CHP'li Özkoç'tan iktidara 15 Temmuz soruları: "Faillerin kaçmalarına..."

Önceki gün yangın çıkan Datça’nın Mesudiye-Döşeme kesiminde incemelerde bulunan CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, bir basın açıklaması yaptı.

Özkoç'un öne çıkan açıklamaları şöyle;

"Yangın söndürme uçakları yeteri kadar devreye sokulabilseydi bugün bu durumda olmazdık. Bu devletin cumhurbaşkanına 7-8 uçak alınabiliyor da neden Orman Bakanlığı bünyesine yangın söndürme uçakları alınamıyor? İlk defa gece görüşü olan bir helikopter müdahalede bulundu, bin futbol sahası alanı yandı.

Yangınlar ile profesyonel ekipler söndürülmeli, kendi envanterimize ait uçak ve helikopterler olmalı. Evet, ormandaki canlılarımız yandılar ama bunun dışında bir felaket yaşanmadı. Ölen arkadaşımız olmadı mutluyuz bu anlamda ama bu üzüntümüzü hafifletmiyor.”

2016 yılında yaşanan darbe girişimine de değinen Özkoç, şunları söyledi:

6 yıl önce planlı bir darbe kalkışmasıyla karşı karşıya kaldık. O gün uçakta genel başkanımız ile AKP'li Hayati Yazıcı vardı. Uçaktan iner inmez kendisine bu kalkışma bildirildikten sonra Yazıcı'nın elini tutarak, “Darbe nereden gelirse gelsin karşısında olacağız” dedi. CHP'li vekiller ise Ankara'ya hareket etti. Ankara'daki vekillerimiz ise o gün Meclis'in kapısını açan ilk milletvekilleri olmuşlardır. Bu kalkışma hâlâ aydınlatılamadı ve en üst failleri hâlâ yakalanmadı.

Adil Öksüz, çırılçıplak soyulduğu halde giydirilmiş, evrakları kendisine teslim edilmiş ve kaçması sağlanmıştır. Zekeriya Öz, gizli tanıklar ile bu ülkenin Genelkurmay Başkanı’nı hücreye attırıp yerine FETÖ'cü subayları getiren Erdoğan ise telefonun arkasından vatandaşlara sokağa çıkın demiş, kendisi ile başbakanı ise ortadan yok olmuştur.

ENİŞTESİNDEN Mİ ÖĞRENMESİ GEREKİRDİ?

Şimdi soruyorum, 6 yıl geçtikten sonra Türkiye'nin bu darbe kalkışmasını Erdoğan'ın eniştesinden mi öğrenmesi gerekirdi? MİT varken, İçişleri Bakanı varken gerçekten bu kalkışmayı bu şekilde mi öğrendiler? Türkiye gerçekten kendi ordusu içindeki bir kalkışmadan haberi olmayacak hale mi getirilmiştir? Bu kadar aciz bir durumda mıdır?

FETÖ’YÜ ÖVEN BAKAN GÖREVDE

Türkiye'de bu darbe mümessilleri sinsi bir şekilde göreve gelen insanlar değildir, bizzat Erdoğan'ın göreve getirdiği insanlardır. O günlerde vatan ve millet mücadelesi veren subaylar varken FETÖ'cü subaylar bizzat görevlendirildi. Bunun en önemli kanıtı ise, Erdoğan'ın sağ kolu olan Şaban Dişli'nin abisi Mehmet Dişli'dir. Sonuna kadar korunmuş ve önemli görevlerde tutulmuştur. FETÖ'yü öven Adalet Bakanı bugün görevdedir. Siyasi ayağı ise bugün Ankara'dadır, iktidarın içindedir. Ona methiyeler düzen Soylu, hâlâ görevdedir. Onun için ağlayan kişilerden biri de Bakan Nebati'dir. Bu yüzden Türkiye dikkatli olmak zorundadır.

MUHALEFETİN SORULARINDAN KORKUYOR

Darbeler olur ama akılla buna çare aramalıyız, nedenlerini araştıracak yer ise Meclis'tir. Bugün Erdoğan ilk anmayı Meclis'te yaptı ama artık vazgeçti bahçedeki anıtta kutlama yapıyor. Neden çünkü, muhalefetin sorularından korkuyor. İktidara soruyorum siz bu kontrollü darbeyi eniştenizden mi öğrendiniz, siz bu faillerin neden kaçmalarına izin verdiniz ve darbe araştırma komisyonu çalışmalarına neden son verdiniz, neden bu darbenin siyasi ayaklarını iktidarda tutuyorsunuz ve en önemlisi Erdoğan sen hangi yüzle hâlâ Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyorsun?

ORMAN YANARKEN TATİL YAPARSIN

Erdoğan, askerlerimiz ölünce ‘yatmaya mı geldiler’ dedin, madenciler ölünce ‘fıtratında var’ dedin, orman yangınları çıkar ‘zararı öderiz’ dedin, darbe oldu ‘bu bizim için fırsat’ dedin ve 20 Temmuz darbesini gerçekleştirdin. O FETÖ taktikleri neyse şu anda sana muhalefet edenleri aynı taktikler ile cezaevlerine yolladın. O yüzden Can Atalay ve arkadaşları hâlâ cezaevindeler, o yüzden masum insanlar hâlâ cezaevlerindeler. Erdoğan, senin fıtratında PKK ile mücadele eden Genelkurmay Başkanı’nı hapse atmak var, senin fıtratında orman yanarken Okluk Koyunda tatil yapmak var ama bu millet bunları asla unutmayacak.