CHP Grup Başkanvekili Gök:
- "Türkiye bu darbe girişimi ile mücadelesini sürdürürken, tüm dünyaya adaletli, hukuk içinde kalacağı ve hukuktan ayrılmayacağı imajını vermek durumundadır" - "Türkiye önümüzdeki süreçte, bu süreci iyi götüremediği müddetçe çok önemli adli vakalarla baş başa kalabilir"
TBMM (AA) - CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, "Türkiye bu darbe girişimi ile mücadelesini sürdürürken, tüm dünyaya adaletli, hukuk içinde kalacağı ve hukuktan ayrılmayacağı imajını vermek durumundadır." dedi.
Gök, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin darbe girişimi sonrasında Birleşmiş Milletler'e (BM) sunduğu bildirimle askıya aldığını belirttiği bazı sözleşme maddeleri konusunda eleştirilerde bulundu.
Türkiye'nin, 15 Temmuz darbe girişimi sürecini dikkatli bir şekilde götürmek zorunda olduğunu ifade eden Gök, bir darbe girişiminin önlenmiş olmasının, tüm siyasi partilerin net ve kararlı bir tutum sergilemiş olmasının, halkın kendini tankların, silahların önüne atarak, hayatı pahasına bu darbe girişimini önlemesinin Türkiye'yi dünyada bir başka ülke konumuna götürdüğünü kaydetti.
Bugün pek çok ülkenin Türkiye'nin darbe girişimi karşısında sergilediği mücadeleden övgüyle bahsettiğini anlatan Gök, bu sürecin darbe girişiminin önlenmesinde ne kadar önemli ise bundan sonraki sürecinde dikkatli ve özenli götürülmesinin aynı önemi taşıdığını bildirdi.
Olağanüstü Hal (OHAL) ile Türkiye'nin Birleşmiş Milletler'e kişisel ve siyasal haklar uluslararası sözleşmesinin 13 maddesini askıya aldığını bildirdiğini hatırlatan Gök, şunları söyledi:
"Kişisel ve siyasal haklar uluslararası sözleşmesinde yer alan kimi özgürlük ve güvenlik alanlarını üye devletler sınırlayabilirler. Ancak Türkiye bu darbe girişimi ile mücadelesini sürdürürken, tüm dünyaya adaletli, hukuk içinde kalacağı ve hukuktan ayrılmayacağı imajını vermek durumundadır. Çünkü bu süreç öyle bir süreçtir ki yapılacak her türlü haksızlıklar, mağduriyet Türkiye'nin darbe girişimi eğer başarılı olsaydı, hangi tahribatı yaratacak ise bu sürecin önlenmesine dönük çabalara yaratılacak mağduriyet de aynı ölçüde yıkıcı tahribatlar yaratabilir. Türkiye önümüzdeki süreçte bu süreci iyi götüremediği müddetçe çok önemli adli vakalarla baş başa kalabilir."
- "Eğer devlet aklı hata yapma mantığı üzerine kurulmuşsa vay halimize"
Başbakan Binali Yıldırım'ın Valiler Toplantısı'nda, "Hata yapın ama hainlik yapmayın." sözlerine ilişkin de Gök, "Yürütmenin başındaki bir kişinin devlet organlarına söylediği sözlere bakın. Hata yapın diyor. Devlet organlarında siz hata yapma hakkını verdiğiniz an bu devletin çöküşünü hazırlarsınız." değerlendirmesinde bulundu.
Başbakanın bu sözlerini anlamakta güçlük çektiklerini kaydeden Gök, "Biz hata yapmadan işimizi götürmek durumundayız. Devlete düşen hata yapmamaktır. Vatandaş hata yapar, karşılığını mahkemelerde görür. Devlet hata yaparsa, kim ödeyecek bunun bedelini? Bütün toplum. Başbakan'ın bu sözleri fevkalade tehlikelidir, düşündürücüdür. Eğer devlet aklı hata yapma mantığı üzerine kurulmuşsa, vay halimize. Böyle bir tabloyu derhal reddediyoruz ve Başbakanı bu söylemlerini düzeltmeye davet ediyoruz. Devletin hata yapma lüksü yoktur. Sayın Başbakan'ın açıkça bu sözleri düzeltmesi gerekir." ifadelerini kullandı.
- "Bu tablo Türkiye'yi önümüzdeki süreçte çok tehlikeli bir sürece götürür"
Levent Gök, FETÖ darbe girişimine karşı çok net bir duruş sergilediklerini, darbe girişimine kalkışan herkesin cezalandırılmasını istediklerini bildirdi.
Ancak Türkiye'nin OHAL kapsamında Birleşmiş Milletler'e 13 maddeyi kısıtlayacağını bildirdiğini hatırlatan Gök, şöyle devam etti:
"Türkiye 13 madde arasından öyle bir kaç madde bildirmiştir ki skandal yaratacak. Türkiye, Birleşmiş Milletler'e, sözleşmenin 2/3'üncü maddesinde 'Hukuka etkili başvuru yolu. Ben bunu ortadan kaldıracağım, askıya alıyorum' diyor. 26. madde 'Hukuk önünde eşitlik' hukukun temel prensibidir herkes kanun önünde eşittir. 'Ben bunu da askıya alıyorum' diyor. Türkiye, kendisini anlatması konusunda bütün dünyaya şunu resmi belge ile sunmuş 'Adil yargılama hakkını kısıtlıyorum' diyor. Bu bir skandaldır. Resmen bildirmişiz. Bir devletin daha mahkemeler başlamadan 'ben adil yargılama yapmayacağım' deme durumu söz konusu olabilir mi? Böyle vahim bir tablo ile karşı karşıyayız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti adil yargılama yapmayacağını Birleşmiş Milletler'e bildiriyor.
Bu skandaldan dönülmelidir. Türkiye bu tabloyu taşıyamaz. Yani siz 'mahkemeler göstermelik mi olacak' diyorsunuz. Adil yargılama hakkının kısıtlanması düşünülebilir mi, bu resmi belgeye konur mu. Bu vahim tablodan derhal Türkiye kendisini kurtarmalıdır. Adil yargılanma hakkını bir devletin Birleşmiş Milletlere resmi belge ile sunup dünyaya ilan etmesi herhalde dünyada tekdir. Bu tablo Türkiye'yi önümüzdeki süreçte çok tehlikeli bir sürece götürür. Böyle bir yanlış nasıl yapılabilir?"
Gök, yapılan yanlışların artık Cumhurbaşkanlığı tarafından, AK Parti sözcüleri tarafından, milletvekilleri tarafından da ifade edildiği bir süreçten geçildiğini, bu tablonun FETÖ ile mücadeleyi zafiyete uğratacağına inandıklarını öne sürdü.