Cem Uzan'dan bomba sözler: Sana da yar olmaz o Ferit Şahenk efendi!
Hakkındaki davalar nedeniyle Türkiye'den kaçarak Fransa'ya iltica eden ve geçtiğimiz günlerde Genç Parti'ye geri dönen Cem Uzan'dan flaş açıklamalar geldi.
Cem Uzan, Genç Parti olağanüstü kongresinde yeniden genel başkan oldu ve siyasete geri döndü.
Uzan bu sıcak gelişme öncesi verdiği röportajda, Türkiye'nin bir değişim yaşayacağını söylerken, "Bu değişim 50 gün sonra olur, 1550 gün sonra olur ama değişimin gelmekte olduğunu ve geleceğini çok ama çok hissediyorum" dedi.
Fransa'dan sığınma hakkı alan ve Paris'te yaşayan iş adamı Cem Uzan, BBC Türkçe'den Onur Erem ve Efe Öç'e konuştu.
İşte Uzan'ın o açıklamaları...
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2003 yılında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a "Allahsız" dediğiniz için aldığınız cezayı bozdu, bunu ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirdi. O dönemde neden böyle sert bir muhalefet yürütüyordunuz?
Hepimiz insanız. Biz sizinle burada konuşuyoruz. Ben sizin kazara ayağınıza bassam haklı veya haksız olarak, sizin canınız yanar ve bir reaksiyon gösterirsiniz. Bundan daha doğalı olamaz.2002 Kasım'ından itibaren sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 16 senedir Türkiye'yi yönetmektedir. Türkiye'ye büyük eserler katmıştır. Bunları hiçbirimiz inkar edemeyiz, etmemeliyiz. Türkiye tarihine damgasını vurmuş olan bir siyasi şahsiyettir. Nokta. Ben müsbet ilime, bilime inanan bir insanım. Evrende bazı değişmeyen faktörler var. Bunlardan bir tanesi, değişim. Değişim hiçbir zaman önlenemeyen bir şeydir. Bugün 100 sene evveline, 150 sene evveline gittiğimizde değişimin nasıl geldiğini görebiliyoruz. Peki ileriye bakalım, ne gelecek değişim? Bilmiyoruz.
Siz neyin geleceğini düşünüyorsunuz?
Neyin geleceğini benim öngörmem mümkün değil. Ama değişimin gelmekte olduğunu görüyorum. Nasıl 2002'de Türkiye'ye bir değişim geldiyse bir değişimin geleceğine inancım var. Bu değişim 50 gün sonra olur, 1.550 gün sonra olur ama değişimin gelmekte olduğunu ve geleceğini çok ama çok hissediyorum.
Neden?
Çünkü değişim kaçınılmaz.
Ama neden şimdi?
Az evvel ne dedim, 50 gün, 1.550 gün, 3550 gün onu bilemem dedim.
Ama 5 yıl önce söylemiyordunuz mesela bunu. Bugün söylüyorsunuz.
Değişim geliyor. Çünkü Türkiye, ekonomik olarak çok zordadır şu anda. Türk insanı çok zordadır. Türkiye'de Lale Devri bitmiştir. Bugün bana birisi söylesin, doların yükselişini, euronun yükselişini durdurabiliyor musun?
Mahkeme size öfke kontrolü terapisi cezası vermişti ama Türkiye'den çıktığınız için buna uyup uymadığınızı denetleyememişti. Öfke kontrolü terapisine gittiniz mi?
Gittim.
Nasıldı?
Altunizade'de böyle bir iş hanının üçüncü, beşinci katı. Gittim. 4-5 defa gittim. Şu saniyede takdir-i ilahi tecelli etse ve vefat etsem ben, söyleyeceğim son bir laf vardır: Ey yüce yaradan bana fantastik bir hayat yaşattın. Gittim, oranın müdürü var, güzel bir soru, zeki bir soru. Gittim. Cem Bey hoşgeldiniz dediler, elimde kağıdım. Beni bir odaya aldılar. Genç bir hanımefendi geldi, devlet memuru bir bayan. Evet dedim, ne yapacağım şimdi? "Bana düşüncelerinizi anlatır mısınız" dedi. "Siz herhalde benimle dalga geçiyorsunuz" dedim, "Ben Türkiye'de önemli bir siyasi partinin başkanıyım, seninle en intime (özel) konuları mı konuşacağım?" "Görevim" dedi kızcağız. "Sen bana bir soru sormayacaksın, ben de sana zaten cevap vermeyeceğim" dedim. "Zaten başka bir şansın yok ki" dedim, "Benim alnıma tabanca dayayacak halin yok ki".
Siyasete girmeye nasıl karar vermiştiniz?
İlk siyasete 1999'da girmeye karar verdim. Randevu aldım, Tansu Hanım'a gittim. Dedim ki Ben siyasete girmek istiyorum. Ben dedim, bütün imkanlarımla, bütün gücümle, bütün her şeyimle size destek olmak istiyorum dedim. Siz seçimleri kazanırsınız dedim. Ben DYP'den milletvekili olacağım, siz başbakan olacaksınız, dışişleri bakanlığı istiyorum dedim. Türkiye'yi dışişleri bakanı olarak benden daha iyi temsil edecek az adam bulursunuz. Bir sene sonra cumhurbaşkanlığı seçimleri var dedim. Bir sene sonra siz cumhurbaşkanı olursunuz, ben de partinin genel başkanı olarak başbakan olurum dedim.Ben bu çıplaklıkta konuştum.
Ne yanıt aldınız?
Bana 2-3 gün süre verir misin dedi. Tabii Tansu hanım dedim. 3 gün sonra haber geldi, o zaman Tansu hanımın danışmanıydı, Celal Adan diye bir beyefendi, Tansu Hanım'a diyor ki, siz Cem Bey'le bu işi yaparsanız sonunda kaybedersiniz. Teşekkür ederiz hayır dediler. Ondan sonra peki dedim ben de hiç siyasete bulaşmadım 2002 senesine kadar.
2002'deki seçimin ardından partiniz barajın altında kaldı ama diğer merkez sağ partilerden de oy alarak onların da barajın altında kalmasına yol açtı. Sonuç olarak da AKP tek başına iktidar oldu. Bu tabloya bugün geriye dönüp baktığınızda, yine olsa aynı şekilde seçime girer miydiniz?
Hayır.
Nasıl bir şeyi tercih ederdiniz?
Seçimlerden bir, bir buçuk ay önce haber geldi iki değişik partiden, gelsin bizden girsin, bizden katılsın… Hayır dedim.Bugün zamanı geri çevirmek imkanı olsa girerdim ve tablo da çok farklı olurdu.
Nasıl bir tablo olurdu sizce?
AKP ana muhalefet partisi olarak kalırdı. Hangi partilerden gelmişti bu teklif size? Hem AKP'den geldi, hem DYP'den, hem MHP'den geldi.
Partinizin birileri tarafından AKP'nin önünü açmak için kullanılmış olabileceğini düşünüyor musunuz?
Hayır. Sonuçları bu sizin söylediğiniz gibi yorumlanabilir ama ben o süreci tamamen yaşamış bir insan olarak biliyorum, hayır.
Instagram'da Doğan Medya'nın satışı hakkında çok sert ifadeler kullanmıştınız. Satışa sevindiniz mi?
Çok enteresan bir tarafım vardır. Benim ahım tutar. Aydın Doğan her şeyini satmak zorunda bırakıldı. Eğer bunu sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptırttıysa ben sayın cumhurbaşkanını iki yanağından öperim. Şimdi bugün gazetelere bakınız, Doğuş Grubu 6 milyar dolarlık yeniden borçlandırma, yeniden yapılandırma bilmem neleri konuşuluyor. Star TV benim göz nurumdur. Ben onu Türkiye'de kimse özel televizyonun ö'sünü düşünemezken kablolarını çekerek kurdum. Böyle alın terimdir o benim. Sana da yar olmaz o Ferit Şahenk efendi. Ben bir şey yapacağım için değil, yukarda bir yaradan var, yukarda bir tanrı var, yukarda bir Allah var, ne demek istiyorsak onu diyebiliriz, bırakmaz, kalmaz sana da.
Türkiye'yi bir değişimin beklediğini söylüyorsunuz. Bu değişimde partinizin ve sizin de rolünüz olabileceğini düşünüyor musunuz?
Olmaması için bir neden olduğunu düşünmüyorum. Olacak gibi iddialı bir beyanda da bulunmak da istemiyorum. Olmasını arzu eder miyim? Olmasını arzu ederim.
Şu an seçime girme yeterliliği yok partinizin.
Şu anda çok enteresandır, Anayasa Mahkemesi kararına göre seçime girme hakkımız var. YSK şu anda suç işliyor. Peki suç işlediği zaman bir devlet kurumu, ne yapacaksın? Gidip adamı vuracak halin yok ki.
Türkiye'ye dönmeyi düşünüyor musunuz?
Bir gün evet.
Sizce o gün ne zaman gelecek?
Onu bilmiyorum şu anda. Bakın, Türkiye'ye dönmek istemek başka şeyler, dönebilmek başka şey. Türkiye benim aşkım.
Uzan bu sıcak gelişme öncesi verdiği röportajda, Türkiye'nin bir değişim yaşayacağını söylerken, "Bu değişim 50 gün sonra olur, 1550 gün sonra olur ama değişimin gelmekte olduğunu ve geleceğini çok ama çok hissediyorum" dedi.
Fransa'dan sığınma hakkı alan ve Paris'te yaşayan iş adamı Cem Uzan, BBC Türkçe'den Onur Erem ve Efe Öç'e konuştu.
İşte Uzan'ın o açıklamaları...
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2003 yılında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a "Allahsız" dediğiniz için aldığınız cezayı bozdu, bunu ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirdi. O dönemde neden böyle sert bir muhalefet yürütüyordunuz?
Hepimiz insanız. Biz sizinle burada konuşuyoruz. Ben sizin kazara ayağınıza bassam haklı veya haksız olarak, sizin canınız yanar ve bir reaksiyon gösterirsiniz. Bundan daha doğalı olamaz.2002 Kasım'ından itibaren sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 16 senedir Türkiye'yi yönetmektedir. Türkiye'ye büyük eserler katmıştır. Bunları hiçbirimiz inkar edemeyiz, etmemeliyiz. Türkiye tarihine damgasını vurmuş olan bir siyasi şahsiyettir. Nokta. Ben müsbet ilime, bilime inanan bir insanım. Evrende bazı değişmeyen faktörler var. Bunlardan bir tanesi, değişim. Değişim hiçbir zaman önlenemeyen bir şeydir. Bugün 100 sene evveline, 150 sene evveline gittiğimizde değişimin nasıl geldiğini görebiliyoruz. Peki ileriye bakalım, ne gelecek değişim? Bilmiyoruz.
Siz neyin geleceğini düşünüyorsunuz?
Neyin geleceğini benim öngörmem mümkün değil. Ama değişimin gelmekte olduğunu görüyorum. Nasıl 2002'de Türkiye'ye bir değişim geldiyse bir değişimin geleceğine inancım var. Bu değişim 50 gün sonra olur, 1.550 gün sonra olur ama değişimin gelmekte olduğunu ve geleceğini çok ama çok hissediyorum.
Neden?
Çünkü değişim kaçınılmaz.
Ama neden şimdi?
Az evvel ne dedim, 50 gün, 1.550 gün, 3550 gün onu bilemem dedim.
Ama 5 yıl önce söylemiyordunuz mesela bunu. Bugün söylüyorsunuz.
Değişim geliyor. Çünkü Türkiye, ekonomik olarak çok zordadır şu anda. Türk insanı çok zordadır. Türkiye'de Lale Devri bitmiştir. Bugün bana birisi söylesin, doların yükselişini, euronun yükselişini durdurabiliyor musun?
Mahkeme size öfke kontrolü terapisi cezası vermişti ama Türkiye'den çıktığınız için buna uyup uymadığınızı denetleyememişti. Öfke kontrolü terapisine gittiniz mi?
Gittim.
Nasıldı?
Altunizade'de böyle bir iş hanının üçüncü, beşinci katı. Gittim. 4-5 defa gittim. Şu saniyede takdir-i ilahi tecelli etse ve vefat etsem ben, söyleyeceğim son bir laf vardır: Ey yüce yaradan bana fantastik bir hayat yaşattın. Gittim, oranın müdürü var, güzel bir soru, zeki bir soru. Gittim. Cem Bey hoşgeldiniz dediler, elimde kağıdım. Beni bir odaya aldılar. Genç bir hanımefendi geldi, devlet memuru bir bayan. Evet dedim, ne yapacağım şimdi? "Bana düşüncelerinizi anlatır mısınız" dedi. "Siz herhalde benimle dalga geçiyorsunuz" dedim, "Ben Türkiye'de önemli bir siyasi partinin başkanıyım, seninle en intime (özel) konuları mı konuşacağım?" "Görevim" dedi kızcağız. "Sen bana bir soru sormayacaksın, ben de sana zaten cevap vermeyeceğim" dedim. "Zaten başka bir şansın yok ki" dedim, "Benim alnıma tabanca dayayacak halin yok ki".
Siyasete girmeye nasıl karar vermiştiniz?
İlk siyasete 1999'da girmeye karar verdim. Randevu aldım, Tansu Hanım'a gittim. Dedim ki Ben siyasete girmek istiyorum. Ben dedim, bütün imkanlarımla, bütün gücümle, bütün her şeyimle size destek olmak istiyorum dedim. Siz seçimleri kazanırsınız dedim. Ben DYP'den milletvekili olacağım, siz başbakan olacaksınız, dışişleri bakanlığı istiyorum dedim. Türkiye'yi dışişleri bakanı olarak benden daha iyi temsil edecek az adam bulursunuz. Bir sene sonra cumhurbaşkanlığı seçimleri var dedim. Bir sene sonra siz cumhurbaşkanı olursunuz, ben de partinin genel başkanı olarak başbakan olurum dedim.Ben bu çıplaklıkta konuştum.
Ne yanıt aldınız?
Bana 2-3 gün süre verir misin dedi. Tabii Tansu hanım dedim. 3 gün sonra haber geldi, o zaman Tansu hanımın danışmanıydı, Celal Adan diye bir beyefendi, Tansu Hanım'a diyor ki, siz Cem Bey'le bu işi yaparsanız sonunda kaybedersiniz. Teşekkür ederiz hayır dediler. Ondan sonra peki dedim ben de hiç siyasete bulaşmadım 2002 senesine kadar.
2002'deki seçimin ardından partiniz barajın altında kaldı ama diğer merkez sağ partilerden de oy alarak onların da barajın altında kalmasına yol açtı. Sonuç olarak da AKP tek başına iktidar oldu. Bu tabloya bugün geriye dönüp baktığınızda, yine olsa aynı şekilde seçime girer miydiniz?
Hayır.
Nasıl bir şeyi tercih ederdiniz?
Seçimlerden bir, bir buçuk ay önce haber geldi iki değişik partiden, gelsin bizden girsin, bizden katılsın… Hayır dedim.Bugün zamanı geri çevirmek imkanı olsa girerdim ve tablo da çok farklı olurdu.
Nasıl bir tablo olurdu sizce?
AKP ana muhalefet partisi olarak kalırdı. Hangi partilerden gelmişti bu teklif size? Hem AKP'den geldi, hem DYP'den, hem MHP'den geldi.
Partinizin birileri tarafından AKP'nin önünü açmak için kullanılmış olabileceğini düşünüyor musunuz?
Hayır. Sonuçları bu sizin söylediğiniz gibi yorumlanabilir ama ben o süreci tamamen yaşamış bir insan olarak biliyorum, hayır.
Instagram'da Doğan Medya'nın satışı hakkında çok sert ifadeler kullanmıştınız. Satışa sevindiniz mi?
Çok enteresan bir tarafım vardır. Benim ahım tutar. Aydın Doğan her şeyini satmak zorunda bırakıldı. Eğer bunu sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptırttıysa ben sayın cumhurbaşkanını iki yanağından öperim. Şimdi bugün gazetelere bakınız, Doğuş Grubu 6 milyar dolarlık yeniden borçlandırma, yeniden yapılandırma bilmem neleri konuşuluyor. Star TV benim göz nurumdur. Ben onu Türkiye'de kimse özel televizyonun ö'sünü düşünemezken kablolarını çekerek kurdum. Böyle alın terimdir o benim. Sana da yar olmaz o Ferit Şahenk efendi. Ben bir şey yapacağım için değil, yukarda bir yaradan var, yukarda bir tanrı var, yukarda bir Allah var, ne demek istiyorsak onu diyebiliriz, bırakmaz, kalmaz sana da.
Türkiye'yi bir değişimin beklediğini söylüyorsunuz. Bu değişimde partinizin ve sizin de rolünüz olabileceğini düşünüyor musunuz?
Olmaması için bir neden olduğunu düşünmüyorum. Olacak gibi iddialı bir beyanda da bulunmak da istemiyorum. Olmasını arzu eder miyim? Olmasını arzu ederim.
Şu an seçime girme yeterliliği yok partinizin.
Şu anda çok enteresandır, Anayasa Mahkemesi kararına göre seçime girme hakkımız var. YSK şu anda suç işliyor. Peki suç işlediği zaman bir devlet kurumu, ne yapacaksın? Gidip adamı vuracak halin yok ki.
Türkiye'ye dönmeyi düşünüyor musunuz?
Bir gün evet.
Sizce o gün ne zaman gelecek?
Onu bilmiyorum şu anda. Bakın, Türkiye'ye dönmek istemek başka şeyler, dönebilmek başka şey. Türkiye benim aşkım.