Cumhuriyet'in gizemli yazarı hükümete yakın köşe yazarlarını topa tuttu: Eyyyy sandık sen nelere kadirsin!

Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Halif, bugünkü yazısında hükümete yakın köşe yazarlarını ateş püskürdü.

Halif, "İktidar kalemlerine ‘Sakin ol şampiyon’ diyorum" başlığıyla kaleme aldığı yazısında köşe yazarlarına,"Ya, siz ne kahramanmışsınız, ne objektifmişsiniz, ne tarafsızmışsınız" diye seslendi ve "Eyyyy sandık sen nelere kadirsin, diye bağırası geliyor insanın" sözleriyle göndermede bulundu.

Yazısında, hükümete destek veren gazetecilerin başında gelen Nagehan Alçı'ya da yüklenen Halif, seçim akşamı Alçı'nın taktığı kolyedeki renklere dikkat çekti ve "Seçim gecesi, kayıplar belli olmaya başladığında “Erdoğan’ın taraf tutması oy kaybettirdi” diye konuşan gazeteci. İşte o, önceki gece ekrana sarı-kırmızı- yeşil kolye ile çıktı. Kanal 24’teki “Esas Mesele” programında konuşulanlardan çok, sosyal medyada Alçı’nın “esas meselesi”, “kazanan sevgisi” konuşuldu" dedi.

İşte, Halif'in o yazısı:

Ya, siz ne kahramanmışsınız, ne objektifmişsiniz, ne tarafsızmışsınız. İnanın gözüm doldu. Daha seçim gecesinden itibaren AKP’nin de hataları oldu, demeler; Erdoğan’ın tarafsız kalmaması yanlış oldu, oylar kaçtı, diye efelenmeler; Kürtlerin milli rengi sarı-kırmızı-yeşil kolyelerle ekranlarda arz-ı endam etmeler... Eyyyy sandık sen nelere kadirsin, diye bağırası geliyor insanın.

Ya çalıştıkları medya kuruluşundan çıkarılınca “bu işi AKP’nin oy kaybına” bağlayanlar. Hadi sondan başlayalım. Efendim biliyorsunuz bir TMSF var. İnanın çok tarafsızdır onlar. Gider “ekonomik gerekçelerle” kanallara el koyar sonra da oradaki gazetecileri yollayıp yerine “iktidarlı gazetecileri” getirir. Akşam’da da, 360’ta da bu operasyon olmuştu. Atama Cengiz Özdemir hem gazetede hem televizyonda AKP’li olmayan ve “Gezi”ye sempati duyan herkesi işten çıkarmıştı. Sonra da televizyonu ve gazeteyi AKP’lileştirmişti. Yayın politikasıyla da çalışanıyla da. 360 ve Akşam, Ethem Sancak’a satıldı ve “AKP aşkı” sürdü gitti.

O dönem Show TV de Ciner’e satıldı. Sonra problemler yaşandı, mahkemeler açıldı, kanal TMSF yönetimine döndü. Bir süre orada kaldı. Geçen hafta sonu tekrar Ciner’e geçti. Tesadüf bu ya, kanal TMSF’de iken “Saray havayollarının” sürekli mürettebatı Melih Altınok orada program yapmaya başladı. Ciner’e döndüğünde de programı yayından kalktı. Altınok durur mu “tweet’ten bir ok sallayıvermiş” hemen: merkez medyada ilk seçim sonuçları gelmeye başladı. Ciner programımıza son verdi.

Şimdi bu cümlenin “iktidarın adamı olduğunu itiraf” kısmını mı alayım, TMSF patır patır gazeteci atarken başkaları için gıkını çıkarmamanı mı? Ne kimse işsiz kalsın, ne kimsenin programı kalksın; ama “iktidara bağlı gazeteciliğin sonuçları” bu.

Sevilay Yükselir. Sabah yazarı- a haber programcısı. O da işten çıkarıldı. HDP’ye sempatisini açıkladığı ve Yalçın Akdoğan’ı eleştirdiği için. Nazlı Ilıcak’la Twitter üzerinden yaptığı kavga ise evlere şenlikti. Ilıcak, Yükselir’e “Önce başörtüsü ve Erdoğan düşmanıydın. AKP iktidarını perçinleyince onlara yanaştın. Şimdi yeni bir çıkış arıyorsun ama nafile” ifadelerini kullandı. Yükselir de Ilıcak’a “Oğlunun puro işini halletmedi diye Unakıtan’la kavga ettin” diyecekti. Hay Allah, yine başkası adına utanma huyum depreşti.

Gelelim ağır abilere. Star başyazarı Ahmet Taşgetiren, 7 Haziran seçiminde AKP’nin tek başına iktidarını kaybetmesine ilişkin olarak, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meydana inmesi. Bu bir yönüyle Ak Parti’de Tayyip Erdoğan coşkusunu devreye sorarken diğer yandan Ak Parti’ye oy veren daha ortadan kesimlerde ‘tarafsızlık eleştirileri’ne hak verme tepkisi doğurdu” dedi.

Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, 7 Haziran seçimi sonucunda AKP’nin tek başına iktidarını kaybetmesinin perde arkasında yatan nedenleri “Niçin oldu bu” sorusuna cevap arayarak irdeledi. “Hiç kimse ‘ama Guardian, ama New York Times, ama paralel’ falan diye söze başlayıp mazeret aramaya kalkmasın” diyen Kılıçarslan, “Asgari ücret çok düşük, sosyal adaletin tesisi şart, diyenlere kulaklar tıkandığı için oldu. ‘Bakara makara’ diyerek açık ara AK Parti tabanının en nefret ettiği adam haline gelen, Meclis’teki oylamada verdiği o fotoğraf yüzünden partiyle ilişiğinin o gün kesilmesi iktiza eden adamların balkonlara çıkarılması sebebiyle oldu” diye yazdı.

Yazıyı yazarken meslektaşlardan biri “passport media” diye bir tweet hesabı açılmış gördün mü dedi. Görmemiştim. Kimin dedim. “Cemaate yakın diyorlar ama AKP içinden birileri diyenler de var” diye yanıt verdi. Hesaba girip baktım, Sabah yayın yönetmeni Erdal Şafak emekli oluyor, Star medya grubu küçülüyor, Mehmet Metiner ile Yiğit Bulut’a ekran yasak diye haberler vardı. İlginç geldi, izlenebilir.

Şimdi gelelim kolyeye. Medya yazısının içinde kolyenin ne işi var diyenlere yanıtım şudur: Nagehan Alçı, iktidarın yakını. Seçim gecesi, kayıplar belli olmaya başladığında “Erdoğan’ın taraf tutması oy kaybettirdi” diye konuşan gazeteci. İşte o, önceki gece ekrana sarı-kırmızı- yeşil kolye ile çıktı. Kanal 24’teki “Esas Mesele” programında konuşulanlardan çok, sosyal medyada Alçı’nın “esas meselesi”, “kazanan sevgisi” konuşuldu.