Cumhuriyet'ten 'Büyük Firar' bombası! O gazetecinin ismi ilk kez açıklandı!

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının cezaevinden kaçması için koğuşa malzeme sokan gazetecinin kimliğini açıkladı.

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, bugünkü yazı dizisinde, 1971 yılında, idama mahkum edilen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının cezaevinden kaçması için gereken malzemeleri koğuşa sokan kişinin Cumhuriyet yazarı Aydın Engin olduğunu açıkladı.

Dündar, yazı dizisinde şu açıklamayı yaptı:

Denizleri kurtarmak için 1971 yılı, eylül başıydı. Ankara'da savcı Deniz Gezmiş ve 17 arkadaşı için idam istemişti. Zaman daralıyordu. THKO, bu idamları durdurmak için mutlaka bir şey yapmalıydı. Yapılacak şey, ilkin Oktay Kaynak'ın aklına düştü: Kaçacaklardı...

Adı ilk kez açıklanan gazeteci

Betonu delmek için tuzruhu gerekiyordu; toprağı kazmak için çekiç, tüneli aydınlatmak için kablo. Bu işi, tutukluların pazar alışverişini yapan bir gazeteci üstlendi. Adı ilk kez açıklanan o gazeteci Aydın Engin'di.

Firara katkısını 44 yıl sonra şöyle anlattı:

"Bir akşam üstü Cihal Alptekin yanıma geldi: 'Kazetecum gel volta atıp laflayalım' dedi. Voltaya çıktık. Büyük koğuşun, daha çok THKO tutuklularınınkaldığı küçük bölümde lağım kanalı boyunca tünel kazılacaktı. Bunu sadece THKO tutuklularının önde gelenleri biliyordu. Ama koğuş sorumlusuna -malum ben oluyorum- üstü kapalı ayrıntıya girmeden, hele zaman planından söz etmeden, firar öncesi ve sonrası hesaplara değinilmeden de olsa bilgi verilmesi gerekiyordu.

Hayır "koğuş sorumlusu" olduğu için değil, çarşıdan alınacaklardan o sorumlu olduğu için... Çünkü tünel için kezzap ve tuzruhu gerekiyordu. (...)
Tuvalet temizliği için bir şişe alınabilirdi ama bir şişe kime ve neye yetsin?

Birkaç hafta alışveriş listesine ,ki, baze üç şişe kezzap yazdık. Fena yürümedi ama ihtiyaca yetmiyordu.

Birgün küçük çaplı bir mucize gerçekleşti. Yarbay hapishanede değildi. Belki izinliydi. Alışverişe Pendik pazarına bir cemse inecekti. Ben de listeyi hazırlamıştım.Cemse ile gidecek teğmen, 'Gazeteci yürü sen de gel. Kaçacak değilsin ya' deyiverdi.

Yeni Ortam dergisinin düzenli okuruymuş. Ben de içeri girene kadar derginin yazıişleri müdürüydüm. Oradan tanıyor. Canıma minnet. Cemseye ben de bindim. Birlikte Pendik pazarına gittik. Çay bahçesine oturup birer kahve içip birer de cigara tellendirdik.

Sonra da listede eksik kalan ihtiyaçlar için bazı dükkanlara girdim çıktım. Bir aktar dükkanından kezzap istedim; 'Kalmadı ama tuzruhu var' dedi. Eh o da olur. Baktım Tağmen kapıda bekliyor. Yaradana sığındım, 10 şişe tuzruhu istedim. Adam raftan alıp gazeteye sarıp paket yaptı."

Cumhuriyet, yıllar sonra açıklanan ismi bugünkü manşetine şöyle taşıdı: