CUMHURİYET GAZETESİNİN İNTERNET SİTESİ NEDEN PARALI?.. UYGULAMANIN SEBEBİ NE OLABİLİR?...ABONELİK SİSTEMİNİN İLHAN SELÇUK'LA NE İLGİSİ VAR?..TAHA KIVANÇ ŞİFRELERİ ÇÖZDÜ!..

Cumhuriyet Gazetesi'ne internet üzerinden erişilemiyor,daha doğrusu erişiliyor da abonelik sisetim uyguladıkları için para ödemeniz gerekiyor...Peki Cumhuriyet Gazetesi'nin internet sitesi neden paralı?...

Cumhuriyet gazetesine internet üzerinden erişilemiyor; daha doğrusu erişiliyor da abonelik sistemi uyguladıkları için para ödemeniz gerekiyor... Bir ara Sabah gazetesi de 'paralı abone sistemi' uygulamak istemiş, ama kısa sürede vazgeçmişti bu uygulamadan... İnternetin serazat ortamı gazetenin bütününü aboneye bağlamayı kaldırmıyor...

Uygulamanın sebebi ne olabilir? Akla ilk gelen 'para kazanmak' oluyor. Ancak, eminim, öyle hatrı sayılır bir paralı abonesi yoktur Cumhuriyet'in; olsa da sayfalardan taşan reklâmları veren büyük şirketler (Koç, Sabancı, Eczacıbaşı, Ülker) internete de reklâm katkısında bulunur ve açığı rahatlıkla kapatırdı. Başka bir sebebi olması lâzım...

Son tartışmalar yüreğime yakın duran bir sebebi düşündürüyor: İlhan Selçuk'un yazılarına arşivden ulaşılmasını engellemek... Geçen hafta neredeyse hergün İlhan Bey'le ilgili yazılar yazdım; âdetim hilâfına hiçbirinde yazılarına link veremedim... Versem de abone değilseniz ulaşamazsınız ki... Erişim engellenince yazıları aslından okuyamıyorsunuz; ikinci elden aktarma, yazının bütününü okumak kadar etkili değil...

Kim ne derse desin, Cumhuriyet'in internet erişimini kısıtlamasını, İlhan Bey'in 2001 sonrasında yüklendiği yeni misyonla irtibatlı görüyorum. İnternet arşivi her gazetenin ve her yazarın belleği aynı zamanda; erişemezseniz bellek de eksik kalıyor...

Kendisine yönelik takılmalara sessiz kalmadı İlhan Selçuk, son yazısını kendini savunmaya ayırdı. Yazdıkları gerçekten ibretlik satırlar. Herkesi rahatlıkla 'dönek' ve 'liboş' olmakla suçlayabilen biri için ibretlik... Vaktiyle 'düşman' belledikleriyle elele verdiğini itiraf ediyor ve amacını şöyle açıklıyor: "Seçimden sonra bir CHP-MHP koalisyonu kurulması..."

Yazısının ilgili bölümünü aynen sunayım: "Ben, lâik Atatürk Cumhuriyeti'nin bütünlüğü için dün bana işkence etmiş olanlarla bugün el ele vermeyi yurtseverliğin gereği sayıyorum. (..) Seçimden sonra bir CHP-MHP koalisyonu olasılığı dinci ve dönek solcu tayfasını çıldırtıyor..."

Ne kadar kolaymış, görüyorsunuz... Karşınızdakini 'dinci' ve 'dönek' olarak suçlayabiliyorsanız, kendinizi her yere konuşlandırabilirsiniz; orası sizin yıllardan beri savunduğunuz ilkelere aykırı bir yer, hatta bütün yazarlık hayatınız boyunca 'düşman' gösterdiğiniz bir kesimin yanı bile olsa... Değişen yeni yeriniz sizi nasıl 'dönek' yapmaz, anlayabilmiş değilim...

Konuyla bizden başka bir de Vatan gazetesi yakından ilgileniyor. Vatan'a göre, İlhan Selçuk'un yeni tavrı MHP yönetimi tarafından memnuniyetle karşılanmış... Cumartesi günü bazı başka gazetelerle birlikte Cumhuriyet'te de çıkan reklâmın, İlhan Selçuk'un köşesinin bulunduğu 2. sayfada yayımlanmasını MHP istemiş...

O köşenin hemen altı, gazetenin en itibarlı reklâm kuşağıdır; yaşlı eski tüfekler, yakınlarına, vefat ettiklerinde ölüm ilânlarının "İlhan Selçuk'un yazısının hemen altında" yayımlanması vasiyetinde bulunur. MHP kurmayları reklâmlarının o sayfada çıkmasından özel bir keyif almıştır...

"Oyunu AKP'ye verme de kime verirsen ver" diye özetlenebilecek tavrını savunurken iki gerekçenin ardına sığınıyor İlhan Bey. İlki, Ak Parti'nin kötü -çok kötü- bir parti olması... Diğeri de şu: "Vaktiyle Ecevit'in DSP'si ile Devlet Bahçeli'nin MHP'si koalisyon yapmadılar mı?"

Yaptılar da, koalisyon kurulana kadar, Cumhuriyet, o sevdadan vazgeçmesi için yürüttüğü baskıcı yayınlarla Ecevit'e kök söktürdüydü; şimdiyse MHP'nin destekl