CHP’li vekillerin ‘adalet nöbeti’ devam ediyor! ‘Kapıyı kilitlemesinler diye…’

Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi’ndeki krizin ardından CHP’li milletvekillerinin TBMM’de başlattığı Adalet Nöbeti hakkında konuşan Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Kapıyı kilitlemesinler diye nöbetleşe yemek yiyoruz” dedi.

Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay için verdiği karara uymaması ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasının ardından CHP’nin Meclis’te başlattığı ‘Adalet Nöbeti’ devam ediyor.

CHP’li vekillerin kapının kilitlenme ihtimaline karşın boş bırakmadığı TBMM Genel Kurul salonunun basın tribününe gazetecilerin girmesine izin verilmediği öğrenildi.

12'ŞER SAATLİK NÖBET

Sözcü’den Saygı Öztürk’ün haberine göre; Milletvekilleri kendilerine ulaşan televizyoncularla telefonla görüntülü konuşuyor, kendilerine yöneltilen soruları cevaplandırıyor. Milletvekillerinden 08.30'da nöbete başlayanlar, 20.30'da nöbeti yeni arkadaşlarına devrediyor. Nöbet dönüşümlü olarak kesintisiz sürüyor.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer milletvekillerinin 12'şer saatlik nöbetlerinde yaşananları aktardı:

HER AN TETİKTELER

“Nöbet sırasında Genel Kurul salonunu boş bırakmıyoruz. Bir şeyler yiyeceğimiz zaman nöbetleşe çıkıyoruz. Genelde simit, poğaça, tost yiyor, çay ocağından da çayımızı içiyoruz. Çay içmek, bir şeyler yemek için çıkanlar, ardından hemen geliyor. Bu kez, diğer arkadaşlarımız çıkıyor. Nedeni de şu: Eğer salonda kimse kalmazsa, kapının hemen kilitleneceğini tahmin ediyoruz. Buna meydan vermemek için ayrılmıyoruz.”

Milletvekilleri gece geç saate kadar çalışmaya alışkın. O yüzden 20.30 nöbetini alanlar aralarında sohbet ediyorlar. 24.00'e doğru yavaş yavaş gözler kapanıyor. Milletvekilleri başlarını masaya koyup uyuyor. Uyurken bile aralarında bazılarının “Ne olur, ne olmaz” diye uyanık kaldığını da öğreniyorum. Yani, uyku da bir yerde nöbetleşe oluyor. Gürer, hakları elinden alınanların bile sessiz kaldıklarını, toplumun sindirildiğini belirterek şöyle devam ediyor:

GAZETECİLER SOKULMUYOR

“Bizlere mail atmaktan başka kimsenin tepki gösterdiği de yok. Vatandaşlar bir gün kendi haklarının da elinden gideceğini, mülkiyet hakkının bile anlamsız kalacağını düşünmüyor. Bu uyarıcı, hatırlatıcı bir eylem biçimi oluyor. Bizim eylemimizden toplum yeterince haberdar değil. Çünkü basın mensupları genel kurul tribününe alınmıyor. O yüzden kamuoyuna yayılması mümkün olmuyor. Genel başkan da genel kurula telefonlarla bağlandı. Basın görüntüleyebilse daha fazla duyurulması sağlanmış olur.”