içeriye giremediği bina suçlular için güvenli bir sığınaktır. Tim’in görevi binayı kontrol altına alıp uyuşturucu baronunu yakalamaktır. İlk başlarda işler yolunda gider. Tim altıncı kata kadar sorunsuz ilerler. Burada tuvalete kalkmış bir çocuk polisleri görür ve alarm düğmesine basar. Bundan sonra ortalık karışır, binada ikamet eden bütün suçlular altıncı katta mahsur kalan timin peşine düşer. Kapılar kilitlenir, elektrikler kesilir. Baronun timden hiç kimseyi sağ bırakmaya niyeti yoktur.
Çığlık (Scream) serisinin ilk filmi tamamen unutulmuş, kimsenin yanına yaklaşmadığı Slasher türünü yeniden hayata döndüren film olarak bilinir. Baskın’ da aynı şeyi aksiyon-dövüş filmlerine yapabilir. İstanbul Film Festivalinde de gösterilen film öylesine bir tempoda başlıyor ve devam ediyor ki perdeden bir saniye bile gözlerinizi ayırmanız mümkün değil. Dövüş filmleri açısından tarihi bir zirve, bir mühendislik harikası… Türe meraklı olan herkesin mutlaka görmesi gereken bir film. Kaçırmayın!
Eva - Bilim Kurgu - 94 dk
Yönetmen: Kike Maíllo
Oyuncular: Daniel Brühl, Marta Etura, Alberto Ammann, Claudia Vega
Özet: Yıl 2041. Alex (Daniel Brühl) isimli meşhur bir sibernetik mühendisi, Santa Irene’de bulunan Robot Teknolojisi Fakültesi tarafından, çocuk robot projesininin başına geçmesi için çağrılır. Alex’in kardeşi David ve eşi Lana ise, Alex’in Santa Irene’den ayrılmasından sonra kendilerine bir yaşam kurmuş ve Eva isimli küçük kızları ile mutlu bir hayat sürmekte olan bir çifttir. Alex’in Eva ile tanışması ile aralarında özel bir bağ kurulur. Bakalım Alex ile ilginç bir kişiliğe sahip Eva’nın çıkacağı bu garip yolculuk nasıl bir sonla bitecek?
Eva, dahi bir sibernetik profesörünün insansı bir robot yaratmak için girdiği süreçte insan ilişkilerine odaklanması üzerine bir film. Sanırım beyazperdenin en şanslı robotları bu filmde çünkü 2041 yılında insanlar yeni bir farkındalık seviyesiyle robotlara bir eşya gibi davranmanın çok ötesinde. Prototip 519’a yaratıcısı hayranlıkla, diğerleri ise anlayışla yaklaşıyor. Bazen bir belgesel izler gibi hissettiren Eva’nın Avrupalı duygusallığı Yapay Zeka (A.I. Artificial Intelligence) ’dan daha fazla şeyin geçmesine yol açıyor izleyiciye. Sakin, sessiz ve belki de olması gerektiği gibi robot-insan etkileşimi. Eva, gelecekten umutlanmak için bir sebep. Mutlaka görmenizi tavsiye ediyorum.
Ne Adam Ama - What A Man - Romantik Komedi - 95 dk
Yönetmen: Matthias Schweighöfer
Oyuncular: Matthias Schweighöfer, Sibel Kekilli, Elyas M’Barek
Özet: Alex, genç, yakışıklı fakat biraz talihsiz bir öğretmendir. Kız arkadaşı Caroline tarafından terk edildikten sonra artık bir şeyleri değiştirmesi gerektiğini de fark eder. Kendisinden, kadınların ilgisini çekecek, güven veren, modern bir erkek yaratmak zorundadır. Nele ve arkadaşı Okke, Alex’e bu işin püf noktalarını sonuna kadar öğretmeye kararlıdır.
Sibel Kekilli bu hafta gösterime girecek olan Ne Adam Ama (What a Man) filminde de başrol üstleniyor. Kız arkadaşı tarafından terk edildikten sonra artık bir şeyleri değiştirmeye karar veren umutsuz bir erkekten, kadınların ilgisini çekecek, güven veren, modern bir erkek yaratmak için yola çıkan ve ona bu işin püf noktalarını sonuna kadar öğretmeye kararlı Nele karakterinde dişiliğine yakışan bir rolde… Film de fena değil, ilgiyle izlenen bir romantik komedi. Tek kusuru Hollywood işlerine biraz fazla özeniyor olması. Alman sinemasının tadı-tuzu yerindedir, böyle çabalara hiç gerek yok.
Bu Gece Benimsin - You Instead - Drama, Komedi -80 dk
Yönetmen: David Mackenzie
Oyuncular: Luke Treadaway, Natalia Tena, Mathew Baynton, Alastair Mackenzie
Özet: Adam ve Morello iki ayrı grubun solisti olan rock yıldızlarıdır ve büyük bir problemleri vardır. İlk defa çok büyük bir festivalde sahne alacaklarken, çılgın bir rahip onları birbiriyle kelepçelemiştir. Sahneye çıkmaya saatler kalmıştır, kelepçenin anahtarı kayıptır ama bu zıt ikilinin kalplerinin anahtarları bulunabilecek midir?
Esaret - À Moi Seule – Drama - 91 dk
Yönetmen: Frederic Videau
Oyuncular: Agathe Bonitzer, Reda Kateb, Helene Fillieres, Noemie Lvovsky
Özet: 8 yıl tutsaklıktan sonra Gaelle birdenbire kendisini kaçıran Vincent tarafından serbest bırakılır. Yeni özgür hayatı ona farklı bir bakış açısı sağlar. Filmde, kurban ve onu kaçıran kişinin arasındaki uzun süreli ilişkiden, şaşırtıcı şekilde şefkatli ve hatta kafa karıştırıcı inkâr edilemez bir sevginin ortaya çıkışı anlatılıyor.
Gökyüzünde Bir Ayna - Katmandú – Drama - 104 dk
Yönetmen: Icíar Bollaín
Oyuncular: Verónica Echegui, Saumyata Bhattarai, Norbu Tsering Gurung
Özet: Laia Katmandu’da aşırı yoksullukla ve zordakileri dışlayan içler acısı bir eğitim sistemiyle karşılaşır Oturma izni almak için anlaşmalı bir evlilik ayarlayıp, varoşlardaki çocukları eğitmeye yönelik iddialı bir projeye girişir. Böylece, öğretmen bir arkadaşı ve yeni kocasının yardımıyla kendisini Nepal toplumunun derinliklerine götürecek bir yolculuğa koyulur.