Ciner, Erol Aksoy kavgası tam gaz! Habertürk'ün hangi haberini yalanladı?
Habertürk gazetesinde yer alan haber, Show TV'nin eski sahibi tarafından yalanlandı
Ciner Grubu bünyesinde yer alan Habertürk gazetesinin bugünkü 1. sayfadan 'Aksoy'un 'kaçırdığı' ev de bulundu' başlığıyla yansıtılan habere Show TV'nin eski sahibi Erol Aksoy tarafından yalanlandı.
Haberde, "Batık bankası Erol Aksoy'un devletten kaçırmak için mülkiyetini akrabasının üzerine yaptığı evi, TMSF bulup satışa çıkardı. Aksoy'un Paris'te de 1 Bentley aracı ve 2 evi olduğu ortaya çıktı" iddiası yer alıyordu.
Habertürk, Aksoy'la ilgili iddiaları dünkü sürmanşetine de taşımış, ünlü işadamı basın açıklamasıyla iddiaları yalanlamıştı.
Gazetenin bugünkü haberini Aksoy, şu açıklamayla yalanladı:
Show TV’nin TMSF tarafından kapalı kapılar ardında ve ihalesiz Turgay Ciner’e satılmasının iptali için açtığım dava sebebiyle Turgay Ciner, TMSF’nin de desteği ile aleyhimdeki yayınlara bugün de devam etmektedir.
Show TV’yi 402 Milyon dolara almış gibi gözüküp, TMSF’ye yalnızca 97 Milyon dolar ödeyecek olan Ciner’in (halen ne kadar ödemiş olduğu da belli değildir), TMSF’ye 402 Milyon doların hepsini ödemesine ben çalışırken, yani kamunun çok daha fazla tahsilat yapmasına gayret ederken, Ciner’e bu haksız yayınlarında TMSF’nin de destek vermesi Devlet adına fevkalade düşündürücüdür ve Türk medyasının son günlerde geldiği duruma ışık tutmaktadır.
11 günlük aralıksız patron emri yayınlarından sonra en azından tarafsız gözükmek adına şahsımdan bilgi istenseydi, aşağıdaki bilgileri verebilecektim:
1- Aksoy’un evi gizli değildir, 2004 senesinden beri aynı yerde oturmaktadır. Habertürk’ün bahsettiği senet davası 18 Ocak 2009 tarihindeki Zaman Gazetesi’nde etraflıca yazılmıştır, isteyen bakabilir, 5 senelik eski bir haber kullanılmaktadır, haberin şu andaki mal sahibi ile hiçbir ilişkisi yoktur.
2- Paris’teki gayrimenkullere gelince, rahmetli babam 1930’dan 1940’a kadar Paris’te çalışmış ve 1974 senesinde vefat edince almış olduğu daireler bana ve anneme miras kalmıştır. Ben liseye Paris’te 1961 senesinde giderken orada kalmıştım. Dairelerden biri 55 m2, diğeri ise 100 m2’dir. Tam 40 senedir hissedarı olduğum daireler bir Banka sahibi olarak her 5 senede bir verdiğim mal beyanımda bulunmakta idi ve TMSF tarafından da en son 28.03.2001 tarihinde tekrar verdiğim mal beyannamesi ile, yani 13 senedir, bilinmektedir. Söz konusu daireler TMSF ile 9 Mayıs 2006 tarihinde imzalamış olduğum Protokolün 7.1.6 sayılı maddesinde ve ek-3’de de belirtilmiştir.
Ayrıca mülkiyeti şahsıma bundan 27 sene önce 1987’de geçen ufak bir daire vardır, dükkan yoktur. Aynı senede TC Hazinesinin izni ile Fransa’daki Banque Internationale de Commerce bankasının %70 sahibi olduğumu hatırlatmak isterim. Haberde bahsi geçen araba ise gösterilen fotoğraf ile hiç ilgisi olmayıp aynı dönemlerde ikinci elden alınmış 89 model olup, Fransa’da bugünkü piyasa değeri 14.000 Euro’dur.
Ben TMSF’nin daha çok tahsilat yapabilmesi için çalışırken, Devlet malını ihalesiz satan ve alan bana hücum etmektedirler.
İfade özgürlüğü hiçbir zaman için Anayasa’yla ve yasalarla güvence altına alınan kişilerin şeref ve haysiyetinin ihlali aracı olarak kullanılamaz. Kamuoyunu tekrar rahatsız ettiğim için özür diler, takdirlerinize sunarım.
İşte, gazetenin 1. sayfasında yer alan haber:
Haberde, "Batık bankası Erol Aksoy'un devletten kaçırmak için mülkiyetini akrabasının üzerine yaptığı evi, TMSF bulup satışa çıkardı. Aksoy'un Paris'te de 1 Bentley aracı ve 2 evi olduğu ortaya çıktı" iddiası yer alıyordu.
Habertürk, Aksoy'la ilgili iddiaları dünkü sürmanşetine de taşımış, ünlü işadamı basın açıklamasıyla iddiaları yalanlamıştı.
Gazetenin bugünkü haberini Aksoy, şu açıklamayla yalanladı:
Show TV’nin TMSF tarafından kapalı kapılar ardında ve ihalesiz Turgay Ciner’e satılmasının iptali için açtığım dava sebebiyle Turgay Ciner, TMSF’nin de desteği ile aleyhimdeki yayınlara bugün de devam etmektedir.
Show TV’yi 402 Milyon dolara almış gibi gözüküp, TMSF’ye yalnızca 97 Milyon dolar ödeyecek olan Ciner’in (halen ne kadar ödemiş olduğu da belli değildir), TMSF’ye 402 Milyon doların hepsini ödemesine ben çalışırken, yani kamunun çok daha fazla tahsilat yapmasına gayret ederken, Ciner’e bu haksız yayınlarında TMSF’nin de destek vermesi Devlet adına fevkalade düşündürücüdür ve Türk medyasının son günlerde geldiği duruma ışık tutmaktadır.
11 günlük aralıksız patron emri yayınlarından sonra en azından tarafsız gözükmek adına şahsımdan bilgi istenseydi, aşağıdaki bilgileri verebilecektim:
1- Aksoy’un evi gizli değildir, 2004 senesinden beri aynı yerde oturmaktadır. Habertürk’ün bahsettiği senet davası 18 Ocak 2009 tarihindeki Zaman Gazetesi’nde etraflıca yazılmıştır, isteyen bakabilir, 5 senelik eski bir haber kullanılmaktadır, haberin şu andaki mal sahibi ile hiçbir ilişkisi yoktur.
2- Paris’teki gayrimenkullere gelince, rahmetli babam 1930’dan 1940’a kadar Paris’te çalışmış ve 1974 senesinde vefat edince almış olduğu daireler bana ve anneme miras kalmıştır. Ben liseye Paris’te 1961 senesinde giderken orada kalmıştım. Dairelerden biri 55 m2, diğeri ise 100 m2’dir. Tam 40 senedir hissedarı olduğum daireler bir Banka sahibi olarak her 5 senede bir verdiğim mal beyanımda bulunmakta idi ve TMSF tarafından da en son 28.03.2001 tarihinde tekrar verdiğim mal beyannamesi ile, yani 13 senedir, bilinmektedir. Söz konusu daireler TMSF ile 9 Mayıs 2006 tarihinde imzalamış olduğum Protokolün 7.1.6 sayılı maddesinde ve ek-3’de de belirtilmiştir.
Ayrıca mülkiyeti şahsıma bundan 27 sene önce 1987’de geçen ufak bir daire vardır, dükkan yoktur. Aynı senede TC Hazinesinin izni ile Fransa’daki Banque Internationale de Commerce bankasının %70 sahibi olduğumu hatırlatmak isterim. Haberde bahsi geçen araba ise gösterilen fotoğraf ile hiç ilgisi olmayıp aynı dönemlerde ikinci elden alınmış 89 model olup, Fransa’da bugünkü piyasa değeri 14.000 Euro’dur.
Ben TMSF’nin daha çok tahsilat yapabilmesi için çalışırken, Devlet malını ihalesiz satan ve alan bana hücum etmektedirler.
İfade özgürlüğü hiçbir zaman için Anayasa’yla ve yasalarla güvence altına alınan kişilerin şeref ve haysiyetinin ihlali aracı olarak kullanılamaz. Kamuoyunu tekrar rahatsız ettiğim için özür diler, takdirlerinize sunarım.
İşte, gazetenin 1. sayfasında yer alan haber: