Cumhuriyet'ten 'İpek Koza Holding'e destek mesajı: 'Geçmişteki tavrı ne olursa olsun...'
Cumhuriyet gazetesi Koza-İpek Grubu'na yönelik baskına bir başyazı ile tepki gösterdi
Cumhuriyet gazetesi, Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliği'nin verdiği kararla dün (2 Eylül 2015) Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ve polis ekiplerince Koza-İpek Grubu'na yönelik baskına bir başyazı ile tepki gösterdi.
"Baskıya karşı bir arada duralım!" çağrısı yapılan başyazıda, şu ifadelere yer verildi:
Sandıkta tek başına iktidarını kaybeden hükümet, şimdi polis-Maliye baskınlarıyla medyayı susturmaya, kendi ömrünü uzatmaya çalışıyor. Böylece muhalif medyaya gözdağı verirken “Ses çıkarmazsam bana bulaşmazlar” sananları daha da sindirmeye, kendine biat ettirmeye uğraşıyor.
İpek Yayın Grubu’na dün yapılan baskın, otoriterleşmenin yeni bir adımı... İki ay sonra yapılacak seçimlerde ifade hürriyetinin, propaganda serbestliğinin olmayacağının da somut kanıtı.
Bu baskınlar, demokrasiye, basın özgürlüğüne, halkın haber alma hakkına yapılmış açık saldırılardır.
Cumhuriyet’i susturmaya, yıldırmaya yetmez; ama belki “Bana dokunmayan bin yaşasın” diyenleri sarsmaya, “Sustukça sıra bize geliyor” dedirtmeye faydası olur.
Gelinen noktada, geçmişteki tavrı, sicili, siyasi görüşü ne olursa olsun demokrasiye inanan herkesi, basın özgürlüğü safında, baskıların karşısında durmaya, dayanışmaya davet ediyoruz.
Ötekinin özgürlüğünün kendi özgürlüğümüz demek olduğunu biliyoruz; herkesin özgür olduğu bir toplumun mücadelesini veriyoruz.
Bu baskını yapanlara ve ona alkış tutanlara da, yarın adaletin kendilerine de lazım olacağını hatırlatıyoruz.
Tarih kitapları yazar:
Hiçbir despot, basına saldırarak ayakta kalamamıştır, ama basına saldırmak, her despotun sonunu hazırlamıştır.
"Baskıya karşı bir arada duralım!" çağrısı yapılan başyazıda, şu ifadelere yer verildi:
Sandıkta tek başına iktidarını kaybeden hükümet, şimdi polis-Maliye baskınlarıyla medyayı susturmaya, kendi ömrünü uzatmaya çalışıyor. Böylece muhalif medyaya gözdağı verirken “Ses çıkarmazsam bana bulaşmazlar” sananları daha da sindirmeye, kendine biat ettirmeye uğraşıyor.
İpek Yayın Grubu’na dün yapılan baskın, otoriterleşmenin yeni bir adımı... İki ay sonra yapılacak seçimlerde ifade hürriyetinin, propaganda serbestliğinin olmayacağının da somut kanıtı.
Bu baskınlar, demokrasiye, basın özgürlüğüne, halkın haber alma hakkına yapılmış açık saldırılardır.
Cumhuriyet’i susturmaya, yıldırmaya yetmez; ama belki “Bana dokunmayan bin yaşasın” diyenleri sarsmaya, “Sustukça sıra bize geliyor” dedirtmeye faydası olur.
Gelinen noktada, geçmişteki tavrı, sicili, siyasi görüşü ne olursa olsun demokrasiye inanan herkesi, basın özgürlüğü safında, baskıların karşısında durmaya, dayanışmaya davet ediyoruz.
Ötekinin özgürlüğünün kendi özgürlüğümüz demek olduğunu biliyoruz; herkesin özgür olduğu bir toplumun mücadelesini veriyoruz.
Bu baskını yapanlara ve ona alkış tutanlara da, yarın adaletin kendilerine de lazım olacağını hatırlatıyoruz.
Tarih kitapları yazar:
Hiçbir despot, basına saldırarak ayakta kalamamıştır, ama basına saldırmak, her despotun sonunu hazırlamıştır.