Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ve Zelenski ile görüşecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özbekistan ziyaretinde gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. Devam eden Rusya-Ukrayna savaşına değinen Erdoğan, iki ülkenin liderleriyle yeniden görüşeceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özbekistan ziyareti sonrası açıklamalarda bulundu. Rusya’nın bir ayı aşkındır Ukrayna’da sürdüğü askeri harekata değinen Erdoğan, İstanbul’da yapılan barış görüşmelerine de değinerek şunları söyledi:
– Aktif diplomasimiz ve dengeli yaklaşımımız sayesinde önemli bir toplantıya ev sahipliği yapmış olmaktan memnuniyet duyduk. Döner dönmez gerek Sayın Putin’le gerek Sayın Zelenskiy'le görüşmeler yapma kararlılığım var. Bu görüşmelerde her ikisine şahsım, milletim adına teşekkürlerimi ifade edip “Artık hedefimiz bir an önce sizi bir araya getirmek” diyeceğiz.
EV SAHİPLİĞİ YAPMAYA HAZIRIZ
– Temenni ediyorum ki inşallah bir araya getirme noktasında kendilerinden bir tarih kaydını alırız. Bu çerçevede devlet başkanları düzeyinde yapılacak toplantıya da ev sahipliği yapmaya hazırız. Ama bu arada geçici ateşkesi de sağlamış olmak büyük önem arz ediyor.
– Ukrayna’nın özellikle NATO üyeliği noktasında çok ısrarlı bir duruşu yok. Aslında Ukrayna’nın Avrupa Birliği konusunda da çok ısrarlı bir davranış içinde olacağına ihtimal vermiyorum. Zira bu süreçte Avrupa Birliği üyesi ülkeler, bir kısmı dışında, bu işe ciddi manada asılmadılar.
– Bütün bunlara rağmen Sayın Putin’in Ukrayna’nın Avrupa Birliği’ne girmesi noktasındaki olumlu bakışını öğrendim, duydum. Tabi bu görüşmeler esnasında nihai durumu da öğreneceğiz. Kendisiyle görüşmemde de bunu kendisinden duymak, bu konuda atılacak adımları da daha isabetli değerlendirme imkanını bize vermiş olur.
AB 1963’TEN BERİ BİZE NELER YAPTI
– Biliyorsunuz işte 1963’ten bu yana Avrupa Birliği bize neler yaptı? Devamlı oyaladı, oyalıyor. Garantörlük konusunda da biz, Ukrayna'nın güvenliğini teminen garantör ülkelerden biri olabiliriz, buna ilke olarak sıcak bakıyoruz; ancak elbette bunun detaylarının açıklığa kavuşması gerekiyor.
10 GÜN İÇİNDE BİTER DİYORLARDI
– Rusya-Ukrayna arasındaki savaş, dünyanın son dönemde görmediği, yaşamadığı bir süreçti. Bugün Rusya yüzölçümüyle, nüfusuyla, askeri, siyasi, ekonomik, kültürel gücüyle dünyanın ilk üç ülkesi arasında yer alan bir güç, bir kuvvet. Bu durumunu görmezlikten gelmek mümkün değil. Ukrayna da sıradan bir ülke değil.
– Bugün Ukrayna da 45 milyon civarında bir nüfusa sahip ve yüzölçümü itibarıyla da öyle çok küçük bir yer değil. Şu anda tabi dünya, özellikle batı, Ukrayna’ya destek verdi, sahip çıktı. Böyle bir yapı söz konusu. Buradan hareketle değerlendirmeler yapıldı. Tabii bir de şu var; “Bu savaş bir hafta, 10 gün içinde biter” diyenler vardı.
– Görüldüğü gibi bir hafta 10 gün içinde bu savaş bitmedi. Bitmedi ama bitip bitmemesinden öte çok can kayıpları oldu. Özellikle çocuklar ve kadınlar noktasında çok ciddi kayıplar oldu. Şimdi bunları görmezlikten gelmek mümkün değil. Tabi güçlü bir Rusya’nın bile burada ciddi kayıplarının olduğu bir tablo var.
İŞİ BİTİRMİŞ OLMAK BİZİ MUTLU KILACAK
– Savaşın kazananı kaybedeni noktasında bunu iyi değerlendirmek lazım. Bu bakımdan barışın en önemli çözüm ve çıkış yolu olduğunu düşünüyorum. Buradan hareketle, bir an önce inşallah bu işin noktalanmasına vesile olabilirsek ne mutlu bizlere derim. Türkiye olarak böyle bir süreçte gerek Sayın Putin’in gerek Sayın Zelenskiy’nin bize duyduğu güvenle bu işi bitirmiş olmak bizi mutlu kılacaktır.
OLUMLU YAKLAŞIMLARINI GÖRDÜM
– Ülkemizin Ukrayna meselesinde izlediği barış yanlısı, ilkeli ve aynı zamanda dengeli politika tüm tarafların takdirini topluyor. Biliyorsunuz biz bu arada bir NATO Olağanüstü Liderler Zirvesi yaptık. Bu zirvede yaptığım bütün görüşmelerde NATO üyesi ülkelerin Türkiye’ye olumlu yaklaşımlarını gördüm.
– Türkiye’nin üzerindeki sorumluluğun ve yaptığı bu ikili diyalogların ne kadar önemli olduğunu orada birçok lider gündeme getirdi. Hele hele İstanbul'daki görüşmeden sonra çıkan netice de birçok Avrupa Birliği üyesi ülkeyi de NATO üyesi ülkeleri de Türkiye’ye yönelik farklı bir bakışa sevk etti. Tüm Batı’yı kastederek söylüyorum; artık bizim temennimiz şu, inşallah Türkiye’nin bütün liderlerin gözündeki yeri çok daha farklı olacaktır. Bunu aldığımız geri dönüşlerle de görüyoruz.
KİMİN GELDİĞİ DEĞİL, KİM ADINA GELDİĞİ ÖNEMLİ
– Biz, Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılmayacağımızı ve bunun nedenlerini daha önce defalarca açıkladık. Bir yandan Rusya'nın askeri faaliyetlerine tepkimizi ortaya koyarken bir yandan da diyalogumuzu sürdürmeyi önemsiyoruz. Bu diyalog, sadece Ukrayna bağlamında değil bizi yakından ilgilendiren Suriye, Libya, Güney Kafkasya gibi pek çok coğrafya bakımından önemlidir, gereklidir.
– Diğer yandan Abramoviç, Rus heyetinin bir üyesi olarak müzakerelere katılmıştır. Masaya kimin geldiğinden öte kim adına geldiğine bakılmalı. Eğer Rusya ve Sayın Putin kendi heyetinin içerisine Abramoviç'i de tercih ederek koymuşsa demek ki inanmış, güvenmiş. O toplantıda herkesle olduğu gibi onunla da selamlaştık. Bu çalışmalara katılan tüm heyet üyelerine ben başarılar diliyorum. Temenni ederim ki bu gayretin neticesini de en kısa zamanda görelim.