CHP'li Murat Emir'den Bahçeli'ye sert eleştiri: Sahte barış sözcüklerinizin sebebini görüyoruz

CHP'li Emir "Sayın Bahçeli bunlar sahte barış sözcükleri, etkileyebildiğiniz herkesi Cumhurbaşkanı tekrar seçilebilsin diye yapacağınız yeni anayasa masasına çekmeye gayret ettiğinizi görüyoruz" dedi.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Emir; Hayvanları Koruma Kanunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'e ilişkin açıklamaları, enflasyon, KYK yurtlarında yaşanan sorunlar ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Meclis'in açılış oturumdan sonra DEM Parti sıraları ile selamlaşmasını ve diğer liderlerle sohbetini değerlendirdi.

Emir'in açıklamaları şöyle:

"Bugün 4 Ekim Hayvanları Koruma günü. Hayvanları daha çok önemseyeceğimiz, hayvan haklarını gündeme getireceğimiz önemli bir gün ama bugün maalesef hayvan hakları yasası adı altında getirdikleri ama sokak hayvanları katliam yasası olarak Meclis'ten çıkarttıkları yasayı konuşmak zorunda kalıyoruz. Türkiye'de bir anda barınaklar yapılmış, Türkiye seferber olmuş ve sokak hayvanları sorununu çözmüşüz gibi yapıyoruz. Sokak hayvanlarının korunması için yapılması gereken çok şey var. Bütçe ayrılması gerekiyor, merkezi hükümetin destek vermesi gerekiyor, belediyelerin enerjik bir şekilde barınakları yapması gerekiyor ve ancak bu şekilde sokaklarımızı güvenilir yapabilecekken maalesef Adalet Bakanı'ndan, '2.5 yıl cezası var' şeklinde açıklamalar duyuyoruz. Oysa bakan, belediye başkanlarını tehdit etmek yerine makul seçenekleri Türkiye'nin önüne koymakla sorumlu kişidir. Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır'ın Anayasa Mahkemesi Başkanı'yla yaptığı görüşme sonrası Sayın Başkan, hayvan hakları yasasını öncelikle inceleyeceklerini, bu konunun acil olduğunun farkında olduklarını, hayvanseverlerin ve tüm Türkiye'nin gözü kulağının burada olduğu bu kanuna Anayasa Mahkemesi öncelik vererek bakacak. Umuyorum ki hukuka ve evrensel hayvan haklarına uygun şekilde sokak hayvanlarını koruyacak.

'CUMHURBAŞKANI'NIN İSRAİL AÇIKLAMALARI İÇ CEPHEYİ TAHKİM ETME ÇABASI'

Sayın Cumhurbaşkanı Meclis'te bir iddiada bulundu, İsrail'in 'Nil'den Fırat'a ideolojisi' ve Siyonizm gereği Türkiye'nin topraklarında gözü olduğunu; Lübnan'ı, Suriye'yi geçerse sıranın Türkiye'de geleceğini söyledi. Bu son derece önemli bir iddia çünkü Siyonizm ve İsrail'in tarihi köklerinden getirdiği yayılma hayali yeni bir şey değil. Oysa daha geçen eylül ayına kadar Cumhurbaşkanı Netanyahu ile şakalaşıyordu, tank ihaleleri bile İsrail'e çekinmeden veriliyordu. Ekim'de Aksa Tufanı olmasaydı kasımda Netanyahu ile ülke ziyaretleri olacaktı. Yeni bir istihbarat varsa eğer bunu anlamak mümkün ama 'Geleneksel olarak İsrail'in gözü bizim topraklarımızda, o yüzden önümüzde bir tehlike var' dediğiniz zaman size geçen yıl nasıl sarmaş dolaş olabildiniz diye sorarlar. Aynı şekilde bugün dahi kimi paravan ülkeler ve güzergahlar üzerinden İsrail'e petrol gönderdiğinizi biliyoruz ve takip ediyoruz. İsrail bize saldıracaksa Kürecik Üssü'nün neden İsrail'i koruduğunu anlatmanız gerekiyor. Yapılması gereken başta Savunma ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileri olmak üzere gelip, Meclis'te kapalı bir oturumda Meclis'imizi bilgilendirmesidir. Aksi halde bizim anlayacağımız içerideki sıkışmışlığını gidermek için yurt dışından bir düşman icat etmesi, bu sefer de İsrail'i düşman olarak göstermesini iç cepheyi tahkim etme çabası olarak değerlendiririz.

'SAHTE RAKAMLARLA HAFTAYI KURTARIYOR AMA YILI KURTARAMIYOR'

Baz etkisi dışında enflasyon düşmüyor. Faizleri ne kadar artırırlarsa artırsınlar saraydaki şatafattan ve yandaşı zengin etmekten vazgeçemedikleri için bütçeyi toparlayamıyorlar, enflasyon düşmüyor. Enflasyon düşmedikçe de baskı artıyor çünkü Cumhurbaşkanı, faiz düşsün, ekonomi canlansın istiyor ama bunu yapacak ellerinde olanak yok. Enflasyon açıklanınca beklenen faiz düşürmenin kasım-aralık ayında olamayacağını anlaşıldı. 'Mevsimsellikten arındırılmış bir enflasyonu düşük yapalım ve böylece de Cumhurbaşkanı'na kasımda faiz indirme fırsatı verelim. O da çıksın desin ki 'Bakın ekonomimiz iyi gidiyor.' Ama bu tip müdahaleler; gerçekçi olmayan, dünya ve Türkiye piyasalarını tatmin etmeyecek sahte rakamlarla yapılacak suni müdahaleler günü ve haftayı kurtarıyor ama ayı ve yılı kurtarmıyor. Seçime giderken, 'Ekonomiyi canlandırıp seçimi bir şekilde alalım da ne olursa olsun' anlayışının devam olarak başımıza geliyor.

'ÇOCUKLARIMIZA DOMUZ ETİNİ NE ZAMAN YEDİRDİNİZ'

KYK yurdunda öğrencilerimize domuz eti yedirildiğini öğrendik. Bu olayın 2021 yılına ait olma ihtimali var. Bu olayın ne zaman olduğunun açıklıkla anlatılması lazım. Çocuklarımıza domuz etini ne zaman yedirdiniz, bu son derece önemli. Çünkü eğer hızlıca denetim yapıp, önlem alıp, sorumluları gerektiği gibi soruşturup cezalandırılmadıysanız siz de bu suçun ortağısınız demektir. Bu son derece önemli. İlgili şirket Düzce'de AKP Örgütü'nde Başkan Yardımcısı. Yani ihaleyi yine AKP yöneticisine vermişsiniz. Zaten sizin döneminizde AKP ile organik bağı olmayan birisinin kamudan bir ihale alması neredeyse imkansız. Bu domuz eti yediren şirketin de bir AKP'liye ait olmasına şaşırmıyoruz ama beklediğimiz ne olursa olsun, eğer içinizde biraczık vicdan varsa bu olayı bakanlığımızın ne zaman yakaladığını, ne kadar gecikme olduğunu ve sorumlular hakkında neler yapıldığını mutlaka açıklaması gerekir. Başka türlü bakanlık yetkilileri de bu suçun ortağı olurlar.

'BUNLAR SAHTE BARIŞ SÖZCÜKLERİ'

Siyasette normalleşmenin olması gerektiğini söylüyoruz. Sayın Bahçeli'nin DEM Parti'lilerin elini sıkmasını doğru buluruz ancak 'terör yuvası, kapatılsın' dediğiniz insanlara sadece Cumhurbaşkanı'nın konuşmasını dinleyerek ikna olmuş olmanız inandırıcı değil, Sayın Bahçeli. Bunlar sahte barış sözcükleri, etkileyebildiğiniz herkesi Cumhurbaşkanı tekrar seçilebilsin diye yapacağınız yeni anayasa masalarına çekmeye gayret ettiğinizi görüyoruz. Oysa biz ülkemizde huzur olmasını bekliyoruz ama bunun sadece Cumhurbaşkanı'nın konuşmasıyla olması hem inandırıcı hem de doğru değil. Sahte nezaket gösterileriyle gazetecileri ve CHP'yi tehdit etmekten vazgeçin."