"Kalemini terörün emrine veren gazeteci değildir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'deki uluslararası basın kuruluşlarının temsilcileriyle Dolmabahçe Ofisi'nde bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'deki uluslararası basın kuruluşlarının temsilcileriyle Dolmabahçe Ofisi'nde bir araya geldi. Erdoğan,"Merhum Cemal Kaşıkçı cinayetinin unutulmasına nasıl rıza göstermemişsek Mursi'nin dramının da unutturulmasına asla izin vermeyeceğiz." dedi. Erdoğan konuşmasını "Tek derdi iktidarı devirmek olanlara gazeteci gözüyle bakmıyoruz. Hele ki kalemini, kamerasını terör örgütlerine verenler asla ve asla bizim gözümüzde gazeteci değildir." ifadelerini kullandı..

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

Türkiye gündemi oldukça yoğun bir ülkedir. Tarihi beşeri ve pek çok coğrafi özelliği bulunuyor. Sudan'dan Endonezya'ya, Uzakdoğu'dan Avrupa'ya uzanan kökü asırlar öncesine dayanan bir kökenimiz var. İkinci Dünya Savaşı başta olmak üzere, çeşitli ülkelere giden vatandaşlarımız da ciddi bir yekün oluşturuyor. Bizim ne Avrupa'daki ne Kafkasya ne Balkanlar'da, Latin Amerika bile Türkiye'den göç eden vatandaşlarımızın olduğunu biliriz. Orta Asya'daki soydaşlarımızın vatandaşları bizim de sorunumuzdur. Bizim hiç kimsenin toprağında, egemenliğinde gözümüz yok. Bizim öncelikle güvenliğimizi, vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamaya gereksinimimiz var.

Libya'daki krizi, Sudan'daki çatışmaları, Filistinli kardeşlerimizin çilesini anlıyoruz. Bir veba gibi yayılan Neonazi'ye göz yummuyoruz. Pazartesi günü Muhammed Mursi'nin vefatıyla demokrasi ölümüne sessiz kalmıyoruz. Meslektaşınız olan Cemal Kaşıkçı cinayetinin unutturulmasına nasıl göz yummadıysak, Mursi'nin ölümüne de göz yummayacağız.

Bir ülkede seçimle gelen ilk Cumhurbaşkanı 20-25 dakika can çekişiyor, orada en ufak bir müdahale yapılmıyor, ailesi vasiyetini yerine getirerek 'köyüne gömülmek istiyor' buna izin verilmeyerek, sadece ailesi ve avukatları cenazede bulunuyor.

Mısır'da Sisi denilen kişi böyle biridir, bir zalimdir ve demokrat değildir. Önemli olan bu dünyada haklıların yanında olanların nasıl davrandığıdır.

Uluslararası basında konunun üzerine cesaretle giderek, yeni utanç sahnelerinin yaşanmasının önüne geçmeliyiz.

Gazetecilik, hakikat arayışıdır. Her gazeteci bir arayış içindedir. Yalan ve manipülatif haberlere yer vermek, bireyin doğru haber alma hakkına da engeldir. İnandırıcılığını kaybetmiş bir medya anlayışının güven erozyonuna uğratır ve meslek grubuna bir yüktür. Halk adına siyasetçileri denetlemesine asla karşı çıkmadık, çıkmıyoruz. Denetim aracı olması gereken basının, siyaseti kendi istediği biçimde yönlendirmesine itiraz ediyoruz. Kibirli, yanlı, artlı niyetli gazetecilik anlayışına karşı çıkıyoruz. Ancak hakikatin tecellisi için, tek derdi iktidarı devirmek olanlara gazeteci gözüyle bakmıyoruz. Hele ki kalemini, kamerasını terör örgütlerine verenler asla ve asla bizim gözümüzde gazeteci değildir.