Efendim: CHP’de aslında çok eski olan ama bir türlü açıkça ifade edilmeyen bir sorun yeniden uç vermiş görünüyor. Bu konu genellikle bastırılan, yokmuş gibi davranılan ama her zaman usulca konuşulan “Alevilik Tartışması”dır. Hani “Allah’ın bildiği kuldan saklanmaz” denir ya bu da o hesap!
Konuyu Hasıraltı Etmek Anlamsız!..
Herkes böyle bir tartışma ya da rahatsızlık olduğunu bilir ama nedense konuşulmaz. Konu sürekli halı altına süpürülür ama bahsedilmez. Etmeye kalkan da ya ayıpsanır ya da “Alevi düşmanı mısın?” denilmek suretiyle damgalanıp, susturulur. Böylelikle sorun birikir ancak uygun ortam bulduğunda kendini dışa vurur. Oysa her sorun gibi bu sorununda çözüm yolu –edebince olduğu sürece- açıklık olsa gerek. Bu konu acilen bir “Tabu” olmaktan çıkarılmalıdır. Sol olduğu iddiasındaki bir partide “Feodal kimlikler” in sınırları çizilmelidir. Fakat nedense acayip bir “Sır” muamelesi görür!..
Hatta kimi zaman CHP’nin artık “Alevi partisi” olduğu, “CHP’yi Alevilerin ele geçirdiği”ni, “Alevilerin kimseye parti içinde yükselme hakkı tanımadığı”, “Kendilerinden olmayanları dışladığını”, “Alevi olmayanların seçilme veya yönetime gelme şanslarının olmadığı”, “Ayrımcılığa karşı çıkar gibi yapıp fiilen ayrımcılık yaptıkları”, vb gibi söylentiler, şikayetler ama doğru ama yanlış, ama gerçek ama abartılı bir şekilde dile getirilebilmiştir. Bu iddialar parti içinden veya dışından, dost veya hasım çevrelerden muhtelif amaçlarla çeşitli kereler söylenegelmiştir. Haklı veya haksız algı budur!..
İlgezdi’den İtiraf Gibi Açıklama!..
Ancak bu kez iddialar parti içinde durumdan şikâyetçi ya da dışlandıkları hissine kapılan Sünni kökenli üyelerden gelmedi. ( Kendini Atatürkçü, modernist ve sosyal demokrat gören bir partide bu tarz saflaşmalardan bahsedilmesi çok ilginçtir. Acaba batılı bir sosyal demokrat partide Katolik veya Protestan diye gruplaşmalar var mıdır?) Tam tersine aday gösterilmeyince CHP’den istifa eden ve üç dönemdir Ataşehir Belediye Başkanı olan Battal İlgezdi’den geldi. Dolaylı da olsa parti içinde var olan bir saflaşmanın varlığının adeta itirafı gibiydi. Demek ki bazı şeyler bastırılmaya çalışılsa da bir şekilde su yüzüne çıkabiliyor…
Battal İlgezdi, istifası sonrası yaptığı açıklamada yaşananları bir “Kıyım”a benzeterek "Partide çok açık şekilde Kürt ve Alevi tasfiyesi yapılıyor. Ne hikmetse bir Karadeniz lobisi İstanbul'da her tarafta belediye başkanı oluyor" demekteydi. İlgezdi açıklamasına ayrıca Kürtleri de eklerken ilaveten “Kılıçdaroğlu yanlıları”na vurgu yapıyordu. Bu iddialar ne derece doğru idi ayrıca tartışılır.
Lakin öte yandan Alevilik, Kürtlük, vb gibi kavramlar üzerinden yeni bir “manevra alanı” açılmaya çalışıldığı aşikârdı. Bu açıklama tepkisel bir savunma içgüdüsü ile mi yapılmıştı yoksa “mezhep kartı”nı kullanıp bir kesimi arkasına alma kaygısıyla mı bilinmez. (İlginçtir. Kimileri “İmamoğlu yanlıları Alevileri istemiyor” derken, kimileri de “Kılıçdaroğlu yanlıları seçimde Alevi oylarını ondan çekerek, İmamoğlu’nun kaybetmesini istiyor” demekteydiler. Öyle veya böyle bu konunun CHP’de yakıcı bir problem haline geldiği anlaşılıyordu. Hatta iş öyle noktalara vardırıldı ki bir ara alttan alta yoksa “Aleviler partiyi terk eder” gibi psikolojik şantajlar bile yapıldı. Gruplaşmalar fikri planda olmayınca böyle oluyor demek ki!..
Ayrımları doğru kurmak!..
Kişisel olarak bende her zaman CHP’deki asıl sorunun “Mezhepçi / Etnikçi Hemşerici / Bölgeci /” alışkanlık ve örgütlenme biçimleri (Klikler / Lobiler) olduğuna, bunun CHP’yi aşağıya çektiğine, belli bir limite hapsettiğine, geniş kitlelerle buluşmasını engellediğine inandım ve her fırsatta uyarı amaçlı yazdım. Örgüt, üye, delege yapısının bu kriterlere, hesaplara göre şekillendiğini söyledim. (Söyleye söyleye dilimizde tüy bitti ama kim dinler!) Ayrıca bütün bunların sol kimlik ve kavramlarla taban tabana zıt, güç biriktirme, ele geçirme ve rant odaklı tavırlar olduğunu belirttim. Halende o inançtayım. Bu alışkanlık aşılmadıkça CHP bir milim bile ilerleyemez. CHP’deki taşlaşmış “Statüko” buna ayarlıdır ve şimdi sarsılmasından endişelilere benziyor!..
Öte yandan başka nedenleri de olmakla birlikte, sanırım buradaki sorun bazı kimliksel sınırları doğru çizememekten kaynaklanıyor. Buradaki sorun “şucu” ya da “bucu” olmak değil. Bunu “şuculuk” ya da “buculuk” düzeyine çekmek, taşımaktan kaynaklanıyor. Alevi olmak ne suç ne de ayıptır. Ülkenin önemli bir dinamiği olan Alevi insanlarımız muhakkak CHP’de olmalıdırlar. Lakin “Alevicilik” yapmak, bu eksende partide örgütlenmek, süreçleri etkilemek, blok davranış içine girmek, başka bir şeydir. Sağ partilerdeki Sünni tarikat yığılmasının benzeri bir davranış olur. Hem “dini siyasete alet etmeyelim” diyorsun hem bizzat kendin yapıyor duruma düşersin. “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” derler adama!
Kürt olmak ne suç ne de ayıptır. Kürtlerde muhakkak olmalıdır. Ancak “Kürtçülük” yapmak başka bir şeydir. Parti içinde etnikçiliğe dayalı ilişkiler geliştirmek, bunu başat ilişki tarzı haline getirmek başka bir şeydir. “Karadenizli” (Ya da başka bir bölgeden) olmak da ne suç ne de ayıptır. Muhakkak olmalıdırlar. Ancak parti içinde “Hemşerici” , “Bölgeci” ekipleşme, kadrolaşma, “Hemşerim olsun çamurdan olsun” anlayışıyla hareket etme, diğerlerini dışlama, şans tanımama başka bir şeydir. Bütün bunlar hassas dengelerdir. Partiyi ideolojisizleştirmedir!..
Suç ya da ayıp olan bizzat bütün bunları bir ayrım, kavga, bölünme ve birlikte hareket edebilmenin önüne bir engel olarak çekmektir. Karşı çıkılması, aşılması gereken budur. Bu “bilinç” oluşturulmalı ve titizlikle, tavizsiz korunmalıdır. CHP’nin dokusu bu “kıvam”dan uzak düştüğü, yeter bilinçle önlem alamadığı ve bir zihniyet partiyi ur gibi sardığı için bugün mevcut suçlamalar üzerinden aynı tarz manevralar yapılabilmektedir. Söz konusu huyu hangi nedenle olursa olsun öne çıkarmak, kaşımak ülkeye de, partiye de zarar vermektir. Mezhep ve etnisite üzerinden siyaset geliştirmek ülkenin de, partinin de kurucu değerlerine ters olsa gerek. Üstelik memleketin barış ve huzuru da buralardan geçmektedir. Bilerek veya bilmeyerek kötülük ederler!..
Hadi önce kendimize itiraf edelim: bu ülkede herkes bir diğerine karşı “Ayrımcı”dır. Ayrımlarını sağlıklı kriterler üzerine kuramayınca böylesi “Ömür törpüsü” tartışmalar, kavgalar –maalesef- kaçınılmaz oluyor!...
31. 01. 2023
NOT 1: Ben CHP’de kimsenin kimseyi sayılan nedenlerle tasfiye etmeye çalıştığını zannetmiyorum. Şu veya bu taraftan birkaç sosyal medya trolünün kışkırtmalarına kapılmamak gerek. Bu mümkün de değil. Dolayısıyla muhtelif kaygı ve hesaplarla yaygara koparmanın alemi yok. Bazı alışkanlıkların zarar verdiğini görüp, bir transformasyon çabasına girenlerin zaruri yeni bir “akort etme” arayışı olabilir o başka.
NOT 2: Ancak CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İlgezdi’ye karşı savunma amaçlı da olsa “900 aday açıkladık. Çok sayıda Alevi aday gösterdik. Alevi adaylara bakması lazım.” şeklindeki itirazı da bence doğru olmadı. O da adayları böyle kategorize ederek farkında olmadan aynı anlayışa hizmet etti. “Ne olursa olsunlar bütün adaylarımız CHP adayıdır” demesi bence daha uygundu.