Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na 'klozet' davası

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP lideri Kılıçdaroğlu arasında yaşanan altın kaplama klozet polemiği yargıya taşındı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP lideri Kılıçdaroğlu arasında yaşanan altın kaplama klozet polemiği yargıya taşındı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na yönelik iddialarıyla ilgili, "mahallinde keşif yapılması suretiyle yalan söylediğinin ve iftira attığının tesbiti, kınanması ve bu kararın basın yoluyla yayınlanması" talebiyle 100 bin liralık manevi tazminat davası açtı.
Erdoğan'ın avukatı Muammer Cemaloğlu tarafından açılan davanın dilekçesinde, Kılıçdaroğlu'nun seçim çalışmaları sebebiyle yaptığı mitinglerde, Erdoğan'a yönelik haksız ve ağır ithamlarda bulunduğu belirtildi. Kılıçdaroğlu'nun miting sırasında kullandığı ifadelere yer verilen dilekçede, Erdoğan'ın, anamuhalefet partisi liderinin iddialarını TRT'de katıldığı bir programda yalanladığı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği tarafından da Saray'a davet edildiği hatırlatıldı.
KEŞİF YAPILSIN
Kılıçdaroğlu'nun "gerçek dışı iddia ve ithamları ile eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı" vurgulanan dilekçede, ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkının hiçbir zaman kişilerin uluslararası metinlerle, anayasayla ve yasalarla güvence altına alınan onur ve saygınlıklarının ihlal aracı olarak kullanılamayacağı kaydedildi. Dilekçede, Kılıçdaroğlu'nun beyanlarıyla ilgili, "mahallinde keşif yapılması suretiyle yalan söylediğinin ve Erdoğan'a iftira attığının tesbit edilmesi" istenerek, 100 bin liralık manevi tazminat ile Kılıçdaroğlu'nun kınanması ve bunun basın yoluyla yayınlanması talep edildi.
KILIÇDAROĞLU NE DEMİŞTİ?
“Siyasete girerken hep şunu söyledim. İnandığım doğruları söyleyeceğim. Altın kaplamalı tuvaletlerin fotoğrafları gazetelerde çıktı. Bu iktidar döneminde bir devlet dairesinde bir kamu kurumunda bir kişi kalkıp da kendisine altın kaplı klozet yapıyorsa bunun sorumlusu ben miyim? Ben bunun hesabını sormayacak mıyım? Ben saray, şu, bu demedim. Açık net şunu söyledim. Ankara’daki beylere çağrı yaptım. Altın kaplı klozetler yapılıyorsa bu ülkede birinin bunu düşünmesi lazım. Beyefendi üstüne alınmış. Ben onu muhatap almıyorum. Kesinlikle. Benimle özel bir tartışma alanı yaratmak istiyor. Cezai ehliyeti olmayan birini benim muhatap almam doğru değil ki. Önce cezai ehliyeti olması lazım. Öyle bir şey yok ortada. Bugün kullandığı dil nefret dilidir, nefret söylemidir. Buradan, bu kandil gecesi tuvalet temizleyip çocuklarının rızkını sağlayan bütün emekçilerin gözlerinden öpüyorum. Bu ona yeter. Bu kadar yeter.