Cem Küçük o köşe yazarlarını hedefe koydu: Ya hainler bizleri ya da biz hainleri bitireceğiz!
Türkiye yazarı Cem Küçük, bugünkü yazısında Saygı Öztürk, Ertuğrul Özkök ve Oray Eğin'i yerden yere vurup hepsini hain ilan etti.
Türkiye Gazetesi köşe yazarı Cem Küçük, bugünkü yazısında medya piyasasının içinde çok sayıda kalleş olduğunu belirterek "Bunları bugün işsiz bıraksan kimse nerede olduklarını sormaz, ya da yazıları Çince çıksa kimse anlamaz" dedi.
Cem Küçük, Saygı Öztürk, Ertuğrul Özkök ve Soner Yalçın'ın bir çete olduklarını, Oray Eğin'in de bu çetenin tetikçisi olduğunu iddia etti.
İşte Cem Küçük'ün "Ya hainler bizleri ya da biz hainleri bitireceğiz!" başlıklı yazısı:
Okurlarımız bu medya piyasasının içini bilmezler. Bu basın dünyası bir kalleş tarlasıdır. Türk medya ortamı kalleşlik ve alçaklık üreten bir fabrika gibidir. Her an herkes birbirinin yüzüne gülüp arkadan bıçaklamaya kalkar. Böyle aşağılık bir piyasadır bu. Fakat tüm bu medya tarlasında toplasan 9-10 tane profili yüksek ve oyun kurucu, golcü, yıldız adam vardır o kadar. Tüm olay zaten bunların etrafında döner. Bu 9-10 star isim de kavgalı ve düşman bile olsalar birbirini bilirler.
Gerisi de kendini çok önemli zanneden ama hemen hepsi korkak tavuklar gibi yaşayan tiplerdir. Yani varlıkları yoklukları birdir. Yaşayıp yaşamadıkları belli değildir. 3 ay yazmasalar, yazmadıklarını kimse fark etmez. Ya da köşeleri yanlışlıkla Çince çıksa kimsenin umuru olmaz. Bunlar kovulsalar bile haber değeri yoktur. En fazla 1 saat gazeteciler arasında konuşulur, mevzu biter. Böyle yüzlerce örnek oldu son 5 yılda ve daha da çok olacak. Milletimiz bu zavallı tipleri zaten sokakta görse tanımaz ve takmaz. Bunlar gibi düşük profilli ve aptal dostun olacağına yüksek profilli ve zeki ama alçak düşmanın olsun daha iyidir.
Ben bu medyada varsam ülkemin, milletimin ve devletimin hakkını savunmak içindir, gerisi umurumda değil. Benim için devlet kutsaldır. Milletim de öyledir. Vatan ve bayrak kutsaldır. Bu sözde gazeteciler takımı için sadece kendi menfaatleri kutsaldır. İşte şerefsizlik tarlası olan bu medya ortamı ABD'nin Türkiye'ye saldırıları karşısında göbek atıyor. ABD, Cumhurbaşkanımızı indirecek diye mutluluktan uçuyor alçaklar. Bunlar böyle namussuz tiplerdir ama tüm milletimiz müsterih olsun. Devletimiz asla bu ihanete izin vermeyecektir ve herkese bedelini ödetecektir.
İşte bakın, iddianameden ötürü başına gelenlere karşı çıktığım Sözcü gazetesinde Saygı Öztürk gibi tipler gayrimillî bir tavırla ABD operasyonunu dolaylı destekliyorlar. Ekim 2015'e kadar FETÖ kanallarına çıkan Saygı Öztürk Cumhurbaşkanımızın 16 Temmuz 2008'de söylediği, "Ben Ergenekon'un savcısıyım" sözünü hatırlatıp utanmadan Cumhurbaşkanımızı FETÖ’nün siyasi ayağı olmakla ilişkilendirip bedelini ödeyeceğini ima ediyor iki gün önceki yazısında.
16 Temmuz 2008'de Kemalistlerin açtığı kapatma davası varken Cumhurbaşkanımız ne deseydi? O şartlar içinde yüzde yüz haklıydı Cumhurbaşkanımız. Vakti geldiğinde Fetullahçı çeteyi bitiren de Cumhurbaşkanımızdır. Siz ise o sıra FETÖ ile iş birliği içinde Cumhurbaşkanımızı bitirmek istediniz. Aslında tüm Erdoğan düşmanı medyanın gerçek amacı budur. Şu an ılımlı gözüküp bir yandan da benim kellemi istemeye kalkan Ertuğrul Özkök'ün de, Soner Yalçın çetesinin de nihai amacı Erdoğan'ı bitirmektir. Onların emrindeki bir yazarın 17-25 FETÖ darbesini destekleyen 31 Ocak 2014'te yayınlanan ihanet yazısı:
"Artık iyice anlaşıldı ki, Türkiye'nin yakın geleceğinde Başbakan Erdoğan olmayacak. O her ne kadar hâlâ mevcut popülaritesine ve oy tabanına güvense de kendisi de çok iyi biliyor ki 2023'ü göremeyecek. 2015 seçimini bile göreceği şüpheli. Erdoğan'ın artık yavaştan emeklilik günlerini planlamasının zamanı geldi. Zira koltuktan indiği anda Rixos'un ‘her şey dâhil' beş yıldızlı imkânları da kesilecek. Gerçi Bilal tedbirini almıştır ama ben yine de Başbakan'a Altınoluk ya da Akçakoca'da 2+1 öneriyorum emeklilik günleri için. Bir odada kitap yazabilir mesela. Hayatı boyunca kitap okumamış biri nasıl kitap yazacak, diye soranlarınız olacaktır.”
Cumhurbaşkanımıza ve ailesine FETÖ ağzıyla ve aşağılık bir küçümsemeyle saldıran bu yazıyı yazan ve yazdıranlar her zaman Recep Tayyip Erdoğan'ın, bu devletin, milletin düşmanıdır. Bu tipler FETÖ'ye bilerek ve isteyerek yardım ve yataklık etmiş ve suç işlemişlerdir. Şu an ne yalakalık yaparlarsa yapsınlar devletimiz bu ihanetleri unutmayacaktır. Devletimizin elinde bu ve bunun gibi yüzlerce delil vardır ve devlet istediği an karar verir, yargıya bu deliller sevk edilir. Milletimiz de bu hukuki operasyonları tam destekler. Açıkçası son 2 haftadır yaşananlar göstermiştir ki, ya onlar bizleri yani Erdoğan'ın yanında olan bu milletin çoğunluğunu ABD operasyonu vesilesiyle yok edecek ya da bizler bu ülkedeki gayrimillî hainleri hukuk içinde bitireceğiz. Artık Türkiye'nin önünde üçüncü bir yol yoktur. Tüm devletimiz ve milletimiz de bunu görmektedir.
Cem Küçük, Saygı Öztürk, Ertuğrul Özkök ve Soner Yalçın'ın bir çete olduklarını, Oray Eğin'in de bu çetenin tetikçisi olduğunu iddia etti.
İşte Cem Küçük'ün "Ya hainler bizleri ya da biz hainleri bitireceğiz!" başlıklı yazısı:
Okurlarımız bu medya piyasasının içini bilmezler. Bu basın dünyası bir kalleş tarlasıdır. Türk medya ortamı kalleşlik ve alçaklık üreten bir fabrika gibidir. Her an herkes birbirinin yüzüne gülüp arkadan bıçaklamaya kalkar. Böyle aşağılık bir piyasadır bu. Fakat tüm bu medya tarlasında toplasan 9-10 tane profili yüksek ve oyun kurucu, golcü, yıldız adam vardır o kadar. Tüm olay zaten bunların etrafında döner. Bu 9-10 star isim de kavgalı ve düşman bile olsalar birbirini bilirler.
Gerisi de kendini çok önemli zanneden ama hemen hepsi korkak tavuklar gibi yaşayan tiplerdir. Yani varlıkları yoklukları birdir. Yaşayıp yaşamadıkları belli değildir. 3 ay yazmasalar, yazmadıklarını kimse fark etmez. Ya da köşeleri yanlışlıkla Çince çıksa kimsenin umuru olmaz. Bunlar kovulsalar bile haber değeri yoktur. En fazla 1 saat gazeteciler arasında konuşulur, mevzu biter. Böyle yüzlerce örnek oldu son 5 yılda ve daha da çok olacak. Milletimiz bu zavallı tipleri zaten sokakta görse tanımaz ve takmaz. Bunlar gibi düşük profilli ve aptal dostun olacağına yüksek profilli ve zeki ama alçak düşmanın olsun daha iyidir.
Ben bu medyada varsam ülkemin, milletimin ve devletimin hakkını savunmak içindir, gerisi umurumda değil. Benim için devlet kutsaldır. Milletim de öyledir. Vatan ve bayrak kutsaldır. Bu sözde gazeteciler takımı için sadece kendi menfaatleri kutsaldır. İşte şerefsizlik tarlası olan bu medya ortamı ABD'nin Türkiye'ye saldırıları karşısında göbek atıyor. ABD, Cumhurbaşkanımızı indirecek diye mutluluktan uçuyor alçaklar. Bunlar böyle namussuz tiplerdir ama tüm milletimiz müsterih olsun. Devletimiz asla bu ihanete izin vermeyecektir ve herkese bedelini ödetecektir.
İşte bakın, iddianameden ötürü başına gelenlere karşı çıktığım Sözcü gazetesinde Saygı Öztürk gibi tipler gayrimillî bir tavırla ABD operasyonunu dolaylı destekliyorlar. Ekim 2015'e kadar FETÖ kanallarına çıkan Saygı Öztürk Cumhurbaşkanımızın 16 Temmuz 2008'de söylediği, "Ben Ergenekon'un savcısıyım" sözünü hatırlatıp utanmadan Cumhurbaşkanımızı FETÖ’nün siyasi ayağı olmakla ilişkilendirip bedelini ödeyeceğini ima ediyor iki gün önceki yazısında.
16 Temmuz 2008'de Kemalistlerin açtığı kapatma davası varken Cumhurbaşkanımız ne deseydi? O şartlar içinde yüzde yüz haklıydı Cumhurbaşkanımız. Vakti geldiğinde Fetullahçı çeteyi bitiren de Cumhurbaşkanımızdır. Siz ise o sıra FETÖ ile iş birliği içinde Cumhurbaşkanımızı bitirmek istediniz. Aslında tüm Erdoğan düşmanı medyanın gerçek amacı budur. Şu an ılımlı gözüküp bir yandan da benim kellemi istemeye kalkan Ertuğrul Özkök'ün de, Soner Yalçın çetesinin de nihai amacı Erdoğan'ı bitirmektir. Onların emrindeki bir yazarın 17-25 FETÖ darbesini destekleyen 31 Ocak 2014'te yayınlanan ihanet yazısı:
"Artık iyice anlaşıldı ki, Türkiye'nin yakın geleceğinde Başbakan Erdoğan olmayacak. O her ne kadar hâlâ mevcut popülaritesine ve oy tabanına güvense de kendisi de çok iyi biliyor ki 2023'ü göremeyecek. 2015 seçimini bile göreceği şüpheli. Erdoğan'ın artık yavaştan emeklilik günlerini planlamasının zamanı geldi. Zira koltuktan indiği anda Rixos'un ‘her şey dâhil' beş yıldızlı imkânları da kesilecek. Gerçi Bilal tedbirini almıştır ama ben yine de Başbakan'a Altınoluk ya da Akçakoca'da 2+1 öneriyorum emeklilik günleri için. Bir odada kitap yazabilir mesela. Hayatı boyunca kitap okumamış biri nasıl kitap yazacak, diye soranlarınız olacaktır.”
Cumhurbaşkanımıza ve ailesine FETÖ ağzıyla ve aşağılık bir küçümsemeyle saldıran bu yazıyı yazan ve yazdıranlar her zaman Recep Tayyip Erdoğan'ın, bu devletin, milletin düşmanıdır. Bu tipler FETÖ'ye bilerek ve isteyerek yardım ve yataklık etmiş ve suç işlemişlerdir. Şu an ne yalakalık yaparlarsa yapsınlar devletimiz bu ihanetleri unutmayacaktır. Devletimizin elinde bu ve bunun gibi yüzlerce delil vardır ve devlet istediği an karar verir, yargıya bu deliller sevk edilir. Milletimiz de bu hukuki operasyonları tam destekler. Açıkçası son 2 haftadır yaşananlar göstermiştir ki, ya onlar bizleri yani Erdoğan'ın yanında olan bu milletin çoğunluğunu ABD operasyonu vesilesiyle yok edecek ya da bizler bu ülkedeki gayrimillî hainleri hukuk içinde bitireceğiz. Artık Türkiye'nin önünde üçüncü bir yol yoktur. Tüm devletimiz ve milletimiz de bunu görmektedir.