Can Dündar ve Erdem Gül ile akademisyenlerin duruşmaları bugün, gözler yargıda!

Gazeteciler 'casusluk'la, akademisyenler 'terör örgütü propagandası'yla suçlanıyor.

İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde bugün iki önemli duruşma görülüyor. MİT TIR'larıyla ilgili haberleri nedeniyle “casusluk"la suçlanan Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün duruşmasıyla Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi'nin bildirisine imza attıkları gerekçesiyle "terör örgütü propagandası" suçlamasıyla tutuklanan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan ile Doç. Dr. Kıvanç Ersoy, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı’nın ve Nişantaşı Üniversitesi'nden kovulan tutuklu akademisyen Muzaffer Kaya’nın ilk duruşması bugün Çağlayan Adliyesi’nde görülüyor.

MİT TIR’ları davasında ne olmuştu?

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, MİT TIR'larına ait görüntüleri haberleştirmeleri nedeniyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın şikayetçi olduğu davada yargılanmasına 1 Nisan’da devam edilmişti.

İfadenin alınmasının ardından mahkeme, Can Dündar ve Erdem Gül'ün yargılandığı davayı 22 Nisan'a ertelemiş ve ayrıca mahkeme Dündar ve Gül'ün yurtdışına çıkış yasağının da devamına karar vermişti.

Mahkeme çıkışında konuşan Can Dündar, "Tutuklanmamızı bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattık, özür dileriz. Bizi başından beri yalnız bırakmayan herkese teşekkür ederiz.Bu diğer gazetecilerinde davası.Yargılanan gazeteciliktir, savunulan da gazeteciliktir" diye konuşmuştu. Çıkışta konuşan Erdem Gül, "Basın geleneği çok köklü ve eskidir. Bugünkü görüntü geçicidir. Bağımsız yargı gazetecileri adliyeden çıkarılmalıdır" demişti.

Akademisyenler 5 yıl ile yargılanıyor

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, 4 kademisyen hakkında 7.5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. İddianamede 1128 kişinin “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı metne imza attığı belirtiliyor ve “PKK/KCK terör örgütüne destek bildirisi” yayımlandığı ileri sürüldü.

Ne olmuştu?

1128 Akademisyen ‘‘Bu suça ortak olmayacağız’’ adlı bildiriyle barış talebini dile getirmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Barış için Akademisyenler İnisiyatifi üyeleri hakkında başlatılan soruşturma dosyalarını bünyesinde toplayarak, bildiriyi imzalayan 733 akademisyenin ifadesini almaya başlamıştı. Soruşturma kapsamında akademisyenlere, “PKK’nin terör örgütü olup olmadığı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti katliam mı yapıyor? Bildiriyi imzalamak için baskı veya tehdit aldınız mı?” şeklinde sorular yöneltilmişti. Bu arada, 733 akademisyen haricinde bildiride imzası olan 395 kişi hakkındaki işlemin ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütüldüğü belirtilmişti.

Meral Camcı emniyete ifade vermeye gitti

Hakkında yakalama kararı çıkarılan ve yurt dışında olduğu için diğer üç akademisyenle birlikte yurt dışında bulunduğu için tutuklanmayan Yrd. Doç. Dr Meral Camcı, 30 Mart'ta Türkiye'ye dönmüştü.

Meral Camcı dönüşünden hemen önce Barış için Akademisyenler grubuna bir mektup yazmıştı. Camcı, mektubunda “Bir duvarın ne tarafında olduğumuzun ehemmiyeti yok zihnimiz özgürleşmedikçe. O duvarları kaldıracağız ve özgürleşeceğiz. İçeriden ve dışarıdan. Ben şimdi orada olmalıyım” ifadelerini kullanmıştı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Güvenlik Şube Müdürlüğü'ne ifade vermeye gittikten sonra Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edilmişti. 2 saatlik sorgunun ardından 3. Sulh Ceza Hakimliği'ne tutuklanma talebiyle sevk edilmiş ve Camcı, 3. Sulh Ceza Hakimliği'ndeki sorgusunun ardından tutuklanmıştı.