"ÇARPIŞMA" YİĞİT İNSANLARIN İŞİDİR! BEKİR COŞKUN BAŞBAKAN'I KIZDIRACAK!
Başbakan Erdoğan'ın "Muhtar bile olamaz diyen medyayla çarpışa çarpışa geldik..." sözlerine Cumhuriyet yazarı Bekir Coşkun sert karşılık verdi.
Pusu...
Başbakan “Hangi gazeteci bizi eleştirdiği için susturuldu, söylesinler” deyince, karımla göz göze geldik...
Başkası adına utanma duygusuydu o...
Hemen önümde duran, daha önce çalıştığım gazetelere gözüm takıldı… Yeniden bir onlara, bir birbirimize baktık… Oralardan ayrılma zorunda kaldığım süreçleri, benimle birlikte tarumar edilen, atılan, kovulan arkadaşlarımı düşündüm…
Hapistekileri…
Tutukluları…
Yaşamı karartılanları…
Yok edilenleri…
*
Ve Başbakan’ın “Biz yargıya müdahale edebilir miyiz?” diye sorduktan sonra, aynı konuşmanın içinde bile içerdekilerin suçlarını “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkmak, silahlı terör örgütüne üye olmak…” diye karara bağlaması...
Yine aynı konuşmanın hemen iki paragraf altında, bizlere uyguladığı yöntemi açıklaması:
“Muhtar bile olamaz diyen medyayla çarpışa çarpışa geldik…”
*
Ne çarpışması vicdan…
Sadece eline devlet gücünü geçirmiş, kin ve nefretin yok edişi var…
Telefonlarımızla evlerimizin içine kadar sızan, bilgisayarlarımızı birer sinsi dedektife çeviren, kalemlerimizi mesleğimizin darağacına dönüştüren kin ve nefret…
“Çarpışma”nın biraz olsun mertliği, az-çok yiğitliği, zırnık kadar da olsa dürüstlüğü vardır…
Medya patronlarının kulağına küpe yapılan ve “maaşını sen veriyorsan sustur” emirlerinin… Aydınların yatak odalarında iç çamaşırların arasında darbe kanıtları aramanın… Hadi olmadı; telefonlara girip, sinsi sinsi dinlemelerin neresi çarpışma?..
Devletin ele geçirilmiş yargı ve polis gücü ile insanları evlerinden alıp mahkûm etmeden infaz etmenin “çarpışmaya” benzer tarafı neresi?..
*
“Çarpışma”nın bir onuru-şerefi vardır…
Hadi oyun de…
Baskın de…
Tuzak de…
Ama “çarpışma” olmaz…
“Çarpışma” yiğit insanların işidir…
Pusu de...
Bekir Coşkun/Cumhuriyet