Cumhuriyet'in tepe ismi Akın Atalay için karar çıktı!
Akın Atalay, Almanya dönüşü dün Atatürk Havalimanı'nda gözaltına alınmıştı.
Almanya dönüşü Atatürk Havalimanı'nda gözaltına alınan Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Dün Türk Hava Yolları'na ait uçakla saat 11.30'da Berlin'den İstanbul'a gelen Atalay uçağın kapısına gelen polis ekipleri tarafından alınarak apronda bir araca bindirilmişti. Bir süre havalimanındaki polis merkezinde tutulan Akın Atalay, daha sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürülmüştü.
Akın Atalay ile birlikte gelen eşi Adalet Atalay’ı, havalimanında Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar, Cumhuriyet Gazetesi’nin avukatı Bahri Belen ile Cumhuriyet Gazetesi yöneticileri karşılamıştı.
Cumhuriyet'te tutuklanan yazar ve yönetici sayısı 10'a yükseldi
Atalay ile birlikte, Cumhuriyet Gazetesi ve imtiyaz sahibi Cumhuriyet Vakfı yöneticilerine yönelik yürütülen soruşturmada, tutuklanan şüpheli yönetici ve gazetecilerin sayısı 10 oldu.
Atalay hakkındaki iddialar
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosunca yürütülen soruşturma kapsamında, Başsavcıvekillleri Mehmet Akif Ekinci, Zafer Koç, Hasan Yılmaz ile savcılar Murat İnam ve Özgür Metin tarafından imzalanan sevk yazısında Atalay hakkındaki suçlamalara da yer verildi. Yazıda 'Medyanın görevi bilgi ve haber aktarmaktır. Manipülasyonla gerçeği perdeleyip terör örgütlerinin amacına uygun hareket etmek, iç kargaşa çıkartmak ve ülkeyi yönetilemez hale getirmek gazetecilik değildir" ifadeleri kullanıldı.
"Cumhuriyet Vakfının yönetim kurulunun ele geçirilmeye çalışıldığı" iddasına yer verilen yazıda, şüpheli Atalay'ın vakfın Yönetim Kurulu Başkan Vekili olduğu ve gazetenin İcra Kurulu Başkanlığı görevini yaptığı belirtilerek, ''Atalay, Atatürkçü ve sosyal demokrat bir çizgide yayın yapan Cumhuriyet gazetesini, yasalara uygun olmayan vakıf değişikliği ile 90 yıllık yayın politikasına yüzde yüz ters ve aykırı şekilde büyük bir değişikliğe giderek, gazeteyi FETÖ ve PKK silahlı terör örgütlerine destek olacak şekilde yönlendirdi'' denildi.
Yine sevk yazısında Zaman gazetesi ile Cumhuriyet gazetesinin aynı başlık kullanması ve MİT tırları haberi ile "FETÖ'nün amaçlarına yönelik yayınlar yaptırdığı, yine hakkında FETÖ'den soruşturma açılan ve firari olan eski cumhuriyet savcısı Celal Kara ile Can Dündar marifetiyle röportaj yapıldığı ve yayınlar yapıldığı, bu yayınlar ile devletin hedef tahtasına oturtulduğu" öne sürüldü. ''Gazetede silahlı terör örgütü PKK mensuplarının işledikleri binlerce cinayet görülmeksizin söz konusu cani terör örgütü mensuplarının ne kadar insani değerlere sahip oldukları izlenimi uyandıracak ve PKK terör örgütüne sempati duyulmasını sağlamaya yönelik haberler yapılmıştır'' ifadeleri kullanıldı.
"Cumhuriyet gazetesinin kuruluşundan beri logonun üzerine hiçbir habere yer verilmediği ancak 23-24 Mayıs 2015 tarihli gazetede logosunun üzerine Fetullah Gülen'in fotoğrafı ile birlikte 'Fakirhaneme bunlar malikane diyor' şeklinde başlık atılarak haber yapıldığı'' ifadesi de sevk yazısında yer alan bir diğer suçlama oldu.
Dün Türk Hava Yolları'na ait uçakla saat 11.30'da Berlin'den İstanbul'a gelen Atalay uçağın kapısına gelen polis ekipleri tarafından alınarak apronda bir araca bindirilmişti. Bir süre havalimanındaki polis merkezinde tutulan Akın Atalay, daha sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürülmüştü.
Akın Atalay ile birlikte gelen eşi Adalet Atalay’ı, havalimanında Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar, Cumhuriyet Gazetesi’nin avukatı Bahri Belen ile Cumhuriyet Gazetesi yöneticileri karşılamıştı.
Cumhuriyet'te tutuklanan yazar ve yönetici sayısı 10'a yükseldi
Atalay ile birlikte, Cumhuriyet Gazetesi ve imtiyaz sahibi Cumhuriyet Vakfı yöneticilerine yönelik yürütülen soruşturmada, tutuklanan şüpheli yönetici ve gazetecilerin sayısı 10 oldu.
Atalay hakkındaki iddialar
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosunca yürütülen soruşturma kapsamında, Başsavcıvekillleri Mehmet Akif Ekinci, Zafer Koç, Hasan Yılmaz ile savcılar Murat İnam ve Özgür Metin tarafından imzalanan sevk yazısında Atalay hakkındaki suçlamalara da yer verildi. Yazıda 'Medyanın görevi bilgi ve haber aktarmaktır. Manipülasyonla gerçeği perdeleyip terör örgütlerinin amacına uygun hareket etmek, iç kargaşa çıkartmak ve ülkeyi yönetilemez hale getirmek gazetecilik değildir" ifadeleri kullanıldı.
"Cumhuriyet Vakfının yönetim kurulunun ele geçirilmeye çalışıldığı" iddasına yer verilen yazıda, şüpheli Atalay'ın vakfın Yönetim Kurulu Başkan Vekili olduğu ve gazetenin İcra Kurulu Başkanlığı görevini yaptığı belirtilerek, ''Atalay, Atatürkçü ve sosyal demokrat bir çizgide yayın yapan Cumhuriyet gazetesini, yasalara uygun olmayan vakıf değişikliği ile 90 yıllık yayın politikasına yüzde yüz ters ve aykırı şekilde büyük bir değişikliğe giderek, gazeteyi FETÖ ve PKK silahlı terör örgütlerine destek olacak şekilde yönlendirdi'' denildi.
Yine sevk yazısında Zaman gazetesi ile Cumhuriyet gazetesinin aynı başlık kullanması ve MİT tırları haberi ile "FETÖ'nün amaçlarına yönelik yayınlar yaptırdığı, yine hakkında FETÖ'den soruşturma açılan ve firari olan eski cumhuriyet savcısı Celal Kara ile Can Dündar marifetiyle röportaj yapıldığı ve yayınlar yapıldığı, bu yayınlar ile devletin hedef tahtasına oturtulduğu" öne sürüldü. ''Gazetede silahlı terör örgütü PKK mensuplarının işledikleri binlerce cinayet görülmeksizin söz konusu cani terör örgütü mensuplarının ne kadar insani değerlere sahip oldukları izlenimi uyandıracak ve PKK terör örgütüne sempati duyulmasını sağlamaya yönelik haberler yapılmıştır'' ifadeleri kullanıldı.
"Cumhuriyet gazetesinin kuruluşundan beri logonun üzerine hiçbir habere yer verilmediği ancak 23-24 Mayıs 2015 tarihli gazetede logosunun üzerine Fetullah Gülen'in fotoğrafı ile birlikte 'Fakirhaneme bunlar malikane diyor' şeklinde başlık atılarak haber yapıldığı'' ifadesi de sevk yazısında yer alan bir diğer suçlama oldu.