"ÇIKAR AT ÇARŞAFI TEKLİFİNE KARŞI NİTEKİM/ DONU FIRLATTI GÖTÜNDEN AÇACAK YERDE BAŞINI..." NECATİ DOĞRU AYŞE ARMAN OLAYINI NASIL ELEŞTİRDİ?

Ayşe Arman´ın "güzel vücuduna güvenip açılmasının haber olabileceğini" ve bu haberin bir günde okur tarafından 40 bin tıklama alabileceğini hiç aklıma getirmemiştim.

Ayşe Arman´ın çıplak erotizmini gördüm, geri kaldığımı anladım!


Ben de Adanalıyım (Ağrı´da doğdum, Adana´da büyüdüm, köküm de halen oradadır) hemşehrim ve meslektaşım Ayşe Arman´ın gazetelerde kütür kütür çıplak erotik fotoğraflarının haber olduğunu gördüm ne kadar geri kaldığımı anladım!

İnsan, egolu yaratık.

Kibiri sürekli şişkin.

Egosu her daim balon.

Yenilenmeye kapılarını kapatacak kadar geri kafalı kalmış olmayı kendine yakıştıramıyor. Bir uyarı gelmesi gerekir ki, kişi yeniliğe kapandığını anlayabilsin. Ayşe Arman´ın, seçkinlerin fotoğrafçısı tarafından çekilmiş renkli karelerine baktım.

Kuğu gibi boyun.

Masum taze dudaklar, sütun bacaklar ve erkekliğin en dip köşelerini bile sarsıp titretecek erotizm yüklü dişi kıvrımları görünce; "Necati kabul et, sen çok geri kaldın" diye bağırıp yerimden fırladım, evdeki kitaplarımın içinden Adana Maarif Eminliği yapmış lise edebiyat hocası İsmail Habib Sevük´ün kitabını buldum.


***


"Edebî Yeniliğimiz"

Kitabın adı buydu.

79 yıl önce yazılmıştı.

Coşkulu bir dille Tanzimat´dan bu yana Türkiye´nin "yenilenme hareketlerini" anlatıyordu. İlk gazete (Takvimi Vekayi) sonra İngiliz Villiam Churchill´in çıkardığı ikinci gazete (Ceridei Havadis) sonra Şinasi ile Agâh Bey´in yayınladıkları üçüncü gazete (Tercümanı Ahval) ve bunları izleyen gazetecilerin "Türkiye´nin geri kafalılığa baş kaldırıp yenilenmeye kapı aralamasındaki rollerini" çok hoş yazıyordu.

Bir daha okudum.

İlk gazeteciler ve onları izleyenler; kendisini yazmaz, olayları kovalar, olanı biteni izler. İti, uğursuzu, soyguncuyu, rüşvetçiyi bulur yazarlar, yorumlardı. Gazeteci, "konusunu kendisi yapan habercilik ve yazarlık çıkmazına" kesinlikle girmez diyordu.

Ben burada kalmıştım.

Ayşe Arman´ın "güzel vücuduna güvenip açılmasının haber olabileceğini" ve bu haberin bir günde okur tarafından 40 bin tıklama alabileceğini hiç aklıma getirmemiştim.

Devir değişiyor.

Zevkler gelişiyor.

İlgi alanı çeşitleniyor.

Ve insan benim gibi kaçınılmaz sona yakalanıyor, "gazetecinin kendisi haber olmaz" tutuculuğuna, gericiliğine saplanıp kaldığını bir sabah anlıyorsun. Bakıyorsun ki, yaşı ilerlemeye kapı aralamış bir kadın gazetecinin soyunup dökünüp çıplak erotik pozlar veren fotoğraf kareleri baş sayfada...

Yazar memnun.

Yayın müdürü mutlu.

Okuyucu 40 bin takla!


***


Ben Necati!

Kalmışım bir başıma geri!

Takılmışım eskiye; ünlülerin soyunmaları haber olabilir, söz gelimi İtalya´nın zengin ve azgın Başbakanı, bahçede anadan üryan bir halde 18 yaşında kızları kovalarken fotoğrafı ya da bizim başbakanın hamamda kese olurken çekilmiş kareleri, dünyanın her yerinde gazetelere haber diye basılabilir fakat Adanalı Ayşe Arman´ın erotik resimleri, kışladaki Mehmetçik´e azap vermenin dışında kimi ilgilendirir diye düşünürüm.

Anladım.

Türk basınında yazılarında "konusunu kendisi yapan gazeteciliğin" bu noktaya geleceğini hiç hesaplamadım. Büyük şair Neyzen Tevfik´in mısralarına çok bağlandım.

Neyzen Tevfik diyor ki;

"Çıkar at çarşafı teklifine karşı nitekim / Donu fırlattı götünden açacak yerde başını..."

Neyzen sevgisi!

Beni geri bıraktı.


Necati Doğru/VATAN