CIA'in işkence raporu ABD'de geniş yankı uyandırdı!

CIA’in 11 Eylül saldırıları sonrası uyguladığı işkence raporu ülkede geniş yankı bulurken, ülkenin en önemli gazetelerinin hemen hepsi, başyazılarını CIA'in işkence raporuna ayırdı.

Amerikan Senatosu’nun Merkezi Haberalma Örgütü CIA’in 11 Eylül saldırıları sonrası terör şüphelilerine uyguladığı işkence içeren sorgulama tekniklerine dair raporu ülkede geniş yankı bulurken, ülkenin en önemli gazetelerinin hemen hepsi, başyazılarını CIA'in işkence raporuna ayırdı.

CIA’in terör şüphelilerine yönelik sorgulama tekniklerinde uyguladığı yöntemlerle ilgili haberler Washington Post gazetesinde “11 Eylül sonrası CIA işkencelerinin merhametsiz portresi”, Wall Street Journal gazetesinde “Senato Raporu, soruşturmalar yüzünden CIA’i hedef aldı” başlıklarıyla veriliyor.

Washington Post’un manşetinde yer alan haberde CIA’in arışı sorgulama tekniklerini araştırmaya yönelik 5 yıllık Senato soruşturmasının, 11 Eylül saldırıları sonrası terör şüphelilerine uygulanan “gaddarlık” ve “keyfi şiddeti” resmettiği belirtiliyor.

Amerikan Senatosu raporunun, istihbarat kurumunun “zalim” programına yönelik yeni iddiaları gündeme getirdiği vurgulanan haberde, ABD’nin denizaşırı ülkelerde gizli soruşturma odalarında terör şüphelilerine dönük, aralarında suda boğulma hissi yaratan “waterboarding” yöntemi ve makattan su fışkırtmak gibi birçok işkence yöntemi uyguladığının altı çiziliyor.

"Amerika'nın zindanı"

Washington Post gazetesi yine işkencelere ayırdığı başyazısında da “Amerika’nın zindanı” başlığını kullandı.

Senato raporunun, söz konusu soruşturma usullerinin hiçbir zaman tasvip edilmemesi veya tekrarlanmaması gerektiğine işaret ettiği ifade edilen yazıda, işkencecilerin başvurduğu yöntemler sıralanarak, “Amerikalılar böyle davranmamalı. Asla!” cümlesine yer verildi.

Wall Street Journal’da yer alan haberde de Demokratların, CIA’in, eski başkanlardan George W. Bush dönemi programının istihbarat toplamayan, işe yaramayan bir program olduğunu savunduğunu, Cumhuriyetçilerin ise buna karşı çıktığını yazdı.

Terör şüphelilerine uygulanan sorgulama tekniklerinin yeni bilgi elde etmede yetersiz kaldığı ve programın CIA’in anlattığından çok daha fazla “acımasız” olduğuna vurgu yapılan haberde, raporun kamuoyuyla paylaşılmasının Senato’daki Demokratlarla CIA arasında söz konusu program konusunda yeni tartışmaları başlattığı kaydedildi.

"Ahlak dışı, yasa dışı, kontrolsüz ve gereksizdi, ülkelerini utanca düşürdüler"

Los Angeles Times gazetesinin başyazısında da, Senato'nun CIA işkenceleri raporunda anlatılan detaylar "mide bulandırıcı" ve "neredeyse pornografik düzeyde insan haysiyetine saldırı" olarak tanımlanarak, bunların ABD için "11 Eylül sonrası utanç kaynağı" olduğu kaydedildi.

Kongre'deki Cumhuriyetçilerin ve ulusal güvenlik bürokrasisindeki birçoğunun, Senato İstihbarat Komitesi raporunun bir kısmını bile gizlemeye çalışmasının "skandal" olduğu görüşüne yer verilen yazıda, raporda anlatılan işkencelerden örnekler verilerek, bu tür muamelelerin hayati önemde istihbarat üretseler dahi Cenevre Sözleşmesi'ni ihlal ettiği belirtildi.

Yazıda, "CIA'in gözaltı ve sorgu programı ahlak dışı, yasa dışı, kontrolsüz ve gereksizdi. Bu eylemleri yapanlar kendilerini ve ülkelerini utanca düşürdüler" ifadesi kullanıldı.

"Ahlaksızlığın portresi"

New York Times gazetesinin "İşkence ve Yalanlar Kaydı" başlıklı başyazısında da, dün yayınlanan Senato raporunun, "akıl alması güç, hazmedilmesi daha da güç bir ahlaksızlığın portresi" ifadesi kullanıldı.

Yazıda, "Raporun bir yerinde, CIA'in Kongre'ye, gizli gardiyanların ve sorgucuların davranışlarının Irak'taki Ebu Greyb cezaevinde görülen korkunçluklara hiçbir şekilde benzemediği yönünde güvence verdiği anlatılıyor. Kurumun (CIA'in) doğruya en fazla yaklaştığının görüldüğü yer de burası, çünkü olanlar Ebu Greyb'dekilerden daha kötü" değerlendirmesinde bulunuldu.

Yazıda, raporda yer alan, CIA'in aksi yöndeki iddialarına rağmen, esirlerin önce şiddet içermeyen tarzda sorgulanmadığı, en agresif tekniklerin hemen ve durmaksızın uygulandığı ve işkencelerin CIA'in kabul ettiğinden çok daha "vahşice ve kötü " olduğu gibi tespitler hatırlatılarak, "bu esirlerin bazılarının çok tehlikeli kişiler olmasının, onları ABD'ye utanç getirecek ve terör gruplarının adam toplamasına yarayacak şekilde yasa dışı muameleye maruz bırakılmasını haklı çıkarmadığı" kaydedildi.

Yazıda, "Bu rezil dönemde CIA'yi yöneten George Tenet, emekli olduktan sonra (dönemin ABD Başkanı) George W. Bush'un kendisine takdim ettiği Özgürlük Madalyası'nı geri vererek birazcık kendini affettirebilir" ifadesi kullanıldı.

"Çirkin gerçek"

USA Today gazetesi de, bu olayın, "CIA'in sınırlarını aşması, işini kötü yönetmesi ve yüzleştirildiğinde de yalan söylemesinin" ilk örneği olmadığı ve muhtemelen sonuncusu da olmayacağı yorumunda bulundu.

Gazete başyazısında, CIA'in uyguladığı "vahşice sorgulamaların", "Amerika'nın ideallerine zarar verdiğini" belirterek, CIA'in programının "korkunç" biçimde idare edildiği görüşüne yer verdi.

Cumhuriyetçi senatörden rapora destek

Kongre'de ise genel anlamda Demokratlar, bu sorgulama tekniklerini eleştirirken, Cumhuriyetçiler bu teknikler sayesinde Amerikalıların ve müttefik ülke vatandaşlarının hayatlarının kurtarıldığını savunuyor.

Ancak, Kongre üyelerinin açıklamalarında da en dikkate değer olanlarından biri, normalde hemen her fırsatta Obama yönetimine en sert eleştirileri yönelten isimlerden biri olan Cumhuriyetçi senatör John McCain'in, partisinin üyelerinin genel çizgisine ters düşme pahasına raporun yayınlanmasını savunmasıydı.

Raporda anlatılanları, "hazmedilmesi güç olsa da Amerikalıların bilmeye hakkı olduğunu" ifade eden McCain, işkence taktiklerinin "ABD'nin ulusal onurunu lekelediğini ve yarardan çok zarar getirdiğini" belirtti.

Raporda tarif edilen sorgulama tekniklerinin, "ABD ve müttefiklerine yeni saldırıları önleyici istihbarat edinme hedefini başaramamakla kalmayıp, ABD'nin güvenlik çıkarları ve saygınlığına da zarar verdiğini" kaydeden McCain, Vietnam Savaşı'nda kendisinin de işkence gördüğünü anlatarak, "işkencenin eyleme geçilebilir istihbarattan çok yanıltıcı bilgiler ürettiğini" söyledi.

Bazı uzmanlardan eleştiri

ABD’li uzmanlar da Senato İstihbarat Komitesinin raporunun, CIA’in itibarına gölge düşürmesinin yanı sıra ABD ve Amerikalılara saldırmak isteyenlerin eline koz verdiğini düşünüyor.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Duke Üniversitesi Terörizm ve İç Güvenlik Üçgeni Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. David Schanzer, CIA’in, Adalet Bakanlığının soruşturmaların nasıl yapılması gerektiğine yönelik sınırlarının “hayli ötesine” geçtiğini söyledi.

“Geçmişi silemezsiniz” diyen Schanzer, “Bu, CIA’in etkin bir ulusal güvenlik aracı olarak agresifliğine gölge düşürecek etkiye sahip olacaktır” ifadesini kullandı. Schanzer raporun, kurumun tarihinde leke olarak yer alacağına işaret ederek, CIA’in bundan sonra yanlışlıkların saptanması için çabalaması gerektiğine işaret etti.

ABD Ordusu İstihbarat Okulu’nda yaklaşık 18 yıl eğitim veren emekli Tuğgeneral David Irvine de Senato’da raporun açıklanmasının ABD’ye saldırmak isteyenlere bahane sunacağını savundu.

Irvine, işkenceye başvurma kararının çok kötü bir karar olduğunu ve bunun da tüm Amerikalılar için katlanarak büyüyen bir tehdit oluşturduğuna vurgu yaparak, “Bu, Amerikalıları öldürecek ve Amerika’yı yıkıma uğratacaklara ‘sizin yaptıklarınızdan dolayı biz bunları yapıyoruz’ deme fırsatı sunacak” diye konuştu.

Wall Street Journal'da, “CIA soruşturmaları hayat kurtardı” başlığıyla aralarında George Tenet ve Porter Goss’un da bulunduğu eski CIA direktörleri ve yardımcıları tarafından kaleme alınan yazıda da raporun komitede Demokratların oluşturduğu çoğunluk tarafından tek taraflı olarak hazırlandığı savunularak, raporda sadece hatalara yer verildiği belirtildi.

Programın etkisiz olduğunu söylemenin basit bir hata olduğu iddia edilen analizde, “üst düzey El-Kaide yöneticilerinin yakalanması, teröristlerin planlarının bozulması ve büyük çaplı ölümlere neden olacak saldırının önlenmesi ve El-Kaide’nin nasıl yok edilmesi gerektiğine yönelik faydalı bilgiler edinilmesiyle” programın aslında çok değerli olduğu görüşü savunuluyor. (AA)