CAROLİNE GİDECEK TÜRKİYE'NİN DERTLERİ BİTECEK Mİ?

"Wilma Elles namı diğer Caroline yaşananların bu aşamaya geleceğini tahayyül edebilmiş miydi acaba?"

Caroline gidecek, dertler bitecek!

Dizi yayına başladığında ilgi odağı olmasının sebebini oyunculuğuna ve güzelliğine bağlayan Wilma Elles namı diğer Caroline yaşananların bu aşamaya geleceğini tahayyül edebilmiş miydi acaba?

Öyle Bir Geçer Zaman Ki'nin ilk bölümünde, yedi bil bilen, sekizinci dil olarak da Ali Kaptan'a duyduğu büyük aşk uğruna Türkçe öğrenen Caroline, banka yöneticisi başarılı, işine bağlı bir kadındı. Sevdiği adamın peşinden hangi güdüyle yollara düşüp Türkiye'ye geldiği, günlerce işinden uzak kalmasına rağmen hangi sebeple işten atılmadığı izah edilmese de; 'Sen Cemile' repliğinden sonra bıçak darbelerine maruz kalması; pazarlık ile Ali Kaptan'ı evliliğe razı etmesi için şarttı. Ki aynı sahne, bıçağı yok eden ve başlangıçta Ali Kaptan'a akıl hocalığı yapan Balıkçı'nın, hikayedeki öneminin altının çizilmesi bakımından da önemliydi.

Ali Kaptan malulen emekli olmadan Caroline'in Türkiye'ye gelmesi, öngörü olarak açıklanabilir ancak. Ki sonraki bölümlerde aradan geçen zamana rağmen kendisini hasretle bekleyen bankaya döndü ve İstanbul şubesinde çalışmak için ikna etti. Matruşka gibi sürekli içinden yeni bir Caroline çıkaran, seyircinin nefretini kazanmaya devam eden Caroline'in, aslında çalıştığı bankayı dolandırdığına, suç ortağı sevgilisini hapse göndermekte sakınca görmediğine de şahit olduk. Su gibi neredeyse şivesiz Türkçe konuşan Azeri sevgili Türkçeyi Ali Kaptan için öğrenen Caroline önermesini yerle bir etse de aldırmadık. Çünkü dizinin nefret objesi olarak görevini layıkıyla yerine getiriyor Caroline fazla mantık beklemenin alemi yok!

O günlerde kendisine gösterilen ilgiyi oyunculuğuna bağlayan Wilma Elles, Türkiye'de çok sevildiğini anlatıyordu Alman gazetelere. Sokağa çıktığında etrafının imza isteyen, hediye veren hayranları tarafından kuşatıldığını ifade ettikten sonra 'Bütün kızlar benim gibi olmak istiyorlar, bana tapıyorlar' diyordu.

Kendisine süperstar bir profil çizdiği haber, bizim medyaya yansıdıktan iki gün sonra yerli bir haberin öznesi olarak yer aldı gazetelerde Wilma Elles. Dizide çekim arası verildiğinde aradaki boşluğu yürüyerek değerlendirmek isteyen oyuncunun etrafı bir anda kadınlar tarafından çevrilmişti. Elles'in Alman gazetelerine anlattığı gibi hayranlıklarını dile getirmek için değil. 'Bak bak yuva yıkan kadın' diyerek parmakla gösterilen oyuncu, 'Konuş bakalım dizideki gibi mi konuşuyorsun? Yuva yıkmaya utanmıyor musun?' sorularına verecek cevap bulamayınca, çareyi kaçmakta bulmuştu.

Son olarak milli mesele haline gelen Caroline'in Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'na şikayet edildiğini öğrendik. Bakan'ın yolunu kesen bir grup kadın Caroline'in ülkesine gönderilmesini istemiş, çalışma izninin olmadığı gerekçesiyle. Onu ülkesine gönderin aile kurtulsun temalı şikayet üzerine; Bakan'ın, 'gerekli araştırmayı yaptırdım, Wilma Elles iki yıldır ülkemizde izinle çalışıyor' açıklamasını yapması da oldukça ilginç.

Şikayet edilen Caroline, bir dizi karakteri. Şikayet sahipleri oyuncunun gerçek adından haberdar bile değil.

Gerçek hayatla diziyi karıştırmak mı sadece mesele. Yoksa yapılan her haberde Caroline aşağı Caroline yukarı şeklinde sanal bir karakteri gerçek zemine taşımak mı?

İlk bölümlerde müdahale ile Caroline'a gavur denmesinin yasaklanması ilham olmuş olabilir mi şikayetlere!

Sema Karabıyık / Yeni Şafak