Efendim; ne yalan kafamda çoktandır dolanıp duran lakin bir türlü sormaya cüret edemediğim bir soruyu gazeteci meslektaşımız Deniz Zeyrek sormaya cesaret etmiş. Doğru mu yanlış mı bilemem. Tabii bir partinin ilerdeki adayını bir başka partinin –hele de rakip bir partinin- belirleyebileceğini düşünmek hayli garip hatta ayıp kaçabilir. O yüzden dikkatli bakmak lâzım. (İlginçtir bu iddia medyada fazla yer almadı. “Saçma” oluşundan mı yoksa başka nedenlerle mi bilinmez!) Önce dile getirilen iddiayı görelim…
“Biz Özgür Özel'i Parlatma Kararı Aldık!..”
Gazeteci Deniz Zeyrek'ten dikkat çeken ve ismini vermek istemediği AK Partili bir yetkiliye dayandırarak canlı yayında dile getirdiği iddiasına göre durum şöyleydi:
“…Tek hedef Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı bir kere daha seçimlere sokabilmek bunun için de işte onu yücelteyim, bunu itibarsızlaştırayım çeşitli hamleler yapılıyor. İsmini vermeyeceğime dair söz verdiğim AKP'li bir yetkili açık açık 'Biz Özgür Özel'i parlatma kararı aldık' dedi. Ben o lafları duyduktan iki gün sonra da Cumhurbaşkanı grup toplantısında Özgür Özel'i takdir eden ifadeler kullandı. Şimdi bunların hepsi taktik... AKP'de taktik çok ama strateji yok!”
Tevatür mü Gerçek mi?..
Evvela belirtelim ki bu soruyu “Kesinlikle doğru” ya da “kesinlikle yanlış” diye cevaplamak zor. O halde bu ne kadar mümkün? Böyle bir ihtimal olabilir mi? Birincisi; önce bunun hayli spekülatif bir iddia olduğunu kabul etmek lâzım. İkincisi; siyasette “Olmaz olmaz” ları hatırladığımızda çok da şaşırtıcı gelmiyor. İşler şirazesinden çıktı çünkü. Bu açıdan baktığımızda mümkün hale gelebiliyor.
Ancak her tür dedikodunun rahatlıkla ortada dolaştığı, mesnetli mesnetsiz her tür iddianın dile getirildiği bir ortamda muhakkak ki temkinli konuşmak lâzım!..
Ayak Oyunları mı?..
Ancak bu şu anlama gelmemeli. Bilhassa “Yumuşama” sürecinin başlangıcında Erdoğan ve Özel’in anlaştığı, birlikte bir oyun kurdukları iddiaları gibi. (Özellikle Kılıçdaroğlu çevresinden böylesi bir şayia yayıldı galiba!) Lakin burada AK Parti açısından şöyle bir hesap ve plan yapılmış olabilir.
Her parti karşısında kendisini fazla zorda bırakmayacak, kendisine göre daha “Zayıf” bulduğu, daha kolay alt edebileceği bir rakibi görmek ister. Bunda şaşırtıcı bir yan yok. O nedenle muhtelif psikolojik – imaj operasyonlara başvurabilir.
Misal, burada kendisini mağlup edebilecek en tehlikeli aday olarak Ekrem İmamoğlu’nu görüyorsa onun karşısında Mansur yavaş veya Özgür Özel’i destekleyebilir. Yok, şayet hem İmamoğlu’nu hem Yavaş’ı risk olarak algılıyorsa o zaman Özgür Özel seçeneği onun için ehvendir. Burada “Taktiksel bir tercih” söz konusu olabilir. Siyasette ve hayatta böyle şeyler her zaman olabilir. İllâ bilinçli bir işbirliği olması gerekmez. Nitekim önceki seçimde AK Parti’nin kazanabilmek için Kılıçdaroğlu’nu karşılarında görmek istediği biliniyor. Bunda da yanılmadılar. Şimdi de aynı taktik uygulanıyor olabilir mi?
Direkt CHP’nin İç İşlerine Karışamasa Bile!..
Dolayısıyla CHP’nin içişlerine, aday belirleme süreçlerine karışılamasa bile dolaylı yoldan etkileme çabası içine girilebilir. Muhtelif medyatik atraksiyonlara kalkışılabilir. Diğerlerinden kötü bahsederken Özel’i övebilir yahut nötr kalabilir. (Tabii bu geride tepebilir!) Bunu elbette ki “Özel kazansın” diye yapmaz. Aslında “Düşmanımın düşmanı dostumdur” misali taktik bir destektir. Yeter ki işe yarasın!..
Yoksa çıkıp “Özgür Özel bizim adayımızdır” diyecek halleri yok herhalde. Bunu Özgür Özel’i çok sevdiklerinden değil “yenilmesi en kolay aday” saptaması yaptıklarından dolayı olacaktır. Ya da Erdoğan’ın CHP parti toplantısına katılıp “Özgür Özel’i aday yapın” demesini kimse beklemiyor herhalde!..
Tabii “Ummadık taş baş yarar” ya da “Ufak tefek gördün Karamürsel sepeti mi sandın?” deyişindeki gibi şayet Özel aday olursa sırf “AK Parti ve Erdoğan alerjisi”nden dolayı muhalif insanlar onu da seçebilir. AK Parti istemeden de olsa Özel’e yolu açabilir.
AK Parti’nin işi Zor Görünüyor!..
Görünen o ki AK Parti biraz sıkışmış görünüyor. (Şayet iddia doğru ise bu yollara tenezzül etmeleri bile aslında iyice çaresiz kaldıklarını gösterir!) Sıkıntı sürüyor. Şu an için ümit veren bir toparlanma işareti de görünmüyor. Kısa vadede ekonomide bir canlanma, düzelme belirtisi de yok. Toplumsal tablo ortada. Bu şartlar altında AK Parti’nin topluma çok inandırıcı mesajlar vermesi biraz güç gibi. Adaylar arasında tercih yapma hatta birbirine kırdırma belki bir çözüm olabilir!
O yüzden başka yollara yüklenmeyi düşünüyor olabilirler. Geriye rakipleri kötüleme, belediye operasyonları, birini öne çıkartıp yücelteyim derken ötekini yerin dibine batırıp itibarsızlaştırma, kişilik infazları, irili ufaklı entrikalar çevirme, hukuken sıkıştırma, vb gibi yollar kalıyor. Tabii bunlar ne derece etkili olur, geri mi teper bilinmez. Ancak bir kez malum kulvara girilmiş olabilir.
Siyasette işler iyice çığırından çıkmış ve daha da çıkacak gibi görünüyor. İşte Özgür Özel’i “Parlatma” çabasını da belki aynı kapsamda gündeme getirmeyi düşünmüş olabilirler. Fakat ona rağmen evdeki hesap çarşıya uymayabilir hatırlatırım!..
19.11. 2024
NOT 1: Öyle ki Özgür Özel’e yönelik bu gibi şayialar CHP içindeki diğer rakipleri tarafından da yıpratma amaçlı yayılabilir