ÇARPICI İDDİA! BAŞBAKAN O ÖDÜLÜ ALMAK İSTİYOR MU?

Hürriyet Daily News'in yeni Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin'den çok çarpıcı bir iddia.

CNNTürk'te hafta içi her gün canlı yayınlanan Medya Mahallesi'ne konuk olan, Hürriyet Daily News gazetesi'nin yeni Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin çarğıcı iddialarda bulundu.

EYÜP CAN SAĞLIK SAĞOLSUN

Yetkin kendisine sorulan bu soruyu şöyle yanıtladı:

"İki ipte birden oynayamıyoruz. Radikal'de yazarlık devam ediyor. Eyüp Can Sağlık sağolsun. Ama artık sadece Daily News'deyim."

12 Haziran'a yaklaşırken medyanın temel gündem maddesi seçim, Medya Mahallesi'nde de uzun uzun konuşuldu. Ayşenur Arslan miting meydanlarında giderek sertleşen üslubu eleştirirken, Murat Yetkin yaşanan süreci şöyle özetledi:

BU SÖYLEM İYİ BİR TORTU BIRAKMIYOR...

Liderler birbirlerine söylemedikleri laflarla hitap etmeye başladılar. Video kasetler işin tuzu biberi oldu. Özel hayat mı genel hayat mı diye bir söyleme girdi başbakan. O aday oldu da bu neden aday olmuyor diye. Kalabalıklar bu tür sözlerden, birbirlerinin kişiliklerini zedeleyici sözlerinden hoşnut olmuyor aslında. Kahvehane sohbetinde önce "vaaay" deniyor ama sonra hoş tortu bırakmıyor.

BEN DE OLSAM BAŞBAKAN'IN YERİNDE...

Murat Yetkin, miting meydanlarındaki söylemi eleştirmekle birlikte "Bu iyi bir şey demiyorum ama bu da siyaset. Ben de olsam Başbakan Erdoğan'ın yerinde, siyasetin doğası bu... Seçime bu kadar az zaman kala, ben de olsam böyle davranırdım. Rakibinin lafını kullanmak siyasetin doğansında var" dedi.

BAŞBAKAN KADDAFİ'DEN O ÖDÜLÜ ALMAYACAKTI AMA...

Murat Yetkin, Başbakan Erdoğan'ın yaptığı konuşmalardan ya da eylemlerden kendisinin sorumlu olduğunu ancak bu eylemleri yaparken kimi zaman danıştığı kişilerin etkisinde kaldığının da altını çizerek çok çarpıcı bir örnek verdi:

"İnsan hatayla var. Bir şey yapıyorsak hata da mümkün. Bu basın özgürlüğü alanında da böyle, diğer alanlarda da...

Libya'da Kaddafi'ye karşı hareketler başlamadan birkaç gün önce Başbakan Erdoğan gitti, bir diktatörün elinden İnsan Hakları Ödül aldı.

Kendisinin gitmeyi istemediğini biliyorum ben. Danışmanları da gidilmemesini önerdi. Ama hükümet içinde, AK Parti içinde bir başka grup 'Kaddafi'nin dediğini yapmazsak müteahhitlerimiz çalışamaz' diye zorladı Başbakanı ve insan hakları ile hiç alakası olmayan bir diktatörün elinden ödül almaya mecbur bıraktılar Başbakanı.

Siyasiler melek, etrafındakilerin sözüne uyuyor demiyorum ama Başbakan da olsa etrafındakilerin sözünü dinliyor ve sonra da yaptığı, söylediğinin esiri oluyorlar."