Canlı yayında Baykal'ı kızdıran soru! "Bunun dışında bir laf bulamıyor musun Didem?"
Didem Arslan Yılmaz'ın 367 kriziyle ilgili soru sorması üzerine gerilen Deniz Baykal, tecrübeli moderatörü eleştirdi.
Cumhuriyet Halk Partisi eski Genel Başkanı Deniz Baykal, Habertürk calı yayınına konuk oldu. Didem Arslan Yılmaz'ın sorularını yanıtlayan Baykal, Yılmaz'ın 367 sorusuna çok kızdı ve ünlü spikeri "Bunun dışında bir laf bulamıyor musun Didem?" diyerek azarladı.
"BUNLAR BOŞ LAF"
Didem Arslan Yılmaz, "367 krizinde Deniz Baykal'ın tutumu olmasaydı AK Parti olmazdı. Bu iş buralar gelmezdi yönünde eleştiriler var" şeklindeki sorusuna kızan Baykal, "Ne alakası var? Bunların bir ciddi tarafı yok. Bunlar boş laflar. Varsa bir şey söyle! Siyasi geyik bile değil" şeklinde yanıt verdi.
"BUNLARIN DIŞINDA BİR ŞEY BULAMIYOR MUSUN?"
Baykal şöyle devam etti: "Bunun dışında bir laf bulamıyor musun Didem? Hiç alakası yok. Zamana yazık. Yok efendim hiç konuşulmuyor, konuşuluyordu, artık kimse konuşmuyor, herkes bu işi biliyor. Ben sana 367'nin hikayesini anlattım. Ben arkasındayım diye olay bir yere gitmiş değil. Anayasa Mahkemesi bir şey söyledi. Kardeşim... Sen anayasayı konuşturmak istemiyorsun galiba. Yapay, bunlar çürümüş, hiçbir geçerliliği olmayan boş laflar. Bunları koy bir kenara."
"KİM SEBEP OLDU?"
Hollanda kriziyle ilgili de konuşan Baykal, Bakan Betül Sayan Kaya'nın sınır dışı edilmesinden ve yaşanan krizlerden Türkiye'nin sorumlu olduğunu ileri sürdü.Baykal, "Orada Bakanlarımıza bunun yapılması benim canımı sıktı ama buna kim sebep oldu? Türkiye'yi bu krize kim soktu? Yani burada haklı mıyız biz? Haklıysak neden çıktık oradan niye geri gönderildik. Sınır dışı edilmeyi niye kabul ettik o zaman?" dedi.
"BUNLARI SAVUNACAK BİR YANIMIZ YOK"
Yaşananlardan hükümeti sorumlu tutan Baykal, "Haber vermeden Almanya topraklarından giriyor toplantı yapmak için. Bunları bırakın bunları savunacak bir yanımız yok. Böyle bir sıkıntılı tablo var. Bu yanlış devlet yönetimidir. Bu yanlış dış politika yönetimidir ve bunun ağır bedelleri var" ifadelerini kullandı.
"ORADA YAŞAYAN İNSANLAR BUNUN BEDELİNİ ÖDEYECEK"
Baykal, "Bunun sonucunda orada yaşayan 465 bin Türk kökenli insanlar sıkıntıya girdi. Birden bire Türkiye kamuoyunda husumet hedefi haline döndü. Orada yaşayan insanlar bunun bedelini ödeyecek" şeklinde konuştu.
Eski Genel Başkan, "Vize alacaktık bunlar falan noktalandı. Bitti, hayal artık" diyerek Hollanda ile vize sıkıntısı yaşanacağını da vurguladı.
367 KRİZİ NEYDİ?
Abdullah Gül, 2007'de büyük bir siyasi krizle Cumhurbaşkanı seçilmişti.
Nisan 2007'de Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin Cumhurbaşkanlığı adayını "Abdullah Gül bey kardeşimdir" sözleriyle duyurmasının ardından TBMM'de seçim süreci başladı. Ancak bu noktada da "Gül'ün seçilebilmesi için Meclis'te en az 367 milletvekilinin bulunması gerekiyor" tezi (Toplantı yeter sayısı) ortaya atıldı. Gül'ün yeterli oyu alamadığı ilk turda CHP, Meclis'i boykot etti, MHP ise geldi ama ret oyu kullandı. Asıl sürpriz 27 Nisan 2007'nin geceyarısı yaşandı ve TSK, 'e-muhtıra' olarak adlandırılan bir bildiri yayınladı.
Bu arada CHP, Meclis'teki oturumun iptali için Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı. Meclis'in birinci oturumu, Anayasa Mahkemesi'nin 1 Mayıs 2007 tarihli kararı ile iptal edidi. 6 Mayıs 2007'de Meclis'te yapılan iki yoklamada da toplantı yeter sayısının bulunamayışı yüzünden Gül, Cumhurbaşkanı seçilemedi.
Hükümet bu gelişmelerin ardından erken seçim kararı aldı. Ancak Meclis kapanmadan önce Anayasa'daki Cumhurbaşkanı'nın seçilmesiyle ilgili maddeleri değiştiren bir düzenleme yaptı. Düzenleme ANAVATAN Partisi'nin de desteğiyle Meclis'ten geçti. Ancak dönemin Cumhurbaşkanı Sezer, bu düzenlemeyi referanduma götürdü.
MHP'DEN AKP'YE DESTEK
Seçimlerden yüzde 47 ile çıkan AKP, bir kez daha 367 sorunuyla karşı karşıyaydı. CHP, yine Meclis'i boykot ederse seçim için yeterli katılım oranı yani 367 yeter sayısı nasıl sağlanacaktı? İşte tam bu notada AKP'ye sürpriz destek geldi. MHP "AKP kimi isterse aday gösterebilir. Biz Meclis'e gireriz, 367 sorunu yaşanmaz" açıklamasıyla krizin çözülmesini sağladı. 3'ncü tura 448 milletvekili katıldı ve Gül, 339 oyla 11'inci Cumhurbaşkanı seçildi.
"BUNLAR BOŞ LAF"
Didem Arslan Yılmaz, "367 krizinde Deniz Baykal'ın tutumu olmasaydı AK Parti olmazdı. Bu iş buralar gelmezdi yönünde eleştiriler var" şeklindeki sorusuna kızan Baykal, "Ne alakası var? Bunların bir ciddi tarafı yok. Bunlar boş laflar. Varsa bir şey söyle! Siyasi geyik bile değil" şeklinde yanıt verdi.
"BUNLARIN DIŞINDA BİR ŞEY BULAMIYOR MUSUN?"
Baykal şöyle devam etti: "Bunun dışında bir laf bulamıyor musun Didem? Hiç alakası yok. Zamana yazık. Yok efendim hiç konuşulmuyor, konuşuluyordu, artık kimse konuşmuyor, herkes bu işi biliyor. Ben sana 367'nin hikayesini anlattım. Ben arkasındayım diye olay bir yere gitmiş değil. Anayasa Mahkemesi bir şey söyledi. Kardeşim... Sen anayasayı konuşturmak istemiyorsun galiba. Yapay, bunlar çürümüş, hiçbir geçerliliği olmayan boş laflar. Bunları koy bir kenara."
"KİM SEBEP OLDU?"
Hollanda kriziyle ilgili de konuşan Baykal, Bakan Betül Sayan Kaya'nın sınır dışı edilmesinden ve yaşanan krizlerden Türkiye'nin sorumlu olduğunu ileri sürdü.Baykal, "Orada Bakanlarımıza bunun yapılması benim canımı sıktı ama buna kim sebep oldu? Türkiye'yi bu krize kim soktu? Yani burada haklı mıyız biz? Haklıysak neden çıktık oradan niye geri gönderildik. Sınır dışı edilmeyi niye kabul ettik o zaman?" dedi.
"BUNLARI SAVUNACAK BİR YANIMIZ YOK"
Yaşananlardan hükümeti sorumlu tutan Baykal, "Haber vermeden Almanya topraklarından giriyor toplantı yapmak için. Bunları bırakın bunları savunacak bir yanımız yok. Böyle bir sıkıntılı tablo var. Bu yanlış devlet yönetimidir. Bu yanlış dış politika yönetimidir ve bunun ağır bedelleri var" ifadelerini kullandı.
"ORADA YAŞAYAN İNSANLAR BUNUN BEDELİNİ ÖDEYECEK"
Baykal, "Bunun sonucunda orada yaşayan 465 bin Türk kökenli insanlar sıkıntıya girdi. Birden bire Türkiye kamuoyunda husumet hedefi haline döndü. Orada yaşayan insanlar bunun bedelini ödeyecek" şeklinde konuştu.
Eski Genel Başkan, "Vize alacaktık bunlar falan noktalandı. Bitti, hayal artık" diyerek Hollanda ile vize sıkıntısı yaşanacağını da vurguladı.
367 KRİZİ NEYDİ?
Abdullah Gül, 2007'de büyük bir siyasi krizle Cumhurbaşkanı seçilmişti.
Nisan 2007'de Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin Cumhurbaşkanlığı adayını "Abdullah Gül bey kardeşimdir" sözleriyle duyurmasının ardından TBMM'de seçim süreci başladı. Ancak bu noktada da "Gül'ün seçilebilmesi için Meclis'te en az 367 milletvekilinin bulunması gerekiyor" tezi (Toplantı yeter sayısı) ortaya atıldı. Gül'ün yeterli oyu alamadığı ilk turda CHP, Meclis'i boykot etti, MHP ise geldi ama ret oyu kullandı. Asıl sürpriz 27 Nisan 2007'nin geceyarısı yaşandı ve TSK, 'e-muhtıra' olarak adlandırılan bir bildiri yayınladı.
Bu arada CHP, Meclis'teki oturumun iptali için Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı. Meclis'in birinci oturumu, Anayasa Mahkemesi'nin 1 Mayıs 2007 tarihli kararı ile iptal edidi. 6 Mayıs 2007'de Meclis'te yapılan iki yoklamada da toplantı yeter sayısının bulunamayışı yüzünden Gül, Cumhurbaşkanı seçilemedi.
Hükümet bu gelişmelerin ardından erken seçim kararı aldı. Ancak Meclis kapanmadan önce Anayasa'daki Cumhurbaşkanı'nın seçilmesiyle ilgili maddeleri değiştiren bir düzenleme yaptı. Düzenleme ANAVATAN Partisi'nin de desteğiyle Meclis'ten geçti. Ancak dönemin Cumhurbaşkanı Sezer, bu düzenlemeyi referanduma götürdü.
MHP'DEN AKP'YE DESTEK
Seçimlerden yüzde 47 ile çıkan AKP, bir kez daha 367 sorunuyla karşı karşıyaydı. CHP, yine Meclis'i boykot ederse seçim için yeterli katılım oranı yani 367 yeter sayısı nasıl sağlanacaktı? İşte tam bu notada AKP'ye sürpriz destek geldi. MHP "AKP kimi isterse aday gösterebilir. Biz Meclis'e gireriz, 367 sorunu yaşanmaz" açıklamasıyla krizin çözülmesini sağladı. 3'ncü tura 448 milletvekili katıldı ve Gül, 339 oyla 11'inci Cumhurbaşkanı seçildi.