ÇUKUROVA GRUBU'NA YAPILAN OPERASYON SERDAR TURGUT'U ÇOK KIZDIRDI!..TURGUT PATRONUNU NASIL SAVUNDU?..
Ne yapıyor bu patron? Ülkeye değerler yaratmak için kendisine sadece çalışmaktan ibaret olan bir hayat kurmuş, didiniyor, uğraşıyor.
Türkiye'yi TMSF'mi koruyacak?
Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ferit Şahenk'in ev sahipliğini yaptığı gala yemeğine katılmak üzere bir süredir New York'taydım. (Bu gece hakkında detaylı yazımız beşinci sayfada bugün) Biraz kafa dinlemeye de çalıştık ama bu mümkün olmadı tabii ki. Türkiye ile ilgili tüm bağlantılarımı koparayım dedim ama seyahatte Oray Eğin ile birlikte olduğumuzdan sonuç Türkiye'den naklen yayın yapılıyor gibi oldu. Her olanı bana neredeyse saatlik şekilde anlattı.
New York'ta bulunduğumuz günlerde TMSF ile bazı gelişmeler yaşamış bizimkiler. Yaşananları dünkü gazetede anlattık. Olan bitenin ne kadar saçma olduğu ortada ve şirketin avukatları gerekeni yakında yapacaklar. Eğer bize yapılacaklar hakkında sevinçli haberler yapıp da neredeyse kına yakan rakip gazetelerin yazdığı doğruysa elbette. (Çünkü henüz konuya bakan insanlara yapılmış bir tebligat yoktu, bu yazı yazıldığı ana kadar).
Ben konuyu ilk duyduğumda "Şu TMSF kendi kuruluş kanununa 'başkalarından tahsil edemediğimiz paraları ödemekle Mehmet Emin Karamehmet' yükümlüdür' dese de biz de onlar da rahatlasak" dedim.
Onlar rahatlar, çünkü yeni borçlar çıkarmak için taklalar atmak, anayasanın da üzerine çıkmayı göze alıp kanunlara fantastik yorumlar getirmekten kurtulup da rahatlarlar.
Biz de rahatlarız, çünkü onların yapmayı adet edindikleri bize artık sürpriz olmaktan çıkar, rutin haline gelir olur biter.
Neyse bunlar benim şahsi tepkilerim. Gerekeni avukatlar mahkemelerde yapacak. Bu ayrı bir iş ama ben konunun başka önemli bir yanına değinmek istiyorum.
Bu söyleyeceklerim sadece Mehmet Emin Karamehmet'i değil, Türkiye'de iş yapmaya çalışıp değerler üreten her patronu da ilgilendiriyor.
Amerika'da kafa dinlendirme çabamın içine eden bir diğer gelişme de gündelik olarak okuduğum, duyduğum ABD ekonomisiyle ilgili haberler ve yorumlar oldu.
Ben her akşam PBS adlı kamusal kanalın (New York kanal13) saat 20.00'deki ekonomi haberlerini izlerim. Ben ayrıca korku filmi izlemeye de bayılırım ama bu kez ayrıca korku filmi izlememe gerek kalmadı. Ekonomi haberleri beni yeterince korkuttu zaten. Amerikan ekonomisi bazılarınca büyük depresyon dönemini çağrıştıran boyutta ekonomik kriz ile boğuşuyor. Bunun boyutlarını ileride başka yazılarda irdeleyeceğim ama burada bizi ilgilendiren konu farklı.
Amerika'da da TMSF'ye benzeyen kuruluşlar var. Bunlara 'Regulating institution' deniliyor. Yani düzenleyici kuruluşlar.
Bunlar ne yapıyor bu dönemde; işadamlarına yeni fırsatlar yaratmak ve krizden çıkışı güçlendirmek için bu işadamlarına yeni kaynaklar aktarmaya çalışıyorlar.
Doğrusu da budur ve buna Amerikan kamuoyunda herkes alkış tutuyor ve destekliyor.
Çünkü yakın tehlikenin herkes farkında.
Hemen Türkiye'ye geleceğim şimdi. Sadece Mehmet Emin Karamehmet'i örnek göstereceğim. (Bu yazıyı yazmadan önce onunla konuşmadım çünkü konuyu anlatsam mutlaka yazmamı istemezdi).
Ne yapıyor bu patron? Ülkeye değerler yaratmak için kendisine sadece çalışmaktan ibaret olan bir hayat kurmuş, didiniyor, uğraşıyor.
Daha önceki ekonomik krizlerde zor duruma düşmüş olan şirketler yüzünden bankaları neredeyse yok pahasına elinden çıkmış. Buna rağmen yine değerler yaratıp, uğraşm
New York'ta bulunduğumuz günlerde TMSF ile bazı gelişmeler yaşamış bizimkiler. Yaşananları dünkü gazetede anlattık. Olan bitenin ne kadar saçma olduğu ortada ve şirketin avukatları gerekeni yakında yapacaklar. Eğer bize yapılacaklar hakkında sevinçli haberler yapıp da neredeyse kına yakan rakip gazetelerin yazdığı doğruysa elbette. (Çünkü henüz konuya bakan insanlara yapılmış bir tebligat yoktu, bu yazı yazıldığı ana kadar).
Ben konuyu ilk duyduğumda "Şu TMSF kendi kuruluş kanununa 'başkalarından tahsil edemediğimiz paraları ödemekle Mehmet Emin Karamehmet' yükümlüdür' dese de biz de onlar da rahatlasak" dedim.
Onlar rahatlar, çünkü yeni borçlar çıkarmak için taklalar atmak, anayasanın da üzerine çıkmayı göze alıp kanunlara fantastik yorumlar getirmekten kurtulup da rahatlarlar.
Biz de rahatlarız, çünkü onların yapmayı adet edindikleri bize artık sürpriz olmaktan çıkar, rutin haline gelir olur biter.
Neyse bunlar benim şahsi tepkilerim. Gerekeni avukatlar mahkemelerde yapacak. Bu ayrı bir iş ama ben konunun başka önemli bir yanına değinmek istiyorum.
Bu söyleyeceklerim sadece Mehmet Emin Karamehmet'i değil, Türkiye'de iş yapmaya çalışıp değerler üreten her patronu da ilgilendiriyor.
Amerika'da kafa dinlendirme çabamın içine eden bir diğer gelişme de gündelik olarak okuduğum, duyduğum ABD ekonomisiyle ilgili haberler ve yorumlar oldu.
Ben her akşam PBS adlı kamusal kanalın (New York kanal13) saat 20.00'deki ekonomi haberlerini izlerim. Ben ayrıca korku filmi izlemeye de bayılırım ama bu kez ayrıca korku filmi izlememe gerek kalmadı. Ekonomi haberleri beni yeterince korkuttu zaten. Amerikan ekonomisi bazılarınca büyük depresyon dönemini çağrıştıran boyutta ekonomik kriz ile boğuşuyor. Bunun boyutlarını ileride başka yazılarda irdeleyeceğim ama burada bizi ilgilendiren konu farklı.
Amerika'da da TMSF'ye benzeyen kuruluşlar var. Bunlara 'Regulating institution' deniliyor. Yani düzenleyici kuruluşlar.
Bunlar ne yapıyor bu dönemde; işadamlarına yeni fırsatlar yaratmak ve krizden çıkışı güçlendirmek için bu işadamlarına yeni kaynaklar aktarmaya çalışıyorlar.
Doğrusu da budur ve buna Amerikan kamuoyunda herkes alkış tutuyor ve destekliyor.
Çünkü yakın tehlikenin herkes farkında.
Hemen Türkiye'ye geleceğim şimdi. Sadece Mehmet Emin Karamehmet'i örnek göstereceğim. (Bu yazıyı yazmadan önce onunla konuşmadım çünkü konuyu anlatsam mutlaka yazmamı istemezdi).
Ne yapıyor bu patron? Ülkeye değerler yaratmak için kendisine sadece çalışmaktan ibaret olan bir hayat kurmuş, didiniyor, uğraşıyor.
Daha önceki ekonomik krizlerde zor duruma düşmüş olan şirketler yüzünden bankaları neredeyse yok pahasına elinden çıkmış. Buna rağmen yine değerler yaratıp, uğraşm