Can Dündar: Yolsuzlukları yazmamak gazeteciliğe ihanettir!

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ın eşi Dilek Dündar, 17-25 Aralık tarihlerinin Türkiye için çok önemli olduğunu söyledi.

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ın eşi Dilek Dündar, 17-25 Aralık tarihlerinin Türkiye için çok önemli olduğunu söyledi. Can Dündar'ın avukatı Akın Atalay ise Dündar'ın duruşmada söylediği sözleri aktararak, "Kendisi sadece gazetecilik görevini yaptığını ve Türkiye'yi sarsması gereken ölçüde büyük yolsuzluk haberlerine vakıf olup da yazmamanın gazeteciliğe ihanet olacağını belirtti." dedi.

Can Dündar, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle bugün hakim karşısına çıktı. Duruşma sonrası gazetecilere açıklama yapan Dündar'ın eşi ve avukatı, duruşmaya ve yargılamaya ilişkin değerlendirmede bulundu.

Ülkelerin tarihlerine geçen önemli olaylar olduğunu söyleyen Dilek Dündar, "17 Aralık da bunlardan biri. Can da bu 17 Aralık davasında hakaretten mahkemeye çıktı. Ne kadar üstü kapatılmaya çalışılsa da 17 ve 25 Aralık, Türkiye tarihinde çok önemli. O yüzden hakaret de yok. Suçlular dışarıda, haber yapanlar içeride.Bu dava sadece bir hakaret davası. Bir yazı dizisinde Dündar'ın hakaret ettiğini iddia ediyorlar. Ama Can da bunun bir hakaret olmadığını, fezlekeleri yayınladığını söyledi. 17 Aralık, üzeri kapatılamayacak bir davadır" şeklinde konuştu.

Can Dündar'ın avukatı Akın Atalay da duruşmaya ilişkin şu bilgileri verdi: "Bugün Can'ın 17-25 Aralık yolsuzluk olayları ile ilgili 2014 yılında yazdığı bir yazı dizisi nedeniyle ve daha önce yazıdığı bir köşe yazısı nedeniyle dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan ve Binali Yıldırım ile 25 Aralık soruşturmasında şüpheli olarak adı geçen iş adamlarının yaptığı şikayet nedeniyle açılmış davaların duruşmasına girdik."

Esas hakkındaki savunmalara geçilmediğini belirten Atalay şöyle devam etti: "Salonun kompozisyonu şunu gösterdi: Fezlekelere yansımış, savcıların kararlar aldığı ve bu yazılardan çok önce takipsizlikle bir şekilde kapatıldığı düşünülen, düşünülen diyoruz çünkü biz bu dosyaların bir şekilde açılacağını düşünüyoruz, olaylar nedeniyle görüldü ki bazen kürsü kompozisyonu göründüğü gibi olmayabiliyor. Orada bulunan herkes şunu gördü, her ne kadar sanık kürsüsünde Can Dündar, müştekiler kürsüsünde diğerleri olduğu halde esasta gören gözler için yargılanan Can Dündar değildi. Can Dündar da bunu söyledi, kendisi sadece gazetecilik görevi yaptığını ve Türkiye'yi sarsması gereken ölçüde büyük yolsuzluk haberlerine vakıf olup da hem de soruşturmaya konu bir olayı yazmamanın asıl gazeteciliğe ihanet olacağını belirtti. Biz de bu görüşteyiz zaten. Bugünkü duruşmaya ilişkin sadece şunu söyleyebilirim, bugün yargılanan Can Dündar değildi, yargılayan Can Dündar'dı."