CINE5'in satışıyla ilgili flaş gelişme!
İşadamı Erol Aksoy, el konulan kanalı Cine5’in TMSF tarafından ederinin altında bir fiyatla Al Jazeera Türk’e satıldığı gerekçesiyle açtığı davayı kazandı.
İşadamı Erol Aksoy, el konulan kanalı Cine5’in TMSF tarafından ederinin altında bir fiyatla Al Jazeera Türk’e satıldığı gerekçesiyle açtığı davayı kazandı. Danıştay 13. Dairesi, Cine5’in satış ihalesini iptal etti. Aksoy Danıştay kararını uygulamayan TMSF'yi dava ediyor. Konuyla ilgili İsmail Saymaz'ın Radikal'de'de yer alan haberi şöyle:
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) 2004’te İktisat Bankası’nın borçları nedeniyle işadamı Erol Aksoy’un malvarlığına el koymuştu. Bu kapsamda İktisat Bankası’nın da bağlı bulunduğu Avrupa ve Amerika Holding’in, aralarında İktisat Yatırım, İksitat Leasing, Emek Hayat, Emek Sigorta, Facto Finans ve Cine5’in de olduğu çok sayıda şirketi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilmişti. TMSF, 7 yıl elinde tutuğu Cine 5’i 2011’de satışa çıkardı. Aksoy, satışın gündeme geldiği günlerde Hürriyet’e ilan vererek, mülklerine el konmasına ilişkin açtığı davaların halen sürdüğünü belirtti ve kesinleşmeden satış işlemi halinde dava açacağını duyurdu.
40.5 MİLYON DOLARA SATTI
Aksoy, Al Jazeera Türk’e de ihtarname çekerek, iptal davasının sonuçlanması halinde işlemlerin geçersiz olacağını belirtti. Buna rağmen TMSF, kanalı 40.5 milyon dolar karşılığında Al Jazeera Türk’e sattı. Aksoy da satışın iptali için Danıştay 13. Dairesi’ne dava açtı. 13. Dairesi, 9 Aralık 2014 tarihinde aldığı kararla satışı iptal etti. Danıştay’ın kararında, şirketin 30 Haziran 2009’da tespit edilen güncel değerinin 50 milyon 410 bin dolar olduğu; ancak 30 Eylül 2010 tarihli fon kurulu kararı ile 40 milyon dolara satışa çıkarıldığı ifade edildi. Bu fiyat belirlenirken, aradan geçen 15 aya rağmen yeni değerlendirme yapılmadığı ve değerde azalma oluştuğuna ilişkin tespit bulunmadığı kaydedildi. Kararda şirketin rayiç değerinin altında bir bedelle satıldığı ifade edilerek, fon kararının bu yönüyle hukuka aykırı olduğu saptandı.
KAMUYA GÜVENİ SARSAR!
Aksoy da Danıştay kararı üzerine 20 Mart 2015’te TMSF’ye başvurarak, Cine5’in satış işleminin iptal edildiğini hatırlatarak, kurumun “konu ile ilgili yeni bir işlem veya işlemler yapıp yapmadığını ve eğer yaptı ise işlemler hakkında bilgi verilmesini” istedi. TMSF 1. Tahsilat Başkanlığı’ndan 20 Nisan 2015 tarihinde Aksoy’a verilen yanıtta, Cine5’e ait bütün hakların Al Jazeera Türk’e devredildiği, Danıştay’ın iptal kararının uygulanması halinde bu şirketin kazanılmış haklarının zarar göreceği, şirketler nezdinde ‘kamuya güven’ ilkesinin sarsılacağı ve bundan sonraki ihalelere katılımı azaltıcı etkisinin olacağı belirtilerek, iptal kararının uygulanmayacağı anlatıldı.
Aksoy: Dava açacağım
Erol Aksoy, bu konuda yaptığı açıklamada 2008 yılında kendisinin bulduğu bir İngiliz şirketinin Cine5’in yüzde 100’üne 100 milyon dolar, yüzde 51’ine 51 milyon dolar önerdiğini fakat bu teklifin TMSF tarafından kabul edilmediğini anlattı. Cine5’in değerinin altında bir fiyata satıldığını anlatan Aksoy, kamunun zarara uğradığını ifade etti. Show TV’nin Ciner Holding’e satılmasına dair kararı da 9 Ocak 2015’te iptal ettirdiğini ve bu kararın ertesi gün uygulandığını belirten Aksoy, “O kararı bir gün içinde uyguladılar. Bir gün içinde Show TV’nin yönetimine el koydular. Şu anda TMSF memurları tarafından yönetiliyor. Nasıl oluyor da, onun yönetimini bir gün içine alıyorlar da, bunu hukuktan uzak bir gerekçeyle geri almıyorlar” dedi. Suç duyurusunda bulunacağını belirten Aksoy, “Bunun hukukta bir izahı yok. TMSF işine gelen bir konuda bir günde yönetime el koyuyor, işine gelmeyen konuda mahkeme kararını uygulamıyor. Hangi konular işine geliyor, hangisi gelmiyor, ben bilemem. Ben varlıklarımın en yüksek değerde satılmasına çalışan bir vatandaşım. Bu çelişkiyi kendileri izah edecektir. Bu mahkeme kararının uygulaması lazım” diye konuştu.
KAZAN: ANAYASA İHLAL EDİLİYOR
AKSOY’un avukatı Turgut Kazan da Anayasa’nın 138. maddesine göre yargı kararların derhal uygulanması gerektiğini ve idarenin, kararların yerine getirilmesini engellemeyeceğini vurguladı. Anayasa’nın ihlal edildiğini kaydeden Kazan, “O zaman idari yargıyı kaldırın, Danıştay’ı kaldırın. Böyle deli saçması birşey olabilir mi? Bir kere bu suçtur. Onun için gerekli başvurular yapılacaktır. Ama hakim ve savcıların şakır şukur tutuklandığı bir ortamda izlenecek bu yol, nasıl sonuçlar verecek, onu bilemiyorum. Hukukun esamesinin okunmadığı ortamda hangi sonuçlara ulaşılabilir” dedi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) 2004’te İktisat Bankası’nın borçları nedeniyle işadamı Erol Aksoy’un malvarlığına el koymuştu. Bu kapsamda İktisat Bankası’nın da bağlı bulunduğu Avrupa ve Amerika Holding’in, aralarında İktisat Yatırım, İksitat Leasing, Emek Hayat, Emek Sigorta, Facto Finans ve Cine5’in de olduğu çok sayıda şirketi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilmişti. TMSF, 7 yıl elinde tutuğu Cine 5’i 2011’de satışa çıkardı. Aksoy, satışın gündeme geldiği günlerde Hürriyet’e ilan vererek, mülklerine el konmasına ilişkin açtığı davaların halen sürdüğünü belirtti ve kesinleşmeden satış işlemi halinde dava açacağını duyurdu.
40.5 MİLYON DOLARA SATTI
Aksoy, Al Jazeera Türk’e de ihtarname çekerek, iptal davasının sonuçlanması halinde işlemlerin geçersiz olacağını belirtti. Buna rağmen TMSF, kanalı 40.5 milyon dolar karşılığında Al Jazeera Türk’e sattı. Aksoy da satışın iptali için Danıştay 13. Dairesi’ne dava açtı. 13. Dairesi, 9 Aralık 2014 tarihinde aldığı kararla satışı iptal etti. Danıştay’ın kararında, şirketin 30 Haziran 2009’da tespit edilen güncel değerinin 50 milyon 410 bin dolar olduğu; ancak 30 Eylül 2010 tarihli fon kurulu kararı ile 40 milyon dolara satışa çıkarıldığı ifade edildi. Bu fiyat belirlenirken, aradan geçen 15 aya rağmen yeni değerlendirme yapılmadığı ve değerde azalma oluştuğuna ilişkin tespit bulunmadığı kaydedildi. Kararda şirketin rayiç değerinin altında bir bedelle satıldığı ifade edilerek, fon kararının bu yönüyle hukuka aykırı olduğu saptandı.
KAMUYA GÜVENİ SARSAR!
Aksoy da Danıştay kararı üzerine 20 Mart 2015’te TMSF’ye başvurarak, Cine5’in satış işleminin iptal edildiğini hatırlatarak, kurumun “konu ile ilgili yeni bir işlem veya işlemler yapıp yapmadığını ve eğer yaptı ise işlemler hakkında bilgi verilmesini” istedi. TMSF 1. Tahsilat Başkanlığı’ndan 20 Nisan 2015 tarihinde Aksoy’a verilen yanıtta, Cine5’e ait bütün hakların Al Jazeera Türk’e devredildiği, Danıştay’ın iptal kararının uygulanması halinde bu şirketin kazanılmış haklarının zarar göreceği, şirketler nezdinde ‘kamuya güven’ ilkesinin sarsılacağı ve bundan sonraki ihalelere katılımı azaltıcı etkisinin olacağı belirtilerek, iptal kararının uygulanmayacağı anlatıldı.
Aksoy: Dava açacağım
Erol Aksoy, bu konuda yaptığı açıklamada 2008 yılında kendisinin bulduğu bir İngiliz şirketinin Cine5’in yüzde 100’üne 100 milyon dolar, yüzde 51’ine 51 milyon dolar önerdiğini fakat bu teklifin TMSF tarafından kabul edilmediğini anlattı. Cine5’in değerinin altında bir fiyata satıldığını anlatan Aksoy, kamunun zarara uğradığını ifade etti. Show TV’nin Ciner Holding’e satılmasına dair kararı da 9 Ocak 2015’te iptal ettirdiğini ve bu kararın ertesi gün uygulandığını belirten Aksoy, “O kararı bir gün içinde uyguladılar. Bir gün içinde Show TV’nin yönetimine el koydular. Şu anda TMSF memurları tarafından yönetiliyor. Nasıl oluyor da, onun yönetimini bir gün içine alıyorlar da, bunu hukuktan uzak bir gerekçeyle geri almıyorlar” dedi. Suç duyurusunda bulunacağını belirten Aksoy, “Bunun hukukta bir izahı yok. TMSF işine gelen bir konuda bir günde yönetime el koyuyor, işine gelmeyen konuda mahkeme kararını uygulamıyor. Hangi konular işine geliyor, hangisi gelmiyor, ben bilemem. Ben varlıklarımın en yüksek değerde satılmasına çalışan bir vatandaşım. Bu çelişkiyi kendileri izah edecektir. Bu mahkeme kararının uygulaması lazım” diye konuştu.
KAZAN: ANAYASA İHLAL EDİLİYOR
AKSOY’un avukatı Turgut Kazan da Anayasa’nın 138. maddesine göre yargı kararların derhal uygulanması gerektiğini ve idarenin, kararların yerine getirilmesini engellemeyeceğini vurguladı. Anayasa’nın ihlal edildiğini kaydeden Kazan, “O zaman idari yargıyı kaldırın, Danıştay’ı kaldırın. Böyle deli saçması birşey olabilir mi? Bir kere bu suçtur. Onun için gerekli başvurular yapılacaktır. Ama hakim ve savcıların şakır şukur tutuklandığı bir ortamda izlenecek bu yol, nasıl sonuçlar verecek, onu bilemiyorum. Hukukun esamesinin okunmadığı ortamda hangi sonuçlara ulaşılabilir” dedi.