Can Dündar'ı hüzünlendiren durum: Medyanın eski kaleleri beyaz bayrak çekti!
Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Can Dündar, seçimlerden sonra medyanın eski kalelerinin devrilişini hüzünle izlediklerini söyledi.
Seçimlerden sonra medyada AK Parti ve Erdoğan'a karşı genel bir tavır değişimi olduğu gözlerden kaçmıyor.
Can Dündar, seçim sonrası Cumhuriyet'in tavrının ne olacağını anlattı bugünkü yazısında. Anlatırken de diğer medya gruplarına laf sokmayı ihmal etmedi.
Seçim sonucuna göre tutum değiştiren medya için "Bu koşullarda görevimizi yaparken, medyanın eski kalelerinin zora boyun eğip devrilişini, beyaz bayrak çekişini hüzünle izledik" diyen Dündar, Cumhuriyet'in hiçbir koşulda susmayacağını ifade etti.
İŞTE O YAZIDAN DİKKAT ÇEKEN SATIRLAR
Bu gazeteyi yıllardır okuyan okurlarımız, tarihini bilen meslektaşlarımız, en ağır baskı dönemlerinde bile diz çökmediğini bilir.
Korku iklimine boyun eğmez Cumhuriyet; hiçbir koşulda eğilmez.
Yazarları kurşunlanmıştır, bombalanmıştır, kapatılmıştır, ama en zorlu koşullar altında dahi susturulamamıştır.
Susmaz.
BEYAZ BAYRAK ÇEKENLER
Geçen hafta iktidar sarhoşu bir iktidarın ve onun cüretkâr tetikçilerinin hedefindeydik. Aynı anda, IŞİD'in de bomba tehdidi altında, kuşatılmış durumda...
Bu koşullarda görevimizi yaparken, medyanın eski kalelerinin zora boyun eğip devrilişini, beyaz bayrak çekişini hüzünle izledik. Kendilerinin bileceği iş...
Cumhuriyet, her dönem olduğu gibi, bu ağır dönemde de, tek başına kalsa da, okurlarının güvenine yaraşır şekilde, hiçbir tehdide pabuç bırakmadan, dimdik, onurlu, kararlı duruşunu, haksızlığın, hırsızlığın üzerine cesaretle yürüyen gazeteciliğini sürdürecek.
Yayın yönetmeninden muhabirine, yazarından editörüne kadar hepimiz bu sorumluluğun bilincindeyiz.
SINAV DÖNEMİ
Herkes için bir sınav dönemine girdik.
Bu, Cumhuriyet'in değerini katbekat artırıyor.
Cumhuriyet'e, onun aydınlanmacı mücadelesine, kararlı direncine en çok şimdi ihtiyaç var.
Bu bilinçle, çağdaş Türkiye idealini her zamankinden daha fazla dillendireceğiz.
Geçmişte olduğu gibi bugünkü büyük suskunlukta da gerekeni konuşarak, yazarak toplumun üzerine örtülmeye çalışılan karanlık perdeyi yırtmaya devam edeceğiz.
Elbette sandığın iradesine saygı göstererek, ama bu iradenin, hiç kimseye diktatör olma, hukuktan sapma, korku salma, baskı yapma hakkı vermediğinin ayırdında olarak, yine toplumun demokrat, özgürlükçü, ezilen kesimlerinin yanında, despot özentilerinin, onların kirli ilişkilerinin, her türlü hukuksuzluğunun karşısında olacağız.
Siyasi görüşüne bakmaksızın, mağdurların yanında saf tutacağız.
Laik, demokratik, adil, özgür bir cumhuriyet yolunda mücadeleye yılmadan devam edeceğiz.
FEDAKARLIK ZAMANI
Elbette bunu yaparken zorlu bir dönemden geçeceğiz.
Her tür sermaye grubundan, siyasi çevreden, çıkar ilişkisinden bağımsız bir yayın organı olmanın siyasi avantajını yaşarken, iktisadi sıkıntısını da çekeceğiz. O yüzden, herkesten daha fazla fedakârlık yapmamız gerekecek. Ama bu, yayın çizgimizi zerrece etkilemeyecek.
Gücünü kurucusundan, tarihinden, bağımsızlığından, okurundan alan bir yayın organı olarak basın özgürlüğünü her zamankinden daha büyük kararlılıkla savunacağız.
Can Dündar, seçim sonrası Cumhuriyet'in tavrının ne olacağını anlattı bugünkü yazısında. Anlatırken de diğer medya gruplarına laf sokmayı ihmal etmedi.
Seçim sonucuna göre tutum değiştiren medya için "Bu koşullarda görevimizi yaparken, medyanın eski kalelerinin zora boyun eğip devrilişini, beyaz bayrak çekişini hüzünle izledik" diyen Dündar, Cumhuriyet'in hiçbir koşulda susmayacağını ifade etti.
İŞTE O YAZIDAN DİKKAT ÇEKEN SATIRLAR
Bu gazeteyi yıllardır okuyan okurlarımız, tarihini bilen meslektaşlarımız, en ağır baskı dönemlerinde bile diz çökmediğini bilir.
Korku iklimine boyun eğmez Cumhuriyet; hiçbir koşulda eğilmez.
Yazarları kurşunlanmıştır, bombalanmıştır, kapatılmıştır, ama en zorlu koşullar altında dahi susturulamamıştır.
Susmaz.
BEYAZ BAYRAK ÇEKENLER
Geçen hafta iktidar sarhoşu bir iktidarın ve onun cüretkâr tetikçilerinin hedefindeydik. Aynı anda, IŞİD'in de bomba tehdidi altında, kuşatılmış durumda...
Bu koşullarda görevimizi yaparken, medyanın eski kalelerinin zora boyun eğip devrilişini, beyaz bayrak çekişini hüzünle izledik. Kendilerinin bileceği iş...
Cumhuriyet, her dönem olduğu gibi, bu ağır dönemde de, tek başına kalsa da, okurlarının güvenine yaraşır şekilde, hiçbir tehdide pabuç bırakmadan, dimdik, onurlu, kararlı duruşunu, haksızlığın, hırsızlığın üzerine cesaretle yürüyen gazeteciliğini sürdürecek.
Yayın yönetmeninden muhabirine, yazarından editörüne kadar hepimiz bu sorumluluğun bilincindeyiz.
SINAV DÖNEMİ
Herkes için bir sınav dönemine girdik.
Bu, Cumhuriyet'in değerini katbekat artırıyor.
Cumhuriyet'e, onun aydınlanmacı mücadelesine, kararlı direncine en çok şimdi ihtiyaç var.
Bu bilinçle, çağdaş Türkiye idealini her zamankinden daha fazla dillendireceğiz.
Geçmişte olduğu gibi bugünkü büyük suskunlukta da gerekeni konuşarak, yazarak toplumun üzerine örtülmeye çalışılan karanlık perdeyi yırtmaya devam edeceğiz.
Elbette sandığın iradesine saygı göstererek, ama bu iradenin, hiç kimseye diktatör olma, hukuktan sapma, korku salma, baskı yapma hakkı vermediğinin ayırdında olarak, yine toplumun demokrat, özgürlükçü, ezilen kesimlerinin yanında, despot özentilerinin, onların kirli ilişkilerinin, her türlü hukuksuzluğunun karşısında olacağız.
Siyasi görüşüne bakmaksızın, mağdurların yanında saf tutacağız.
Laik, demokratik, adil, özgür bir cumhuriyet yolunda mücadeleye yılmadan devam edeceğiz.
FEDAKARLIK ZAMANI
Elbette bunu yaparken zorlu bir dönemden geçeceğiz.
Her tür sermaye grubundan, siyasi çevreden, çıkar ilişkisinden bağımsız bir yayın organı olmanın siyasi avantajını yaşarken, iktisadi sıkıntısını da çekeceğiz. O yüzden, herkesten daha fazla fedakârlık yapmamız gerekecek. Ama bu, yayın çizgimizi zerrece etkilemeyecek.
Gücünü kurucusundan, tarihinden, bağımsızlığından, okurundan alan bir yayın organı olarak basın özgürlüğünü her zamankinden daha büyük kararlılıkla savunacağız.