CİNER'DEN ÇÖLAŞAN'A GÜVENCE!... TURGAY CİNER YENİ GAZETEYE TRANSFER OLAN EMİN ÇÖLAŞAN'LA NE KONUŞTU?...

Hürriyet´ten kovulan ve yakın zamanda Ciner Grubu ile el sıkışan usta gazeteci Emin Çölaşan suskunluğunu Güneş´e bozdu. İşte Çölaşan´ın Talat Atilla´ya yaptığı bomba açıklamalar...


Emin Çölaşan, Türk basın tarihinin en önemli gazetecilerinden birisi. Belki de en önemlisi. Hayatındaki ilk önemli travmayı 19 Nisan 1969 tarihinde memur olarak çalıştığı DPT'den dönemin DPT Müsteşarı Turgut Özal tarafından kovulmakla yaşadı. Aynı Çölaşan, 35 yaşında başlattığı gazetecilik serüveniyle kendisini memuriyetten atan Turgut Özal'ın debdebeli siyasetini belgeli yazılarıyla bitiren gazeteci oldu. Tam 38 yıl sonra 15 Ağustos 2007'de tarih başka bir versiyonuyla yeniden tekerrür etti ve Çölaşan bu sefer de, 'Hükümete sert yazılar' yazdığı gerekçesiyle Hürriyet'ten kovuldu. Emin Çölaşan'la yaklaşık 2 saat süren röportajımız kahvede başladı, çalışma ofisimde bitti... Kahveye gitmemizin sebebi ikimizin de azılı sigara tiryakisi olması, kahveden kaçmamızın nedeni de, vatandaşın Çölaşan'a olan çok yoğun ilgisiydi. Emin Çölaşan, Turgay Ciner'le el sıkışmasındaki mahrem diyalogdan, öğrencilik yıllarındaki matrak anılarına kadar bir çok gün ışığı görmemiş bilgiyi sansürsüz anlatınca ortaya keyifli bir röportaj çıktı. Buyurun.





TALAT ATİLLA: Siyaset nasıl kutuplara ayrıldıysa bugün medya da 'yandaş medya, kartel medyası' gibi kutuplara ayrıldı. Siyaset mi medyayı parçalıyor, yoksa medya mı siyaseti?

EMİN ÇÖLAŞAN: İkisi de birbirini etkiliyor. Yani medya bugün iki ya da üç ana parçaya bölünmüş durumdadır. Bir tanesi kartel medyasıdır, ki bunun en başında yedi gazetesi, birçok televizyon kanalı ile Aydın Doğan grubu vardır. AKP iktidarına kadar kartel medyası yine vardı ama yandaş medya denilen olay yoktu. Yine iktidara övgüler düzen gazeteler, televizyonlar, yayın organları vardı. Şimdi yandaş medya dediğimiz, iktidara sadece yağcılık, övücülük, yalakalık yapan korkunç bir medya türedi. Bunların şimdi sayısız gazetesi var. Daha ötesi ve daha da önemlisi; sayısız televizyon kanalı var ve pıtrak gibi giderek çoğalıyorlar. Tabii bunların hepsinin AKP iktidarından maddi ya da manevi belli bir çıkarı, beslenmesi var. Ve bu arada kartel medyası daha da güçlendi.




GAZETELER BÜLTEN GİBİ...

TALAT ATİLLA: Yani iktidar yandaş medyayı güçlendirirken kartel medyasını da mı güçlendirdi?
EMİN ÇÖLAŞAN:
Şöyle anlatayım; Kartel kendiliğinden daha da güçlendi. AKP iktidarı somut destek vermedi kartele. Belki özelleştirme ihalelerinde olduğu gibi belli konularda verdi ama kartel zaten parasını bastırıp ihaleleri alacaktı. Orada iktidarın yapacağı bir şey yoktu. Ama en azından kartele göz yumdu AKP iktidarı ve bir miktar daha güçlenmesini sağladı. Tabii ki tek unsur o değildir. Onun için Türkiye'de şu anda baktığımız tabloda ne yazık ki iktidar-medya ilişkileri açısından bakıldığında maalesef yozlaşmıştır. Böyle bir medyayla da Türkiye'nin götürülmesi söz konusu değildir. Yani dünyanın hiçbir yerinde böyle bir kamplaşma yok. Çeşitli gruplar iktidarın, başbakanlı