Cem Küçük Beyaz TV'ye çıkan muhalif isimleri bombaladı: Gökçek'in arkasından sallayan Zebunküşler!
Cem Küçük, hayat boyu Melih Gökçek'e tek laf etmemiş yazarların, istifanın ardından saldırıya geçtiklerini iddia etti.
Türkiye Gazetesi yazarı Cem Küçük, hayat boyu Melih Gökçek'e tek laf etmemiş bazı yazar ve yorumcuların Gökçek'in istifasının ardından saldırıya geçtiklerini iddia ederken, asıl eleştiri oklarını Beyaz Tv yorumcularına sapladı.
Cem Küçük "Çölaşan gibi olanları anlarız, onlar yıllarca Gökçek'i yazdı ama avuçlarını yaladı. Peki sözde muhalif yorumculara ne diyeceğiz. Arkadaş madem sen Gökçek'i eleştirecektin, ne diye istifasını bekledin? Hayat boyu Gökçek'e tek söz dememişsin, şimdi saldırıyorsun." dedi.
İşte Küçük'ün "Zebunküş ve Melih Gökçek" başlıklı bugünkü köşe yazısı:
"Zebun" kelimesinin kökeni Farsçadan geliyor. Zayıf, düşmüş, aciz anlamlarına geliyor. Refik Halit Karay, "İnsan gözünden ziyade, bu kafese konmuş vahşi, yırtıcı hayvanların, içleri hırs, haşinlik ve ürkeklikle dolu, heybetli fakat zebun gözlerine benziyordu" şeklinde kullanırdı "zebun"u.
"Küş" de Farsçadır ve "öldüren", "düşkün" manasındadır. "Merdümküş" (insan öldüren) gibi. Zebunküş'ün güçsüzü ezen, düşene vuran gibi anlamları vardır, ama tam Türkçesi fırsat düşkünü'dür. Türkiye'de zebunküş'ten daha bol bir şey asla yoktur. Düşene vurmak için sırada bekleyen fırsat düşkünleri, yani zebunküş'leri son yaşadıklarımızda bir kez daha gördük. Deviremedikleri, içlerinde nefret besledikleri insanlara korkusuzca tek laf edemeyenler başkasının arkasına saklanarak ateş ediyorlar.
Nasıl mı? AK Parti 2019 seçimlerinin önemini en iyi bilen parti. Yerel seçimlerde bir başarısızlık durumunda Meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin riske gireceğinin farkında. O yüzden de ince eleyip sık dokuyor. Belediye Başkanlarının istifası, il ve ilçe başkanlarındaki değişiklik AK Parti'nin tamamen bir iç meselesidir. 15 yıldır iktidarda olan AK Parti her seçimi kazandı. 2002 hariç en düşük aldığı oy 2009 yerel seçimlerinde yüzde 39. Referandumların hepsinden "evet" çıkmış. Son seçimlerde yüzde 50 almış ki, parlamenter sistemde bu oy devasa bir rakamdır.
Bütün bu başarılara rağmen AK Parti değişime gidiyor. Kendini yenilemeye gidiyor. 22 il başkanının da değiştirileceği açık açık konuşuluyor. Muhalefetin karnesi başarısızlıklarla dolu. Ama onlarda çıt yok. Çünkü dertleri seçim kazanmak değil, "Erdoğan ve AK Parti tökezlesin, gerisi önemsiz" anlayışındalar. Halka hizmet ederiz gibi dertleri hiç yok.
Ben muhalefeti anlıyorum, Melih Gökçek'e saldırmalarını da anlıyorum. Melih Gökçek girdiği her seçimi kazanmış, CHP'ye Ankara'yı dar etmiştir. Yenemedikleri Melih Gökçek istifa etti diye, sanki kendileri onu yenmiş gibi mutlular. Gökçek 25 yıldır sizi Ankara'da hezimete uğrattı. Niye yenemediniz Ankara'da onu? Melih Başkan'ın tarihin çöplüğüne gönderdiği CHP'li sayısını ben unuttum. En son seçimde hezimete uğrattığı bir zavallı da "İnleyen Nağmeler" diye tweet atıyor. Ya, adam 2014'te seni yenmiş. Ezmiş, geçmiş. İnsanda utanma olur? Ama ne gezer. İstifayı kendi zaferi sanacak kadar ezik bunlar...
Melih Gökçek sonuna kadar Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a bağlı ama o ezik güya MHP'li olduğu hâlde utanmadan gitti CHP'den aday oldu. İstiyor ki, CHP kendisini Ankara'da yeniden aday yapsın. Sıkıysa seçimlerde yenseydin Gökçek'i?
CHP'yi anladık, kuyruk acıları var. Peki suret-i haktan görünenlere ne demeli? 'Zebunküş'ler her yerde varlar. Düşene vurmayı marifet sayan, fırsat düşkünleri küf mantarı gibi her yerden bitiyorlar. Emin Çölaşan ve o zihniyettekilerin Melih Gökçek'i eleştirmesini anlarım. Çünkü Çölaşan ve onun gibiler hayatları boyu Gökçek'i eleştirdiler. Avuçlarını yaladılar, o ayrı.
Bir de hayat boyu Melih Gökçek'e tek laf etmemiş, ama fırsat bu fırsat diyen 'zebunküş'ler var. Arkadaş madem sen Gökçek'i eleştirecektin, ne diye istifasını bekledin? Hayat boyu Gökçek'e tek söz dememişsin, şimdi saldırıyorsun. Cumhurbaşkanımızın arkasına saklanıp kin kusmanızın anlamı nedir? Çıkın delikanlı gibi eleştirin. Kimse yüzlerine bakmazken Beyaz TV'de kendilerine söz hakkı verilen muhalif gazetecilerin hâli ise tam ibretlik.
Gökçek istifa etmezse, İçişleri Bakanının elinde dosyalar varmış. Görevden alınırmış. FETÖ'den içeri girermiş. Madem dosyalar var niye yazmadınız? Korkaklar fare gibidir. Ancak kaçarlar ya da düşene vururlar. Farz edelim ki, Cumhurbaşkanımız karar alsaydı ve Gökçek istifa etmesin deseydi, bu 'zebunküş'ler "Gökçek şöyle muhteşem adam, böyle süper başkan" diye yazacaklardı. Havaya bakarak yorum yapan kişi en sefil kişidir.
İnsan karakterinin ne olduğunu Melih Gökçek olayında bir kez daha gördük. Melih Başkanın Ankara'ya çok büyük hizmetleri oldu. Allah ondan razı olsun ve yolu açık olsun. Başarılı olmasa 5 kez üst üste seçim kazanamazdı. Ona saldıranlar ise 'zebunküş'tür. En kritik anlarda ortada olmayan zavallılar ve fırsatçılardır. Allah kimseyi Don Carleone'ye doğrudan saldırmayıp, Tattaglia'yı öne sürerek arkadan iş çeviren Barzini durumuna düşürmesin. Ne de olsa filmin sonunda Tattaglia da Barzini de tarihin çöplüğüne gidiyordu...
Cem Küçük "Çölaşan gibi olanları anlarız, onlar yıllarca Gökçek'i yazdı ama avuçlarını yaladı. Peki sözde muhalif yorumculara ne diyeceğiz. Arkadaş madem sen Gökçek'i eleştirecektin, ne diye istifasını bekledin? Hayat boyu Gökçek'e tek söz dememişsin, şimdi saldırıyorsun." dedi.
İşte Küçük'ün "Zebunküş ve Melih Gökçek" başlıklı bugünkü köşe yazısı:
"Zebun" kelimesinin kökeni Farsçadan geliyor. Zayıf, düşmüş, aciz anlamlarına geliyor. Refik Halit Karay, "İnsan gözünden ziyade, bu kafese konmuş vahşi, yırtıcı hayvanların, içleri hırs, haşinlik ve ürkeklikle dolu, heybetli fakat zebun gözlerine benziyordu" şeklinde kullanırdı "zebun"u.
"Küş" de Farsçadır ve "öldüren", "düşkün" manasındadır. "Merdümküş" (insan öldüren) gibi. Zebunküş'ün güçsüzü ezen, düşene vuran gibi anlamları vardır, ama tam Türkçesi fırsat düşkünü'dür. Türkiye'de zebunküş'ten daha bol bir şey asla yoktur. Düşene vurmak için sırada bekleyen fırsat düşkünleri, yani zebunküş'leri son yaşadıklarımızda bir kez daha gördük. Deviremedikleri, içlerinde nefret besledikleri insanlara korkusuzca tek laf edemeyenler başkasının arkasına saklanarak ateş ediyorlar.
Nasıl mı? AK Parti 2019 seçimlerinin önemini en iyi bilen parti. Yerel seçimlerde bir başarısızlık durumunda Meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin riske gireceğinin farkında. O yüzden de ince eleyip sık dokuyor. Belediye Başkanlarının istifası, il ve ilçe başkanlarındaki değişiklik AK Parti'nin tamamen bir iç meselesidir. 15 yıldır iktidarda olan AK Parti her seçimi kazandı. 2002 hariç en düşük aldığı oy 2009 yerel seçimlerinde yüzde 39. Referandumların hepsinden "evet" çıkmış. Son seçimlerde yüzde 50 almış ki, parlamenter sistemde bu oy devasa bir rakamdır.
Bütün bu başarılara rağmen AK Parti değişime gidiyor. Kendini yenilemeye gidiyor. 22 il başkanının da değiştirileceği açık açık konuşuluyor. Muhalefetin karnesi başarısızlıklarla dolu. Ama onlarda çıt yok. Çünkü dertleri seçim kazanmak değil, "Erdoğan ve AK Parti tökezlesin, gerisi önemsiz" anlayışındalar. Halka hizmet ederiz gibi dertleri hiç yok.
Ben muhalefeti anlıyorum, Melih Gökçek'e saldırmalarını da anlıyorum. Melih Gökçek girdiği her seçimi kazanmış, CHP'ye Ankara'yı dar etmiştir. Yenemedikleri Melih Gökçek istifa etti diye, sanki kendileri onu yenmiş gibi mutlular. Gökçek 25 yıldır sizi Ankara'da hezimete uğrattı. Niye yenemediniz Ankara'da onu? Melih Başkan'ın tarihin çöplüğüne gönderdiği CHP'li sayısını ben unuttum. En son seçimde hezimete uğrattığı bir zavallı da "İnleyen Nağmeler" diye tweet atıyor. Ya, adam 2014'te seni yenmiş. Ezmiş, geçmiş. İnsanda utanma olur? Ama ne gezer. İstifayı kendi zaferi sanacak kadar ezik bunlar...
Melih Gökçek sonuna kadar Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a bağlı ama o ezik güya MHP'li olduğu hâlde utanmadan gitti CHP'den aday oldu. İstiyor ki, CHP kendisini Ankara'da yeniden aday yapsın. Sıkıysa seçimlerde yenseydin Gökçek'i?
CHP'yi anladık, kuyruk acıları var. Peki suret-i haktan görünenlere ne demeli? 'Zebunküş'ler her yerde varlar. Düşene vurmayı marifet sayan, fırsat düşkünleri küf mantarı gibi her yerden bitiyorlar. Emin Çölaşan ve o zihniyettekilerin Melih Gökçek'i eleştirmesini anlarım. Çünkü Çölaşan ve onun gibiler hayatları boyu Gökçek'i eleştirdiler. Avuçlarını yaladılar, o ayrı.
Bir de hayat boyu Melih Gökçek'e tek laf etmemiş, ama fırsat bu fırsat diyen 'zebunküş'ler var. Arkadaş madem sen Gökçek'i eleştirecektin, ne diye istifasını bekledin? Hayat boyu Gökçek'e tek söz dememişsin, şimdi saldırıyorsun. Cumhurbaşkanımızın arkasına saklanıp kin kusmanızın anlamı nedir? Çıkın delikanlı gibi eleştirin. Kimse yüzlerine bakmazken Beyaz TV'de kendilerine söz hakkı verilen muhalif gazetecilerin hâli ise tam ibretlik.
Gökçek istifa etmezse, İçişleri Bakanının elinde dosyalar varmış. Görevden alınırmış. FETÖ'den içeri girermiş. Madem dosyalar var niye yazmadınız? Korkaklar fare gibidir. Ancak kaçarlar ya da düşene vururlar. Farz edelim ki, Cumhurbaşkanımız karar alsaydı ve Gökçek istifa etmesin deseydi, bu 'zebunküş'ler "Gökçek şöyle muhteşem adam, böyle süper başkan" diye yazacaklardı. Havaya bakarak yorum yapan kişi en sefil kişidir.
İnsan karakterinin ne olduğunu Melih Gökçek olayında bir kez daha gördük. Melih Başkanın Ankara'ya çok büyük hizmetleri oldu. Allah ondan razı olsun ve yolu açık olsun. Başarılı olmasa 5 kez üst üste seçim kazanamazdı. Ona saldıranlar ise 'zebunküş'tür. En kritik anlarda ortada olmayan zavallılar ve fırsatçılardır. Allah kimseyi Don Carleone'ye doğrudan saldırmayıp, Tattaglia'yı öne sürerek arkadan iş çeviren Barzini durumuna düşürmesin. Ne de olsa filmin sonunda Tattaglia da Barzini de tarihin çöplüğüne gidiyordu...