Birkaç aydır para piyasalarında garip bir durum yaşanıyor:
Anlık döviz kuru paylaşımı yapan televizyon kanallarına, internet sitelerine bakıyorsunuz farklı, bankalarda ve piyasalarda farklı kurlar ilan edildiğini görüyorsunuz…
Örneğin dolar döviz büfelerinde dün 20,05 liradan işlem görürken, televizyon ekranlarında satış kuru 19.35 olarak görünüyordu.
Bu ne demektir biliyor musunuz?
Sözüm ona “serbest” olduğu söylenen kur politikasının aslında serbest falan olmadığıdır!
Birileri “Seçimler öncesinde yükselmesin, iktidarı zora sokmasın” diyerek doları fena halde baskılıyor.
Bu “baskılama” belli çıkar grupları ya da Merkez Bankası tarafından eskiden de yapılırdı.
Dolar aşırı mı yükseliyor ve bu onları rahatsız mı ediyor, piyasaya dolar sürerler ve bu yükselişi önlerlerdi.
Biliyorsunuz; Merkez Bankası, bu yüzden elindeki dövizi sata sata bitirdi. Artık böyle bir lükse sahip değil.
İktidar yanlısı sermaye sahipleri ise “enayi” değil… Yükseleceğini göre göre, ellerindeki doları bozdurmuyorlar.
Bu yüzden de dolar düşmüyor.
Madem düşmüyor o zaman devreye “sopa” yöntemi giriyor.
Birileri bankalara resmen baskı yaparak, hatta işi tehdide vardırarak, “göstermelik kur”u düşük gösteriyor. Göstermelik kur düşük kalıyor kalmasına ama piyasa çıkıp döviz almak istediğinizde asla o kurdan döviz bulamıyorsunuz…
Bu da bize dövizde “ikili fiyat sistemi”ne geçtiğimizi gösteriyor.
*
İşin kötüsü bu durum, özellikle Anadolu’da birçok döviz büfesinde ve kuyumcuda “dolar kıtlığı”na neden oluyor!
Yani dolar, resmen karaborsaya düşmüş durumda!
Peki; bu gidişin sonu ne?
Artık beşikteki çocuk bile biliyor ki; seçimleri kim kazanırsa kazansın dövizde büyük bir patlama yaşanacak. Buna bir de “kur garantili TL mevduat hesabı” uygulamasından eninde sonunda vazgeçileceğini ekleyin, varın ötesini siz düşünün…
*
Eminim şimdi “Peki senin tahminin ne?” diye soranlarınız haylı fazla…
Mesleğe ekonomi gazeteciliğiyle başlamış bir olarak ben bu konuda hayli karamsarım.
Bazı iyi niyetli uzmanlar dolar kurunun yıl sonunda 25 lirayı bulacağını falan söylese de ben bugünkü kurun iki katına, yani 40 liraya yaklaşabileceğimizden endişeliyim.
*
Bu sefaletten kurtuluşun tek yolu var:
TL’den bir sıfır daha atıp, Euro’ya endekslemek…
Peki; bunu yapabilecek kadar cesur ve güçlü bir iktidarımız olacak mı?
İşte; onu da seçimden sonra göreceğiz…