Cumhurbaşkanlığından ABD'ye mesaj: "Türkiye alternatifsiz değil"

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, ilk röportajını Siyaset Ekonomi Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde yayımlanan Kriter dergisine verdi..

Kendisinin de kuruluşundan Temmuz 2018’e kadar Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı derginin Şubat sayısı için Burhanettin Duran’ın sorularını yanıtlayan Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığındaki yeniden yapılanma sürecinden stratejik iletişim faaliyetlerine, Kaşıkçı cinayetinden Türkiye’nin Suriye politikası ve terörle mücadele adımlarına kadar birçok konuda önemli değerlendirmelerde bulundu.

“HİÇBİR ÜLKENİN SURİYE POLİTİKASI TÜRKİYE KADAR İSTİKRARLI DEĞİL”

Fahrettin Altun, Türkiye’nin Suriye konusunda “bu ülkeyi terör örgütleri için bir sığınak olmaktan çıkaracak, toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini muhafaza edecek ve tüm toplumsal kesimleri kuşatacak” siyasi bir çözüm için çalıştığını ifade etti.

Başka hiçbir ülkenin Suriye politikasının Türkiye’nin yaklaşımı kadar istikrarlı olmadığını vurgulayan Altun, Suriye’deki istikrarsızlık ve çatışma ortamının oluşturduğu boşlukta kendine yol bulan PKK/PYD ve DEAŞ terör tehdidini hiçbir ülkenin Türkiye kadar sıcak şekilde yaşamadığını belirtti.

Altun,şöyle devam etti:

“Sadece son üç yılda bu terör örgütlerince çoğu Suriye’nin kuzeyinde planlanmış 100’e yakın saldırıda binlerce vatandaşımızı kaybettik. Terör, uluslararası bir tehdit iken bazı ülkelerin terör örgütleri arasında ayrım yaptığına, hatta onları silahlandırıp desteklediğine ibretle şahitlik ettik. Bu tablo Türkiye’yi Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Kendi göbeğimizi kendimiz keseriz’ ifadesinde karşılık bulan kararlılığa taşıdı. Türkiye Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında olduğu gibi her türlü terör koridoru oluşturma girişimleri karşısında hiçbir tehdide aldırmadan yine kendi göbeğini kendi kesecektir.Önümüzdeki süreçte ABD’nin Suriye’den çekilme kararını yakından takip edeceğiz. Bu geçiş sürecini eşgüdüm ve iş birliği içerisinde yönetmek istiyoruz. Aynı zamanda Rusya ve İran’la birkaç yıldır devam eden yakın iş birliğimizi sürdüreceğiz.”

“TÜRKİYE HİÇBİR ALANDA ALTERNATİFSİZ DEĞİL”

ABD’nin son yıllarda bazı grupların ideolojik gündemlerinin etkisi altında kalarak Türkiye’yi rahatsız edecek birtakım adımlar attığına değinen Altun, “Bu adımlar sadece ikili ilişkilerde değil tüm bölgede kriz üstüne krize yol açtı. Özellikle Obama döneminde DEAŞ ile mücadele adı altında PKK/PYD/YPG ile iş tutulması ve FETÖ yöneticilerinin iadeleri konusunda mesafe alınamaması Türkiye’yi haklı olarak rahatsız etti. Buna karşın son aylarda her iki alanda da olumlu gelişmeler yaşanması memnuniyet verici. Ancak verilen taahhütlerin vakit kaybetmeden sahaya yansıması gerekir.” ifadelerini kullandı.

Fahrettin Altun, “ABD, Türkiye’ye rağmen adım atmanın Türkiye’nin beklentilerini karşılayarak iş yapmaktan daha maliyetli olduğunu ne kadar hızlı kavrarsa kendisi için o kadar iyi olur. Zira Türkiye hiçbir alanda alternatifsiz değildir.” diye konuştu.

“Zaten bu konuda emri vaki olarak değerlendirilebilecek söylemler karşısında ülkemizin güvenliğinin hiçbir şartta pazarlık meselesi olamayacağını hem sahada hem masada ortaya koyduk” diyen Altun,Türkiye’nin ulusal güvenlik ve bölge siyaseti açısından gerektiğinde sert güç unsurlarını devreye alabileceğine yönelik tavrının net şekilde ortada durduğunu söyledi.

“TÜRKİYE KÜRESEL BİR GÜCE DÖNÜŞÜYOR”

Kendi içinde normalleşmeyi sağlayan ve artık bölgesel bir güç olan Türkiye’nin şu an küresel bir güce dönüşme mücadelesi verdiğini belirten Altun,şunları kaydetti:

“Bu elbette yeni meydan okumaları beraberinde getiriyor. Özellikle 2013’ten sonra sistematik bir hal alan ‘yıpratma savaşı’ ile Erdoğan karşıtlığı üzerinden Türkiye’nin kaybetmesi hedeflenmişti. Bu süreçte sokak kalkışmalarından terör saldırılarına, askeri darbe girişiminden finansal ve ekonomik operasyonlara kadar farklı müdahale formlarıyla karşı karşıya kaldık. Her bir meydan okumayı ve saldırıyı devlet-millet birlikteliği ile atlattık. Türkiye’nin ulusal ve bölgesel ölçekte verdiği normalleşme mücadelesi küresel boyuta taşındıkça önüne farklı güçlükler çıkarılması elbette tahmin edilebilir. Buna mukabil Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde dış kaynaklı bu zorlukları bertaraf edecek bir vizyona ve bunu uygulayabilecek bir kapasiteye de sahip.”