CHP’li vekil anlattı: Kamu bankası üzerinden ‘enerji vurgunu’
Karabat’ın aktardığı bilgilere göre adı Sayıştay’dan bile gizlenen şirket, hiçbir ticari faaliyeti olmadığı halde milyonlarca lira para kazandı. Üstelik hala 27.5 milyon TL alacağı var.
CHP İstanbul milletvekili Özgür Karabat, Vakıfbank üzerinden ‘enerji vurgunu’ yapıldığını söyledi. Karabat’ın aktardığı bilgilere göre adı Sayıştay’dan bile gizlenen şirket, hiçbir ticari faaliyeti olmadığı halde milyonlarca lira para kazandı. Üstelik hala 27.5 milyon TL alacağı var.
Karabat şöyle dedi: “Kamu bankası Vakıfbank’tan ballı krediyi al. Bu parayla kamu şirketini ucuza kapat. Sonra kredinin üzerine yat. Tam bir AKP klasiği. “
Karabat’ın tweetleri şöyle:
Anayasal bir kurum olan Sayıştay’dan dahi ismi saklanan bir şirket var. Bu şirketin 2020 yılında 58.6 milyon TL büyüklüğünde mevduat hesapları var. Ama ilginç olan iki nokta bulunuyor. AKP’li banka yönetiminin çevirdiği işe şaşacaksınız.
İlki, bu şirketin ticari faaliyeti yok. İkincisi, bu şirketin şüpheli 27.5 milyon TL’lik ticari alacağı var. Hangi ticari faaliyetten bu alacak oluşmuş? Kimlerden alacak var? Şüpheli bir durum söz konusuysa neden banka yönetimi adım atmadı?
Vakıfbank’ın iştiraki olan iki şirket var. Güney Ege Enerji Ltd. Şti. ve Vakıf Enerji ve Madencilik AŞ. Aynı sektörde yer aldıkları için 2001 yılında Güney Ege şirketi Vakıf Enerji bünyesine katılıyor. Buraya kadar her şey makul. Ancak sonrası ilginç…
Güney Ege Enerji şirketinin Muğla’daki Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerini alıp işletmek üzere kurulduğu ifade ediliyor. Hatta şirket burada ihaleyi de alıyor. Daha sonra ‘sihirli bir el’ devreye giriyor ve ihale iptal ediliyor.
2014 yılına geldiğimizde bu üç önemli termik santral özelleştiriliyor. AKP yönetimindeki Vakıfbank, iştiraki olan şirketleri pasifize ederek, özelleştirme sürecinin yapı taşlarını örüyor. Burada kamu varlıkları savunulacağına, adeta sermayeye yem ediliyor.
Yatağan santrali 1 milyar 91 milyon dolara, Yeniköy ve Kemerköy santralleri de 2 milyar 671 milyon dolara özelleştirildi. Özelleştirmede vaat edilen kesintisiz ve ucuz enerjinin yalan olduğu geçen sekiz yılda anlaşıldı. Çevreye verilen zarar da cabası!
Güney Ege 2020 yılında tasfiye edildi. Peki, Vakıf Enerji ve Madencilik AŞ ne yapıyor? Koskoca şirketin çalıştırdığı personel sayısı sadece iki ve bunlara 2020’de 242 bin TL para ödenmiş. Şirketin iki personeline karşılık 7 tane de yönetim kurulu üyesi var.
Vakıf Enerji ve Madencilik AŞ’nin 2020’deki dönem zararı 1.3 milyon TL oldu. Şirketin ayrıca ödenmiş sermayesi 85 milyon TL. Ama ülkeye katma değer sağlayacak, istihdam yaratacak tek bir iş dahi yapmıyor.
Kamuda benzer işleri yapan çok sayıda şirket varken, Vakıf Enerji ve Madencilik AŞ’nin de varlığı ayrı bir soru işareti. Birilerine maaş aktarmak için bu dev sermayeli şirket boşta bekletiliyor. Sayıştay da zaten kapatılması yönünde fikir bildirdi.
Kamu bankası, sermaye ve siyaset arasındaki oyun daha bitmedi. 2008-2014 arasında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) Başkanı olan Hasan Köktaş, şu anda Yatağan Termik Santrali’nin sahibi olan Aydem Enerji’nin yönetim kurulu üyesi.
Dönemin EPDK Başkanı Köktaş, adeta kendi geleceğine yatırım yapmış. Yatağan’da ihaleyi kazanan Elsan Elektrik, Denizli merkezli Bereket Enerji bünyesinde bulunuyor. Bu şirket tüm Ege Bölgesi’ne elektrik dağıtımı yapıyor.
AKP döneminde bu şirket öyle kontrolsüzce büyüdü ki, işleri ve bütçeyi yönetemez bir hal alıp iflas noktasına geldi. Bereket Enerji’nin, aralarında Vakıfbank’ın da olduğu bankalara milyarlarca TL borcu var.
Kamu bankası Vakıfbank’tan ballı krediyi al. Bu parayla kamu şirketini ucuza kapat. Sonra kredinin üzerine yat. Tam bir AKP klasiği. AKP bu şirkete daha ne ayrıcalıklar tanıdı elbet ortaya çıkacak. Şimdi diğer santrallere bakalım.
Yeniköy Kemerköy Termik Santralleri’ni alan şirketler ise çok tanıdık. IC İÇTAŞ Enerji ve LİMAK Enerji. Her taşın altından çıkıyorlar. AKP döneminde aldıkları ihalelerle onlarca kat büyüdüler. Bu iki santralde de kıyak geçildi.
Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy santralleri özelleştirilmeden önce kapasiteleri düşürülüyor. Böylece daha ucuza satışlarının temeli atılıyor. Satıldıktan sonra da turizm bölgesindeki artan talep bu santrallere kaydırılıyor.
Dini ve milliyetçi söylemleri ağzından düşürmeyen AKP, söz konusu kamu varlıkları olunca ‘vatan sevgisini’ bir kenara bırakıyor. AKP rant için gözünü karartarak milli servetimizi nasıl yağmalıyor görüyorsunuz. Hepsinin hesabını soracağız!