Cüneyt Özdemir'in ardından bir tepki de Esra Elönü'den! ‘Bir tane ünlü mamül…’

"Bu ülkenin seliyle, yangınıyla ben niye mücadele ediyorum?" diyerek sitem eden Ali Atay'a Cüneyt Özdemir'in ardından Esra Elönü’den de tepki geldi.

Ünlü oyuncu Ali Atay, katıldığı bir programda yaptığı açıklamalarla dikkat çekti. Atay, "Bu ülkenin seliyle, yangınıyla, tufanıyla ben niye mücadele ediyorum abi? Benim karım doğururken benim Kahramanmaraş'ta ne işim var?" şeklinde sert ifadeler kullandı. Bu sözleriyle gündeme gelen Atay, sosyal medyada büyük tartışmalara yol açtı.

Ali Atay'ın bu açıklamalarına Cüneyt Özdemir tepki gösterdi. Ünlü televizyoncu, Ali Atay’ın sözlerini eleştirerek Bergüzar Korel ve Halit Ergenç'i örnek gösterirken Esra Elönü de tepki gösteren isimler arasında yer aldı.

“KİRLİ İYİLİK…”

“‘Maraş'ta ne işim var benim abi karım doğuruyor.’ Bir tane ünlü mamül, böyle tatil valizine plaj havlusu tıkıştırır gibi aceleyle gümbürdüyor” diyerek tepkisini köşesinden gösteren Elönü, “12 saat Maraş'a gitmiş olmanın iyiliğini keseleyip kirini sıvıyor. Doğru tanım kirli iyilik” değerlendirmesinde bulundu.

Esra Elönü’nün ‘Maraş'ta ne işim var?’ başlıklı yazısı şöyle:

"Geçici olarak servis dışı"... Kalıcı bir kepazeliğin alt başlığı...

Bir vardık bir yoktuk, evvel saman içinde kambur vicdan içinde doğrulmayan merhametin beli falan filan... Bazı insanları görünce direkt küllük aklıma geliyor insan, kendini nereye döker? Başka bir insana döke saça kendini taşır insan, acemi bir garson gibi servis kötü, sunum fecaat, kelimeler çiğ... Kibir için fırsatlar zinciri insan, kendini başkasının gerdanına allayıp pullayıp takar, kötülüğün tuttuğu aynada tazelenen makyajdır insan...

Okuduğumuzla kalsaydık bu kadar yaylanmazdık. Yerinde sayıyor olmanın şeytani şaşası sayılmamayı göze almak. İnsan, çiğ sütten çamur lapası, fazlasını koyarız kap kap başkasının gözüne. Efsane olduğunu düşündüğümüz bütün konuşmalar o çok konuşmalar, o koltuk kabartan abartma tozuna apışık yapış yapış bir bencillik üstencilik sermayesi. Eee sonuç sonuç şu " Kibir hakikatin hasmıdır bizler de arayı düzeltmeye çalışan naylonlar...

Nereye varacağım anlaşılmıştır. Sakinim izliyorum... Fazla sakinlik hiçbir şeye şaşırmıyor oluşumun kalıcı hasarı.

Bir konuşma " Maraş'ta ne işim var benim abi karım doğuruyor biz vinç arıyoruz"... Bir tane ünlü mamül, böyle tatil valizine plaj havlusu tıkıştırır gibi aceleyle gümbürdüyor. 12 saat Maraş'a gitmiş olmanın iyiliğini keseleyip kirini sıvıyor. Doğru tanım kirli iyilik.

Hani depremde taşın altında 12 saat kalan insan belki hayata tutunmuştur da oğlum benim karım doğururken ben sana koştum çivisini senin kalbine doksandan çaktım demeyi unutmuşumdur... Off büyük kayıp. Sosyal merada otlamak gitmesin boşa, sonra 'Üzgünüm Leyla' demenin hiçbir ışıltısı kalmaz.

Ne biçim olmuşsunuz siz ya, şu istifralarınız için stüdyoya ne gerek var mavi leğen görür işinizi... Siz gerçekten kimsiniz. Kim olduğunuzun derdinde değiliz, acısının suskunu olmuş nice güzel insanın başına dikilmiş hesapçı aciz tellallar. İyiliği hesapla yapan veresiyeci oyun hamurları! Verdiklerine siyasi barkod basıp görgüsüzce okutanlar! Siz kimsiniz?

Teşhir edilen iyiliğin ederi ucuzdur ucuz! İyiliğe sufle verilmez konuşturulmaz! Acısını gömen insanların yanına iyiliğinizi de gömer gelirsiniz.

Güya siyasi mesaj verecek! Çamura ağız dayamış folyo pipet gibi sıvadı.

Mizah acıyı kanatıyorsa mizah değil soytarı kalkanıdır! Düşük zekâ geliriyle mizaha yatırım yapılmaz!

Sandığın acısını tabutlardan çıkaramazsınız! O insanların acısını nefretten bir broşüre dönüştürdünüz basıp basıp dağıtıyorsunuz. Evladından annesinden kardeşinden yaralı insanları iradelerinden vurmak, şeref züğürtlüğüdür.

Onur çölünün leylaları!

Bu acizlik enkazından dublörle bile kalkamazsın.

Ne kadar ödediyseniz, şereflice kapatalım bu hesabı!