Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan o gazeteciye sert tepki! Bunlarda kök yok kök!

Rize'de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başını örten kadın özgürlüğünden vazgeçmiştir" diyen Ayşenur Arslan'ı eleştirdi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "İstanbul'da Rize'de hemşehrelerimle bir araya geldikten sonra ana muhalefetin genel başkanı bunun demokrasi dışı olduğunu söyledi" dedi. "Bir de bir gazeteci var" diyerek Ayşenur Aslan'ı hedef alan Erdoğan, "Bu kadın çıkmış 'Bir kadın başını örttüğü zaman özgürlüğünden vazgeçiyor demektir' diyor. Ah kardeşlerim milletin değerleriyle uğraşanlara başörtüsü ve inanç düşmanlığı yapanlara 7 Haziran'da derslerini vermeniz lazım" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, memleketi Rize'de düzenlenen toplu açılış töreninde halka hitap etti.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

‘Bunlara gereken dersi 7 Haziran'da vermeniz lazım

Ana muhalefetin genel başkanı rahatsız olmuş. Benim hemşehrilerimle bir araya gelmemin demokrasiye zarar verdiğini söylüyor. Aynı zihniyetteki bir gazeteci de daha önce Sovyetler Birliği dönemine övgü düzüp, milletimizi tahkir ederek demokrasinin sandıktan geçmediğini söylemişti. Hatta daha ileri gidip, ana muhalefetin terör örgütünün güdümündeki partiyi ittifak yapmaya, silahlı ya da silahsız mücadeleye davet etmişti. Bu gazeteci geçtiğimiz günlerde ana muhalefetin TV'sinde ne diyor biliyor musunuz: "Başını örten kadın özgürlüğünden vazgeçmiştir"

Ah benim kardeşlerim ah. Bunlara gereken dersi 7 Haziran'da vermeniz lazım.

Şimdi de birisi çıkmış, arkasında terör örgütü. Onun desteğiyle yürüyor zaten. O da diyor ki işçilerin kabesi Taksim’dir. Ah benim Kürt kardeşlerim. Benim Kürt kardeşlerim dindardır. Ama kalkıp da bu ülkenin Müslüman insanlarına, kalkıp Kabe’yi Taksim olarak gösterenlere 7 Haziran’da gereken dersi verecek misin?

‘Şimdi de alkış tutuyorlar, nereye bilmem’

Her darbeyi, her cuntayı desteklediler. Şimdi de alkış tutuyorlar, nereye neye bilemem. Menderes ve arkadaşlarının kanı hala bunların ellerinde. Türkiye’nin daha sonra yaşadığı krizlerin temelinde 27 Mayıs anayasasıyla tesis edilen sistem vardır. Bunun arkasında ise akademisyenleriyle, siyasetçileriyle tam kadro tek parti döneminin yönetimi olduğunu biliyoruz. 1970’lerin başındaki cunta hareketlerinin gerisinde de daima CHP gölgesi olmuştur.

‘Problem sapık zihniyetlerde’

Demokrasi yoluyla elde edemediği iktidarı tehdit yoluyla gasp etmek bu zihniyetin klasik yöntemidir. Nitekim 1997 yılında 28 Şubat döneminde yine aynı yöntemle bir kez daha iktidarı gasp ettiler. Ana muhalefet partisinin Ankara’da hem de listenin ilk sırasında milletvekili bir bayan var. Bu aday kim biliyor musunuz? 28 Şubat döneminde insanlarımızın inancına, bilhassa başörtülü kızlarımıza yönelik baskıların en büyük savunucusudur.

Biliyorsunuz başörtüsünü serbest bırakmak için bir anayasa değişikliği yapmıştık. Hani meşhur 411 el kaosa kalktı diye başlığın atıldığın o günü hatırlıyorsunuz değil mi? AYM bu değişikliği iptal etmiş, o zaman genel başkanı olduğum partiye kapatılma davası açıldı.

Başörtülü - başı açık aralarında problem yok. Problem bu sapık zihniyetlerde. Ne oldu? Bu yasalar çıktı kıyamet mi koptu?

‘Müslüman bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz’

Anamuhalefetin sayın genel başkanı, biz bu oyunları daha önce de gördük. Müslüman bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz. İmam hatiplilerin sayısının 1 milyona çıkmasından rahatsız oldular. İmamhatipli nasıl Harward'ta okur diyorlar. Hazmedemedikleri bu. Engeller aşılıyor, daha iyi günler geliyor. Çok ileri seviyede bir gençlik geliyor. Bunu hazmedemiyorlar. Her fırsatta cami, başörtüsü düşmanlığı yapmaktan geri duymuyorlar. Terör örgütünün arkasında olduğu parkı ne diyor Diyanet'i kaldıracağız. Diyanet'ten sana ne oldu, ne yaptı sana Diyanet?

‘Daha ellerindeki belediyeyi yönetemiyorlar’

Hani sözler veriyorlar ya. Kaynağın biri de ne biliyor musunuz? Diyanet işleri Başkanı'mız tutmuş Mercedes arabayı satılsın dedim diyor. Halbuki benim bilgim olsa derdim ki; Mehmet hocam sen niye satıyorsun Mercedes'i. Senin bineceğin arabanın fiyatı ne? Sen niye gazetelere bakıyorsun. Diyorlar ki kaynaklardan biri o 1 milyonu bulduk diyorlar. Bunlar şaklaban. Bunlar ellerindeki belediyeleri yönetemiyorlar.