CNN Türk Genel Müdürü'nden Korkusuz yazarına: Saray'daki kaynağın kanıt sunarsa basın kartımı imha edeceğim!
Erdoğan Aktaş, Korkusuz gazetesi yazarı Can Ataklı'yı arayarak o iddiaları yalanladı.
CNN Türk Genel Yayın Yönetmeni Erdoğan Aktaş, Korkusuz gazetesi yazarı Can Ataklı'nın, "Saray'a yakın bir kaynağım" diyerek, dünkü yazısında kendisine yönelik, "CNN Genel Müdürü Erdoğan Aktaş, Şirin Payzın'ı yanına çağırmış. 'Mehmet Uçum'a Mehmet Altanları sorman Cumhurbaşkanını çok rahatsız etmiş. Aydın Bey istemeyerek de olsa seninle ara vermemizi istedi, üzülüyorum ama artık çalışamayacağız" ifadelerinin doğru olmadığını söyledi.
Ataklı, konuya ilişkin Erdoğan Aktaş'ın kendisini arayarak "Saraydaki kaynağın ya da kaynakların olayın böyle geçtiğini kanıtlarsa önce sarı basın kartımı imha edeceğim ve mesleği bırakacağım" dediğini aktardı.
Can Ataklı'nın Korkusuz'da "Ordu bilerek mi ağırdan alıyor?" başlığıyla yayımlanan yazısından ilgili bölüm şöyle:
Bu köşede dün CNN Türk'te yaşanan olayları yazmıştım. Şirin Payzın'ın saray danışmanlarından Mehmet Uçum'u ekrana çıkarıp Mehmet Altanların tutuklulukları ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararını sorması nedeniyle Erdoğan'ın tepkisini çektiğini bunun üzerine Payzın'ın işine son verildiği dedikodularını yazmıştım. Ancak anlaşıldığı kadarıyla aslında saraydan bir tepki yoktu. Saraya “daha yakın olma” mücadelesi veren iki yayıncının “dedikodusu” bunlara yol açmıştı. Dün sabah CNN Genel Müdürü Erdoğan Aktaş aradı. “Yazdıkların doğru değil, Şirin Payzın'ın işine son verilmedi” dedi. Ardından da “Saraydaki kaynağın ya da kaynakların olayın böyle geçtiğini kanıtlarsa önce sarı basın kartımı imha edeceğim ve mesleği bırakacağım” diye ekledi. Sanıyorum Aktaş yazımda geçen “Erdoğan Aktaş'ın da yüzü kızarmıştır” cümlesine alınmış. Öncelikle bu cümle için “Özür dilerim” dedim ve ekledim; “Aslında hedef asla sen değildin, ben giderek yaygınlaşan bir anlayışa karşı yazdım o yazıyı”dedim. Erdoğan Aktaş çok eski ve kaliteli bir gazeteci. Kırmak da üzmek de istemem. Ayrıntılarını yazmayacağım sonraki sohbetimizde “işin aslı nedir?” diye sormadım. Muhtemelen “Şirin Payzın işten atılmadı” cümlesi doğrudur. İş o aşamaya gelmeden çözülmüş de olabilir. Ama şunu anlıyorum ki Doğan Grubu'nda gerçekten çok tatsızşeyler yaşanmış ve belki de yaşanmaya devam ediyor. Konuşma ve gelişmeler aynen yazdığım gibi geçmemiş olabilir ama şu bir gerçek ki bu gruptaki bazı gazeteciler (eskileriyle yenileriyle) ciddi bir “saraya en yakın benim” savaşı veriyorlar, bu uğurda da kimseyi takmıyorlar.
Ataklı, konuya ilişkin Erdoğan Aktaş'ın kendisini arayarak "Saraydaki kaynağın ya da kaynakların olayın böyle geçtiğini kanıtlarsa önce sarı basın kartımı imha edeceğim ve mesleği bırakacağım" dediğini aktardı.
Can Ataklı'nın Korkusuz'da "Ordu bilerek mi ağırdan alıyor?" başlığıyla yayımlanan yazısından ilgili bölüm şöyle:
Bu köşede dün CNN Türk'te yaşanan olayları yazmıştım. Şirin Payzın'ın saray danışmanlarından Mehmet Uçum'u ekrana çıkarıp Mehmet Altanların tutuklulukları ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararını sorması nedeniyle Erdoğan'ın tepkisini çektiğini bunun üzerine Payzın'ın işine son verildiği dedikodularını yazmıştım. Ancak anlaşıldığı kadarıyla aslında saraydan bir tepki yoktu. Saraya “daha yakın olma” mücadelesi veren iki yayıncının “dedikodusu” bunlara yol açmıştı. Dün sabah CNN Genel Müdürü Erdoğan Aktaş aradı. “Yazdıkların doğru değil, Şirin Payzın'ın işine son verilmedi” dedi. Ardından da “Saraydaki kaynağın ya da kaynakların olayın böyle geçtiğini kanıtlarsa önce sarı basın kartımı imha edeceğim ve mesleği bırakacağım” diye ekledi. Sanıyorum Aktaş yazımda geçen “Erdoğan Aktaş'ın da yüzü kızarmıştır” cümlesine alınmış. Öncelikle bu cümle için “Özür dilerim” dedim ve ekledim; “Aslında hedef asla sen değildin, ben giderek yaygınlaşan bir anlayışa karşı yazdım o yazıyı”dedim. Erdoğan Aktaş çok eski ve kaliteli bir gazeteci. Kırmak da üzmek de istemem. Ayrıntılarını yazmayacağım sonraki sohbetimizde “işin aslı nedir?” diye sormadım. Muhtemelen “Şirin Payzın işten atılmadı” cümlesi doğrudur. İş o aşamaya gelmeden çözülmüş de olabilir. Ama şunu anlıyorum ki Doğan Grubu'nda gerçekten çok tatsızşeyler yaşanmış ve belki de yaşanmaya devam ediyor. Konuşma ve gelişmeler aynen yazdığım gibi geçmemiş olabilir ama şu bir gerçek ki bu gruptaki bazı gazeteciler (eskileriyle yenileriyle) ciddi bir “saraya en yakın benim” savaşı veriyorlar, bu uğurda da kimseyi takmıyorlar.