''CİNSEL ÇEKİCİLİĞİ ARTIRMALIYIZ!..'' ESRA CEYHAN'DAN İLGİNÇ AÇIKLAMALAR!..
TRT için yaptığı, sona eren Esra Ceyhan ile Hayat programından aldığı para mecliste araştırma konusu oldu. Programının neden bittiğini söylemiyor, yeni projelere bakıyor.
Medya dilinde ''Kadın kuşağı'' diye tabir edilen kuşağın meşhur isimlerinden Esra Ceyhan'ın TRT 1'de yaptığı Esra Ceyhan ile Hayat programına son verildi. Sahibi olduğu yapım şirketinde çalışanlardan bazıları, Esra Ceyhan'dan davacı oldular. Bunlar, son Esra Ceyhan haberleri. Hepsinden öte, Kadından ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı'na talip Esra Ceyhan var bir de. Bizim 'Çaresiz Ev Kadınları'mızın rol modeli... 8 Mart Kadınlar Günü dolayısıyla, bir dinleyelim istedik kendisini. Esra Ceyhan, meslek hastalığı sebepli belki, zaman zaman televizyonda konuşur gibi konuşuyor. Hayli popüler olduğu zamanlarda kendisine yakıştırılmış ''Oprah Winfrey'' havası hâlâ baki olduğu gibi, bir de Sarah Palin havası hâkim olmuş sanki Esra Ceyhan'a. Oprah Winfrey benzetmesi için; ''Doğru. Başka var mı? Yok. Her zaman da çok mütevazı olmayacaksın,'' diyor. Bildiğiniz gibi Oprah, Amerika'nın en başarılı ve de zengin kadın sunucularından. Sarah Palin'e gelince, kendisi 2008 Amerikan Genel Başkanı seçimlerinde Obama'nın karşı safında, Cumhuriyetçi Parti'nin Başkan Yardımcısı adayıydı. Alaska Valisi şimdi. Yalnız Esra Ceyhan, Palin gibi ''siyasi manevralara enerjisini harcamak'' niyetinde değil. ''Dışarıdan bakan atanması gibi bir pozisyon'' düşünüyor. Her şey olabilir. Siyaset olmazsa ileride medya yöneticililiği yapabilir. Sohbetin başında hatta, televizyonculuğun yanı sıra doktor, hukukçu bile olunabileceğini belirtti. ''Aman Esra hanım ikisi de çok uzun iş,'' dedik ama; ''Yapan yapıyor,'' dedi. Doğru. ''Yorulmadınız mı peki bunca sene bu şov dünyasında? Şöyle sahil kasabasına falan gitmek istemez misiniz bir süre sonra?'' sorumuzun cevabı, düşündürücü; ''Dünyada başka bir yere, sahil kasabasına, dünyadan kalkan son bir araçla uzayda başka bir yere gitme fikri her zaman vardı ama işten güçten değil, insanların zaman zaman ne kadar kötü olabildiğini görüp hayret etmekten.''
ROL MODELİM ATATÜRK
Esra Ceyhan nasıl televizyonları başındaki pek çok annenin örnek kız evladı veya gelin modeliyse, onun da rol modeli Atatürk. Kendi tabiriyle; ''Çok acayip olacak ama bir kadın değil, Atatürk.'' Atatürk'e bakarak nasıl bir insan olunabileceğini anlamaya çalışıyor. İnsanlar Rönesansları yaşarken, ''Trak diye başka bir tarafa geçtiğimiz'' genç Cumhuriyetimizi hatırlatarak, değerlerine sahip çıkmamız gerektiğini söylüyor. Keza Atatürk'ün kazandırdığı kadın hakları da dahil olmak üzere Cumhuriyet'in kazanımları çok önemli. ''Bazı bitmez tartışmalarımız da bu trak diye geçişin ürünü değil mi?'' sorumuzun cevabı, Esra Ceyhan'ın çok önemli bir hayat şiarı; ''Dünden ders al ama olmuş olmuştur, geleceğe bak.''
KAYNANA MÜESSESESİ GERÇEKLERİ
Esra Ceyhan'ın değişim ve gelişiminde anne olmasının ve bir de TRT'nin payı büyük. TRT'de daha ciddi konuklar ağırlayan, daha ciddi meselelerle uğraşan Esra Ceyhan, artık bu yolda ilerleyecek. Reyting uğruna yaşanmış kötü anılar geçmişte kaldı. Gerçi onların da topluma faydası vardı. Mesela Gelinim Olur Musun? programının çıkarttığı 'star'lardan, Esra Ceyhan'ın şovuna da çok kereler konuk olmuş Semra Hanım'la kaynanalık müessessisini tartıştığımızı ve bu sorunun çözümü adına ilerleme kaydettiğimizi düşünüyor. ''Semra Hanım'ı konuk ettiğimizde de olayı uzmanlarla değerlendirmeye çalıştık. Bir kaynana niçin sivrilirdi? Neden bu hale geldi? Demek ki kaynanalık müessesesinin Türkiye'de bu kadar konuşulmaya ihtiyacı varmış. Demek ki insanların en muzdarip oldukları konu. İnsanlar böyle deşarj oldu,'' diyor. Ceyhan'ın yeni ciddi hedeflerinden biri de TRT'de program yaparken başladığı ''Ekranda Kadına Şiddete Hayır'' kampanyasına son sürat devam etmek. Bir kere kadına şiddet ekranda olmayacak. Eski filmlerde varsa da, yapımcısı Vural Bey'in görüşüyle, nasıl sigara buzlanıyorsa, buzlanacak. Program ahlakındaki bu değişime dair son olarak; ''Reyting almayacağım ama kızım kazara beni seyrettiğinde doğru şeyler görecek. Bugüne kadar benim de hayatta kalma telaşıyla hatalarım olmuş olabilir,'' diyor.
BEN ADAMIN ELİNİ HAVADA YAKALARIM
Esra Ceyhan'a göre Türkiye'deki en önemli problemlerden biri, insanların birbirlerini umursamaması ve şiddetin kanıksanması. Yalnız sürekli şiddet demek de, insanları negatif yönde etkileyip bir ilgisizlik doğurabilir zamanla. Yani işin Arabını değil, beyazını bulmak lazım. Bir Rahibe Teresa örneğiyle açıklıyor durumu; ''Rahibe Teresa'ya 'Savaş karşıtlarıyla ilgili bir toplantı var, gelir misin?' demişler, 'Yok,' demiş. 'Ben barış yanlılarının toplantısına katılacağım.'' Özellikle kadına el kaldıranlar için ciddi cezai yaptırımlar uygulanmalı Ceyhan'a göre. ''O insan elini kaldırırken demeli ki ben mahvolurum, hapislerde çürürüm. Sistem bunları dişleri arasında ezecek ki...'' Her türlü şiddete karşı en önemli Esra Ceyhan çözümlerinden biriyse empati. ''Sana yapıldığında benim, bana yapıldığında senin de ciğerin yanacak,'' diye anlatıyor bu hissi. ''Siz hiç şiddete maruz kaldınız mı?'' sorumuza da kötü bir anısıyla cevap veriyor; ''Üniversiteye giderken otobüse bindiğim devrelerde, bir-iki şeye maruz kaldım. Ama adamın kaval kemiği de onarılmaz derecede hasar almıştır.'' Küçük bir sessizlik sonrası; ''Eşiniz hiç şiddet uyguladı mı?'' sorumuzaysa; ''Olabilemez. Mümkün değil. Yani ben adamın elini havada yakalarım. Kapının önüne de koyarım. Zaten benim evli olduğum insan o kadar beyefendi bir insandı ki...'' diyor.
HETEROSEKSÜELLERİ ALIŞTIRMAK GEREKİR
Esra Ceyhan, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı olursa yapacakları arasında 183 Alo Çocuk-Alo Kadın hattının daha da tanıtılması ve süregelen ''Kadına Şiddete Hayır'' kampanyasının büyütülmesi var. Aileler üzerine konuşurken; ''İnsanlar ehliyet alırken birtakım testlerden geçiyor da neden evlenirken geçmiyorlar?'' diye soruyor. Laf ailelerden açılmışken, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'ın Avrupa Konseyi'nin ''farklı aile formları'' tanımına dair ''Eşcinsel evlilik ve eşcinsellerin ebeveyn olmalarını Türkiye olarak kabul etmediğimiz'' yazısından da konuşuyoruz. Esra Ceyhan'ın söylecek çok sözü var; ''Selma Hanım son derece haklı. Bizim şimdi her sorunumuz bitti mi? İnsanlar üç dakikada bir boşanıyor. Boşanmalar ayyuka çıktı ve ilk konumuz bu değil. Bu bir fantezi gibi geliyor. Ben eşcinsellere son derece saygılıyım. Her türlü cinsel ayrımcılığa hayır diyorum. Bir de toplumumuz buna hazır mı? Heteroseksüel bireyleri de alıştırmak gerekmiyor mu? Sayın başbakanımız nasıl açılım için toplumdan destek bekliyor, bu da bunun gibi bir şey.''
BEN MAĞDURUM, BEN VATANDAŞIM, DİNLEYİN
Maaşlarını alamadıkları, çok çalıştırıldıkları gibi gerekçelerle Esra Ceyhan'a dava açan Cey Yapım çalışanlarını soruyoruz. 'Avukat' Esra Ceyhan soluksuz konuşuyor; ''Benim iki telefonum var neden aramıyorlar? Bütün bunların menşei internet. Neden? Çünkü internet birtakım boşluklardan yararlanarak ayrık otu gibi bu yayınların çıktığı bir medya. Her konuyla ilgili mahkeme kararım var. İtiraz haklarımı sonuna kadar kullanıyorum. Bu konuda dürüst olmayan insan cebinden üç milyar harç yatırıp da mahkemeye gider mi? Arkadaşlarım haklarını alamadıklarını düşünüyorlarsa istedikleri mahkemeye gitsinler. Yüce Türk adaletinin karşısında saygıyla eğiliyorum. Haklıysalar yargı da siz haklısınız diyorsa eyvallah. Biliyorum yüce adalet son sözü söyleyecek ama ben ne istiyorum biliyor musunuz, ben tek başına küçük kızıyla yaşayan zavallı bir kadınım. Ben sizler tarafından doğru algılanmayı çok önemsiyorum. Ben mağdurum, ben vatandaşım, dinleyin beni, ahım var diyorum.''
ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK DİYE BİR ŞEY VAR
Kendisini mağdur olarak tanımlayan Ceyhan'a; ''Diğer zavallı kadınlar da giderse sizi dinleyen Emniyet Müdürleri vs onları da dinlerler mi acaba?'' diye soruyoruz. ''Gidersen dinlerler kardeşim. Gitmeyi bilirsen dinlerler. Yolunu öğrenmeyi bilirsen... Zavallı kadınlar diyoruz eyvallah ama psikiyatrlar da söylüyor. Öğrenilmiş çaresizlik diye bir şey var. Siyasi tarihimizden de, şahsi tarihimizden de söz ederken ne dedim; olan olmuş, hatalarım neler diye bakacaksın. Sonra kadın diyecek ki 'Beni kimse dövemez kardeşim, bana darp yaptı diye gider raporumu alırım.' Yasaların uygulanması için vatandaş olarak zorlayıcı olmamız lazım.'' Hobi gibi bir şey sanki dava açmak Esra Ceyhan için. ''Neden diyoruz, ne gerek var böyle davalara? '' Cevap; ''Bugün Esra Ceyhan yargıdan yardım almak için elinden geleni yapar, hukukun üstünlüğüne inanır. Mesela ben avukata genelevleri dolaştırdım. Bir genelev kadını bu işi bıraksa bile çocuklarının GBT'sinde çıkıyor bu. O çocuklar polis, asker olamıyor. Ayşe Tükrükçü için kâğıtlar aldım. Bu mücadeleyi kazandım. Bu beni ne kadar ilgilendiriyor sizce? Ama günah o insanlara da.''
CİNSEL ÇEKİCİLİĞİMİZİ ARTIRMAK İÇİN ÇABALAMALIYIZ
Bir söyleşisinde ''Kadınların en büyük derdi kendileri,'' diyen Esra Ceyhan'a 8 Mart üzeri bu sözü biraz açalım diyoruz. ''Açalım vallaha,'' diyor ve açıyor; ''Kadın kadının kurdu. Çünkü bir kadın aldatıldığı zaman kocasıyla derdini göreceğine öbür kadını muhatap kabul ediyor. Bak, bak, bak. Veya evli bir adamla olan başka kadın. O da kadın değil mi?'' ''Aldatan erkeğin hiç mi suçu yok?'' diyoruz ama ''Ben aldatılan kadın açısından bakıyorum. Önce sorunların kaynağına odaklanın,'' diyor ve kendi hayatına dair açıklamasını da yapıyor Esra Ceyhan; ''Ben eşimden ayrıldım ama biz öyle karar aldık, fikri uyuşmazlık nedeniyle.'' Bu açıklama sonrası, bir başka söyleşiden ''Kilolarım yüzünden kocamın gözü dışarı kayınca kendime bakmaya başladım'' sözünü hatırlatıyoruz. ''Kadınlar erkeklerin koca göbeklerini dert etmezken, kadınlar neden dert etmek zorunda kiloları?'' diye soruyoruz. Cevap; ''Hamilelik zor bir evre. O dönem söylenenleri gözden geçirmekte fayda var. Tabii insanların zayıf-şişman olması başkasını ilgilendirmez ama ortak hayatı paylaşırken bir cinselliği de paylaşıyorsan, her partner birbirine hoş görünmek için çaba harcamak durumunda. Cinsel çekiciliğimizi artırmak için de elimizden geleni yapmamız lazım. Eş olmak başka bir şey.'' ''Yeniden evlenir misiniz?'' sorumuza Esra Ceyhan'ın cevabı ''Evlenirim tabii.'' Gerisi uzun ve dertli; ''Neden olmasın? Severek ve sevilerek var olan bir insanım. Bir aile yapısının inanılmaz derecede özlemini çekiyorum. Kızımla bir aileyim ama bunu tamamlayacak bir baba figürü istiyorum. Genç bir insanım, başımı yaslayacak bir omuz istiyorum. Benim efkarım da ağır oluyor. Tortu bırakıyor. İnşallah vicdan sahibi, boyu boyuma, huyu huyuma,'' diye devam ederken, ''Sizi izdivaç programına çıkaralım,'' diye kaba bir espri yapıyoruz. ''Allah korusun aman aman,'' diyor.
EN SEVDİĞİM ALLIĞIN ADI 'ORGAZM'
''Bir programınızda ''Orgazm'' kelimesine kullanan birini; 'Dikkatli konuşalım lütfen,' diye uyardığınız yazıyor internette. Var mı böyle bir şey?'' merakımızı ''Bu da internetin kuyruklu yalanları,'' diye cevaplıyor Ceyhan ve muhabbet hayli enteresan bir tarafa doğru gidiyor. ''Orgazm lafı her zaman her yerde geçebilir. Ayrıca en sevdiğim allığın adı da orgazm.'' Bütün cahilliğimizle ''Öyle bir allık mı var?'' diye soruyoruz. Varmış. Dünyada en çok satan allıklardanmış. ''Peki yüzünüzdeki o mu?'' sorusuyla devam ediyor merakımız. Değilmiş. Yanaklarındaki 'Russian Girl'müş. Ne desek bilemeden ''Hiç orgazm yaşamamış bir sürü kadın var. Ne olduğunu bilmiyorlar,'' diyoruz. ''Tabii bilmiyor. Vajinusmus'u bile konuşamıyoruz. İnsan bilmediği şeyden keyif alır mı? O da bir süre sonra beraberlikten kaçar hal alıyor,'' diye cevaplıyor Ceyhan. Şaka mahiyetli ''Sonra da koca kaçıyor tabii,'' diyoruz. ''Aynen öyle,'' diyor Esra Ceyhan. Peki geçen hafta TRT'yle yaşadığı anlaşmazlıklar? Esra Ceyhan'la ilk defa bir televizyoncunun maaşı meclis gündemine girmişti. CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt Esra Ceyhan'ın aldığı iddia edilen 40 bin TL'nin araştırılmasını istemişti Bülent Arınç'tan. Esra Ceyhan kendisine bu konuda sorulan sorulara; ''O rakamı almıyorum. TRT'nin çalıştığı yapım şirketine sormalısınız'' şeklinde cevap vermişti. TRT'deki programının yayından kaldırılmasının da sebebi, bu gizemli yapım şirketinde saklı. Esra Ceyhan ve yakın arkadaşı, aynı zamanda yapım arkadaşı Vural beyin elbette ki yeni projeleri var
Sabah
ROL MODELİM ATATÜRK
Esra Ceyhan nasıl televizyonları başındaki pek çok annenin örnek kız evladı veya gelin modeliyse, onun da rol modeli Atatürk. Kendi tabiriyle; ''Çok acayip olacak ama bir kadın değil, Atatürk.'' Atatürk'e bakarak nasıl bir insan olunabileceğini anlamaya çalışıyor. İnsanlar Rönesansları yaşarken, ''Trak diye başka bir tarafa geçtiğimiz'' genç Cumhuriyetimizi hatırlatarak, değerlerine sahip çıkmamız gerektiğini söylüyor. Keza Atatürk'ün kazandırdığı kadın hakları da dahil olmak üzere Cumhuriyet'in kazanımları çok önemli. ''Bazı bitmez tartışmalarımız da bu trak diye geçişin ürünü değil mi?'' sorumuzun cevabı, Esra Ceyhan'ın çok önemli bir hayat şiarı; ''Dünden ders al ama olmuş olmuştur, geleceğe bak.''
KAYNANA MÜESSESESİ GERÇEKLERİ
Esra Ceyhan'ın değişim ve gelişiminde anne olmasının ve bir de TRT'nin payı büyük. TRT'de daha ciddi konuklar ağırlayan, daha ciddi meselelerle uğraşan Esra Ceyhan, artık bu yolda ilerleyecek. Reyting uğruna yaşanmış kötü anılar geçmişte kaldı. Gerçi onların da topluma faydası vardı. Mesela Gelinim Olur Musun? programının çıkarttığı 'star'lardan, Esra Ceyhan'ın şovuna da çok kereler konuk olmuş Semra Hanım'la kaynanalık müessessisini tartıştığımızı ve bu sorunun çözümü adına ilerleme kaydettiğimizi düşünüyor. ''Semra Hanım'ı konuk ettiğimizde de olayı uzmanlarla değerlendirmeye çalıştık. Bir kaynana niçin sivrilirdi? Neden bu hale geldi? Demek ki kaynanalık müessesesinin Türkiye'de bu kadar konuşulmaya ihtiyacı varmış. Demek ki insanların en muzdarip oldukları konu. İnsanlar böyle deşarj oldu,'' diyor. Ceyhan'ın yeni ciddi hedeflerinden biri de TRT'de program yaparken başladığı ''Ekranda Kadına Şiddete Hayır'' kampanyasına son sürat devam etmek. Bir kere kadına şiddet ekranda olmayacak. Eski filmlerde varsa da, yapımcısı Vural Bey'in görüşüyle, nasıl sigara buzlanıyorsa, buzlanacak. Program ahlakındaki bu değişime dair son olarak; ''Reyting almayacağım ama kızım kazara beni seyrettiğinde doğru şeyler görecek. Bugüne kadar benim de hayatta kalma telaşıyla hatalarım olmuş olabilir,'' diyor.
BEN ADAMIN ELİNİ HAVADA YAKALARIM
Esra Ceyhan'a göre Türkiye'deki en önemli problemlerden biri, insanların birbirlerini umursamaması ve şiddetin kanıksanması. Yalnız sürekli şiddet demek de, insanları negatif yönde etkileyip bir ilgisizlik doğurabilir zamanla. Yani işin Arabını değil, beyazını bulmak lazım. Bir Rahibe Teresa örneğiyle açıklıyor durumu; ''Rahibe Teresa'ya 'Savaş karşıtlarıyla ilgili bir toplantı var, gelir misin?' demişler, 'Yok,' demiş. 'Ben barış yanlılarının toplantısına katılacağım.'' Özellikle kadına el kaldıranlar için ciddi cezai yaptırımlar uygulanmalı Ceyhan'a göre. ''O insan elini kaldırırken demeli ki ben mahvolurum, hapislerde çürürüm. Sistem bunları dişleri arasında ezecek ki...'' Her türlü şiddete karşı en önemli Esra Ceyhan çözümlerinden biriyse empati. ''Sana yapıldığında benim, bana yapıldığında senin de ciğerin yanacak,'' diye anlatıyor bu hissi. ''Siz hiç şiddete maruz kaldınız mı?'' sorumuza da kötü bir anısıyla cevap veriyor; ''Üniversiteye giderken otobüse bindiğim devrelerde, bir-iki şeye maruz kaldım. Ama adamın kaval kemiği de onarılmaz derecede hasar almıştır.'' Küçük bir sessizlik sonrası; ''Eşiniz hiç şiddet uyguladı mı?'' sorumuzaysa; ''Olabilemez. Mümkün değil. Yani ben adamın elini havada yakalarım. Kapının önüne de koyarım. Zaten benim evli olduğum insan o kadar beyefendi bir insandı ki...'' diyor.
HETEROSEKSÜELLERİ ALIŞTIRMAK GEREKİR
Esra Ceyhan, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı olursa yapacakları arasında 183 Alo Çocuk-Alo Kadın hattının daha da tanıtılması ve süregelen ''Kadına Şiddete Hayır'' kampanyasının büyütülmesi var. Aileler üzerine konuşurken; ''İnsanlar ehliyet alırken birtakım testlerden geçiyor da neden evlenirken geçmiyorlar?'' diye soruyor. Laf ailelerden açılmışken, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'ın Avrupa Konseyi'nin ''farklı aile formları'' tanımına dair ''Eşcinsel evlilik ve eşcinsellerin ebeveyn olmalarını Türkiye olarak kabul etmediğimiz'' yazısından da konuşuyoruz. Esra Ceyhan'ın söylecek çok sözü var; ''Selma Hanım son derece haklı. Bizim şimdi her sorunumuz bitti mi? İnsanlar üç dakikada bir boşanıyor. Boşanmalar ayyuka çıktı ve ilk konumuz bu değil. Bu bir fantezi gibi geliyor. Ben eşcinsellere son derece saygılıyım. Her türlü cinsel ayrımcılığa hayır diyorum. Bir de toplumumuz buna hazır mı? Heteroseksüel bireyleri de alıştırmak gerekmiyor mu? Sayın başbakanımız nasıl açılım için toplumdan destek bekliyor, bu da bunun gibi bir şey.''
BEN MAĞDURUM, BEN VATANDAŞIM, DİNLEYİN
Maaşlarını alamadıkları, çok çalıştırıldıkları gibi gerekçelerle Esra Ceyhan'a dava açan Cey Yapım çalışanlarını soruyoruz. 'Avukat' Esra Ceyhan soluksuz konuşuyor; ''Benim iki telefonum var neden aramıyorlar? Bütün bunların menşei internet. Neden? Çünkü internet birtakım boşluklardan yararlanarak ayrık otu gibi bu yayınların çıktığı bir medya. Her konuyla ilgili mahkeme kararım var. İtiraz haklarımı sonuna kadar kullanıyorum. Bu konuda dürüst olmayan insan cebinden üç milyar harç yatırıp da mahkemeye gider mi? Arkadaşlarım haklarını alamadıklarını düşünüyorlarsa istedikleri mahkemeye gitsinler. Yüce Türk adaletinin karşısında saygıyla eğiliyorum. Haklıysalar yargı da siz haklısınız diyorsa eyvallah. Biliyorum yüce adalet son sözü söyleyecek ama ben ne istiyorum biliyor musunuz, ben tek başına küçük kızıyla yaşayan zavallı bir kadınım. Ben sizler tarafından doğru algılanmayı çok önemsiyorum. Ben mağdurum, ben vatandaşım, dinleyin beni, ahım var diyorum.''
ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK DİYE BİR ŞEY VAR
Kendisini mağdur olarak tanımlayan Ceyhan'a; ''Diğer zavallı kadınlar da giderse sizi dinleyen Emniyet Müdürleri vs onları da dinlerler mi acaba?'' diye soruyoruz. ''Gidersen dinlerler kardeşim. Gitmeyi bilirsen dinlerler. Yolunu öğrenmeyi bilirsen... Zavallı kadınlar diyoruz eyvallah ama psikiyatrlar da söylüyor. Öğrenilmiş çaresizlik diye bir şey var. Siyasi tarihimizden de, şahsi tarihimizden de söz ederken ne dedim; olan olmuş, hatalarım neler diye bakacaksın. Sonra kadın diyecek ki 'Beni kimse dövemez kardeşim, bana darp yaptı diye gider raporumu alırım.' Yasaların uygulanması için vatandaş olarak zorlayıcı olmamız lazım.'' Hobi gibi bir şey sanki dava açmak Esra Ceyhan için. ''Neden diyoruz, ne gerek var böyle davalara? '' Cevap; ''Bugün Esra Ceyhan yargıdan yardım almak için elinden geleni yapar, hukukun üstünlüğüne inanır. Mesela ben avukata genelevleri dolaştırdım. Bir genelev kadını bu işi bıraksa bile çocuklarının GBT'sinde çıkıyor bu. O çocuklar polis, asker olamıyor. Ayşe Tükrükçü için kâğıtlar aldım. Bu mücadeleyi kazandım. Bu beni ne kadar ilgilendiriyor sizce? Ama günah o insanlara da.''
CİNSEL ÇEKİCİLİĞİMİZİ ARTIRMAK İÇİN ÇABALAMALIYIZ
Bir söyleşisinde ''Kadınların en büyük derdi kendileri,'' diyen Esra Ceyhan'a 8 Mart üzeri bu sözü biraz açalım diyoruz. ''Açalım vallaha,'' diyor ve açıyor; ''Kadın kadının kurdu. Çünkü bir kadın aldatıldığı zaman kocasıyla derdini göreceğine öbür kadını muhatap kabul ediyor. Bak, bak, bak. Veya evli bir adamla olan başka kadın. O da kadın değil mi?'' ''Aldatan erkeğin hiç mi suçu yok?'' diyoruz ama ''Ben aldatılan kadın açısından bakıyorum. Önce sorunların kaynağına odaklanın,'' diyor ve kendi hayatına dair açıklamasını da yapıyor Esra Ceyhan; ''Ben eşimden ayrıldım ama biz öyle karar aldık, fikri uyuşmazlık nedeniyle.'' Bu açıklama sonrası, bir başka söyleşiden ''Kilolarım yüzünden kocamın gözü dışarı kayınca kendime bakmaya başladım'' sözünü hatırlatıyoruz. ''Kadınlar erkeklerin koca göbeklerini dert etmezken, kadınlar neden dert etmek zorunda kiloları?'' diye soruyoruz. Cevap; ''Hamilelik zor bir evre. O dönem söylenenleri gözden geçirmekte fayda var. Tabii insanların zayıf-şişman olması başkasını ilgilendirmez ama ortak hayatı paylaşırken bir cinselliği de paylaşıyorsan, her partner birbirine hoş görünmek için çaba harcamak durumunda. Cinsel çekiciliğimizi artırmak için de elimizden geleni yapmamız lazım. Eş olmak başka bir şey.'' ''Yeniden evlenir misiniz?'' sorumuza Esra Ceyhan'ın cevabı ''Evlenirim tabii.'' Gerisi uzun ve dertli; ''Neden olmasın? Severek ve sevilerek var olan bir insanım. Bir aile yapısının inanılmaz derecede özlemini çekiyorum. Kızımla bir aileyim ama bunu tamamlayacak bir baba figürü istiyorum. Genç bir insanım, başımı yaslayacak bir omuz istiyorum. Benim efkarım da ağır oluyor. Tortu bırakıyor. İnşallah vicdan sahibi, boyu boyuma, huyu huyuma,'' diye devam ederken, ''Sizi izdivaç programına çıkaralım,'' diye kaba bir espri yapıyoruz. ''Allah korusun aman aman,'' diyor.
EN SEVDİĞİM ALLIĞIN ADI 'ORGAZM'
''Bir programınızda ''Orgazm'' kelimesine kullanan birini; 'Dikkatli konuşalım lütfen,' diye uyardığınız yazıyor internette. Var mı böyle bir şey?'' merakımızı ''Bu da internetin kuyruklu yalanları,'' diye cevaplıyor Ceyhan ve muhabbet hayli enteresan bir tarafa doğru gidiyor. ''Orgazm lafı her zaman her yerde geçebilir. Ayrıca en sevdiğim allığın adı da orgazm.'' Bütün cahilliğimizle ''Öyle bir allık mı var?'' diye soruyoruz. Varmış. Dünyada en çok satan allıklardanmış. ''Peki yüzünüzdeki o mu?'' sorusuyla devam ediyor merakımız. Değilmiş. Yanaklarındaki 'Russian Girl'müş. Ne desek bilemeden ''Hiç orgazm yaşamamış bir sürü kadın var. Ne olduğunu bilmiyorlar,'' diyoruz. ''Tabii bilmiyor. Vajinusmus'u bile konuşamıyoruz. İnsan bilmediği şeyden keyif alır mı? O da bir süre sonra beraberlikten kaçar hal alıyor,'' diye cevaplıyor Ceyhan. Şaka mahiyetli ''Sonra da koca kaçıyor tabii,'' diyoruz. ''Aynen öyle,'' diyor Esra Ceyhan. Peki geçen hafta TRT'yle yaşadığı anlaşmazlıklar? Esra Ceyhan'la ilk defa bir televizyoncunun maaşı meclis gündemine girmişti. CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt Esra Ceyhan'ın aldığı iddia edilen 40 bin TL'nin araştırılmasını istemişti Bülent Arınç'tan. Esra Ceyhan kendisine bu konuda sorulan sorulara; ''O rakamı almıyorum. TRT'nin çalıştığı yapım şirketine sormalısınız'' şeklinde cevap vermişti. TRT'deki programının yayından kaldırılmasının da sebebi, bu gizemli yapım şirketinde saklı. Esra Ceyhan ve yakın arkadaşı, aynı zamanda yapım arkadaşı Vural beyin elbette ki yeni projeleri var
Sabah