Cumhuriyet’le yollarını ayıran isimler sessizliğini bozdu! ‘Patronculuk oynamak isteyenler…’

Cumhuriyet gazetesinde başlayan krizin ardından sular durulmamış ve istifa kararları art arda gelmişti. Ayrılık kararı alan isimler bugün sessizliğini bozdu ve yaşananları tek tek anlattı.

Cumhuriyet’te, 8 sendikalı çalışanın işten çıkarılması ile birlikte başlayan krizin ardından sular durulmamış ve istifa kararları art arda gelmişti. Ayrılık kararı alan 24 kişi bugün sosyal medya hesaplarından sessizliğini bozdu ve yaşananları tek tek anlattı.

“Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki Cumhuriyet emekçisi kararlarını özgür iradesiyle verir” ifadelerinin yer aldığı bildiri, şöyle noktalandı: “Türkiye tarihi bir süreçten geçerken bu yaşananlar, emeği yüce değer olarak gören Cumhuriyet’in gazetecilik anlayışına vurulmuş darbedir. Gazetenin asıl sahibi olan Cumhuriyet okuru, Türkiye'nin saygın gazetesinin yayın politikasına müdahalenin de tehlikenin de farkındadır. Zor günlerde gazeteyi büyük fedakârlıklarla yapan İlhan Selçuk'un çocukları, yazı işleri kadrosu artık gazetesinde, yuvasında, evinde değil!.. Yaşamlarını Cumhuriyet'e adamış bizlerin ayrılmasıyla birlikte hiç şüphesiz Cumhuriyet'in hafızası da vicdanı da silinmiştir!..”

Cumhuriyet’le yollarını ayıran isimlerin ‘Biz neden ayrıldık?’ başlıklı açıklaması şöyle:

Cumhuriyet gazetesi yönetiminin, editoryal bağımsızlığa müdahale girişimleri, emek ve sendika karşıtı tutumu bizleri evimiz olarak gördüğümüz, yıllarımızı adadığımız gazetemizden kopma noktasına getirdi.

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki Cumhuriyet emekçisi kararlarını özgür iradesiyle verir. Biz istifa için kimseye baskı yapmadık, kimseden de baskı görmedik. Ayrılma kararı gibi kalma kararı da herkesin kişisel tercihidir. Hakkımızda birçok iftira atıldı. Art niyetle ya da bir planın parçası olarak ayrılmadık. Biz, “teşkilatçılığıyla” övünenlerden değiliz, o işleri bilmeyiz.

Birkaç hafta öncesine kadar aklımızın ucundan bile geçmeyen ayrılık kararına nasıl gelindi?

- “Tek adam yönetimine”, “ben yaptım oldu” anlayışına karşı çıkarken evimizde, Cumhuriyet'te aynı anlayışla yüz yüze geldik. Patronsuz, bağımsız oluşuyla övündüğümüz gazetemizde patronculuk oynamak isteyenler tarafından boyunduruk altına alınmak istendik!.. Büyüklerimizden öğrendiğimiz, bizi gazetemize yürekten bağlayan, Cumhuriyet’i Cumhuriyet yapan geleneklerin ayaklar altına alındığını gördük!..

- Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun'un yönetim kurulu başkanlığını yaptığı şirket yönetimi tarafından Türkiye Gazeteciler Sendikası'ndan (TGS) istifaya zorlandık. Cumhuriyet'in yüzyıllık tarihiyle bağdaşmayan "operasyon", emekçilerin direnciyle başarısız oldu. Bu kez "toplu işten çıkarma" tehdidiyle karşı karşıya kaldık. TGS ile 15 Kasım 2021’de toplu sözleşme imzalanmasının hemen ardından şirket yönetimi "en az 15 kişinin işten çıkarılmasına" karar verdi. Sekiz arkadaşımız genel yayın yönetmeninden habersiz işten çıkarıldı. Çalışan ve kamuoyu baskısı üzerine sekiz arkadaşımız geri alınsa da bazıları görevlerine döndürülmedi. Onlara destek verdiği için görevinden alınan Aykut Küçükkaya, gazeteden istifaya zorlandı ve Küçükkaya’nın dönüşü için hiçbir adım atılmadı.

- Arkadaşlarımıza sahip çıkmak için planladığımız açıklama öncesi gazete bahçesine polis sokuldu. Çalışanlar, Cumhuriyet’in tarihi boyunca görülmemiş ve gazetemizin birinci sayfasına da konulan “dehşet bir yazı” ile tehdit edildi.

Türkiye tarihi bir süreçten geçerken bu yaşananlar, emeği yüce değer olarak gören Cumhuriyet’in gazetecilik anlayışına vurulmuş darbedir. Gazetenin asıl sahibi olan Cumhuriyet okuru, Türkiye'nin saygın gazetesinin yayın politikasına müdahalenin de tehlikenin de farkındadır. Zor günlerde gazeteyi büyük fedakârlıklarla yapan İlhan Selçuk'un çocukları, yazı işleri kadrosu artık gazetesinde, yuvasında, evinde değil!.. Yaşamlarını Cumhuriyet'e adamış bizlerin ayrılmasıyla birlikte hiç şüphesiz Cumhuriyet'in hafızası da vicdanı da silinmiştir!..

#CumhuriyetBiziz”

İşte o açıklama...