Cemaat gazetesi yazarı cemaate operasyon istedi! ‘Paralel yapıyla uzlaşılmaz, hesaplaşılır’
Cemaat medyasının köşe yazarı Sabah'a verdiği röportajda, cemaate yönelik iddianameler hazırlanması ve davalar açılması çağrısı yaptı.
Cemaat medyası içerisinde gösterilen Bugün gazetesi köşe yazarı Gülay Göktürk'ten şok çıkış. Sabah gazetesine konuşan Göktürk, "Paralel Yapıyla uzlaşılmaz, hesap sorulur" dedi ve artık cemaate karşı iddianameler hazırlanıp dava açılması gerektiğini söyledi.
LİBERALLERİN GİDECEĞİ YER AK PARTİ
Bugün gazetesi yazarı Göktürk, Sabah gazetesine verdiği röportajda, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun aday gösterilmesini eleştirirken, liberallerin AK Parti'den başka gidecek kapıları olmadığını savundu. Göktürk'ün en çarpıcı değerlendirmeleri ise cemaate yönelik oldu. İşte Göktörk'ün röportajının o bölümü:
PARALEL YAPI İLE UZLAŞILMAZ, HESAPLAŞILIR
-Gülen hareketi-AK Parti arasındaki çatışma 30 Mart seçimlerinden sonra da hız kesmeden devam ediyor. Bu kavga nasıl sonuçlanır?
Uzlaşırlarmı, kavga biter mi, barış olur mu beklentisini son derece yanlış buluyorum. İddia nedir; devlet içinde devletin hiyerarşisinden bağımsız otonom bir yapının varolduğudur. En stratejik kurumlarda yoğunlaşmış, belirsiz, tanımadığımız ve gizli bir yapı kendi çıkarları ve hesapları doğruldusunda çalışıyor. Böyle bir yapının varlığından bahsediyorsak iktidarın tepesi ile bu yapının tepesinin bir yerlerde uzlaşması halka karşı işlenmiş bir suçtur. Bu yapıya biz neden karşıyız. Halk açısından bir tehdit oluşturduğu için. Erdoğan yarın kalkıp "arkadaşlar tamam biz aramızda anlaştık" dese halkın itiraz etmesi lazım. Dolayısıyla paralel yapı ile uzlaşma, anlaşma mümkün değil.
ARTIK SOMUT DELİLLERLE DAVA AÇILMASI GEREKİR
-Paralel yapı ile mücadelede hukuki adımların atılması konusunda yargıda bir direnç olduğu iddia ediliyor. Bu konuda sizin gözlemleriniz nelerdir?
Bu yapının varlığını Balyoz ve Ergenekon davalarında gördük. Adana'daki MİT operasyonunda gördük. Yasadışı dinleme olaylarında gördük. Başbakanlığa yerleştirilen böcekte gördük. Dışişleri Bakanlığı'ndaki dinleme olayında gördük. 17 Aralık ve 25 Aralık sonrasında 30 Mart seçimlerine yönelik topyekun bir saldırıya dönüştüğünü gördük. Bunlar inkar edilmez gerçekler. Türkiye'de herkesin kanaati oluştu. Ancak kanaatlerle hukuki adımlar atılmaz. Artık bu suçlamalar somut iddianameler haline gelmesi gerekir. Demokratlar olarak bu defa geçtiğimiz dönemde yaptığımız hatalardan ders çıkarmamız lazım. Balyoz ve Ergenekon iddianamelerinin zayıf tarafları, hileleri, bir yapının siyasal hesaplaşma aracı haline getirerek hukuki bir yargılamanın dışarısına çıkarmasının bedelini bugün bütün Türkiye ödüyor. Aynı hatayı tekrar yapmamak gerekir.
PARALEL ETKİ, DARBE DAVALARINA BÜYÜK ZARAR VERDİ
-Paralel yapının Balyoz ve Ergenekon davalarına olan özel ilgisi bu davalara güvenin azalmasına neden olduğunu düşünüyor musunuz?
Balyoz ve Ergenekon davalarının başından bu yana "bu davaların yeterince güçlü olduğunu, bu davaların hukuka uygunlugunun önemli olduğunu, ilaveler ve zorlamalar yapılmasının tam tersi etki yapacağını" söyledim. Otonom yapının savcılarının, hakimlerinin şimdi daha net olarak öğrendiğimiz faaliyetleri dolayısıyla bu davalar kamuoyu nezdinde güvenirliliğini yitirdi. Şimdi birtakım generaller kahraman edasıyla tahliye oldular ve büyük büyük laflar ederek siyaset yapmaya başladılar. Bu zor hazmedilecek bir durum. Adet yerini bulsun diye değil gerçek anlamda bir yargılamanın yapılması gerekiyor. Böyle yapılırsa bir grup aklanacaktır ama darbeleri planlayanların mahkum olacağına inanıyorum. Çünkü çok sağlam deliller var ortada.
LİBERALLERİN GİDECEĞİ YER AK PARTİ
Bugün gazetesi yazarı Göktürk, Sabah gazetesine verdiği röportajda, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun aday gösterilmesini eleştirirken, liberallerin AK Parti'den başka gidecek kapıları olmadığını savundu. Göktürk'ün en çarpıcı değerlendirmeleri ise cemaate yönelik oldu. İşte Göktörk'ün röportajının o bölümü:
PARALEL YAPI İLE UZLAŞILMAZ, HESAPLAŞILIR
-Gülen hareketi-AK Parti arasındaki çatışma 30 Mart seçimlerinden sonra da hız kesmeden devam ediyor. Bu kavga nasıl sonuçlanır?
Uzlaşırlarmı, kavga biter mi, barış olur mu beklentisini son derece yanlış buluyorum. İddia nedir; devlet içinde devletin hiyerarşisinden bağımsız otonom bir yapının varolduğudur. En stratejik kurumlarda yoğunlaşmış, belirsiz, tanımadığımız ve gizli bir yapı kendi çıkarları ve hesapları doğruldusunda çalışıyor. Böyle bir yapının varlığından bahsediyorsak iktidarın tepesi ile bu yapının tepesinin bir yerlerde uzlaşması halka karşı işlenmiş bir suçtur. Bu yapıya biz neden karşıyız. Halk açısından bir tehdit oluşturduğu için. Erdoğan yarın kalkıp "arkadaşlar tamam biz aramızda anlaştık" dese halkın itiraz etmesi lazım. Dolayısıyla paralel yapı ile uzlaşma, anlaşma mümkün değil.
ARTIK SOMUT DELİLLERLE DAVA AÇILMASI GEREKİR
-Paralel yapı ile mücadelede hukuki adımların atılması konusunda yargıda bir direnç olduğu iddia ediliyor. Bu konuda sizin gözlemleriniz nelerdir?
Bu yapının varlığını Balyoz ve Ergenekon davalarında gördük. Adana'daki MİT operasyonunda gördük. Yasadışı dinleme olaylarında gördük. Başbakanlığa yerleştirilen böcekte gördük. Dışişleri Bakanlığı'ndaki dinleme olayında gördük. 17 Aralık ve 25 Aralık sonrasında 30 Mart seçimlerine yönelik topyekun bir saldırıya dönüştüğünü gördük. Bunlar inkar edilmez gerçekler. Türkiye'de herkesin kanaati oluştu. Ancak kanaatlerle hukuki adımlar atılmaz. Artık bu suçlamalar somut iddianameler haline gelmesi gerekir. Demokratlar olarak bu defa geçtiğimiz dönemde yaptığımız hatalardan ders çıkarmamız lazım. Balyoz ve Ergenekon iddianamelerinin zayıf tarafları, hileleri, bir yapının siyasal hesaplaşma aracı haline getirerek hukuki bir yargılamanın dışarısına çıkarmasının bedelini bugün bütün Türkiye ödüyor. Aynı hatayı tekrar yapmamak gerekir.
PARALEL ETKİ, DARBE DAVALARINA BÜYÜK ZARAR VERDİ
-Paralel yapının Balyoz ve Ergenekon davalarına olan özel ilgisi bu davalara güvenin azalmasına neden olduğunu düşünüyor musunuz?
Balyoz ve Ergenekon davalarının başından bu yana "bu davaların yeterince güçlü olduğunu, bu davaların hukuka uygunlugunun önemli olduğunu, ilaveler ve zorlamalar yapılmasının tam tersi etki yapacağını" söyledim. Otonom yapının savcılarının, hakimlerinin şimdi daha net olarak öğrendiğimiz faaliyetleri dolayısıyla bu davalar kamuoyu nezdinde güvenirliliğini yitirdi. Şimdi birtakım generaller kahraman edasıyla tahliye oldular ve büyük büyük laflar ederek siyaset yapmaya başladılar. Bu zor hazmedilecek bir durum. Adet yerini bulsun diye değil gerçek anlamda bir yargılamanın yapılması gerekiyor. Böyle yapılırsa bir grup aklanacaktır ama darbeleri planlayanların mahkum olacağına inanıyorum. Çünkü çok sağlam deliller var ortada.