ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ'NDE GAZETECİLER İÇİN VAHİM TABLO!

"Gazetecilerin çalışma koşulları ve güvenceleri yarım yüzyıl önce mi daha iyiydi, yoksa bugün mü?"

Gazetecinin üç günü

Biz gazetecilerin yılda üç bayramı ya da üç özel günü var: a) 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü, b) 24 Temmuz Sansürün Kaldırılması ve Basın Bayramı, c) 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü.

Üç günün ilk ikisi mesleğimizin olmazsa olmaz özgürlükleriyle ilgili, üçüncüsü ise özlük haklarımızı konu alıyor.

Öyküsü de kısaca şöyle: 1961 başında 212 sayılı yasayla gazetecilerin çalışma koşulları yeniden düzenlendi. Daha doğrusu o güne kadar görülmemiş iyileştirmeler yapıldı, güvenceler getirildi. Dönemin 9 önemli gazete patronu yasayı protesto için 3 gün boyunca gazetelerinin yayınını durdurdular. Bu direnişe karşılık gazeteciler de söz konusu üç gün boyunca "Basın" adıyla kendi gazetelerini yayınladılar.

İşte o tarihten sonra 10 Ocak hep "Çalışan Gazeteciler Bayramı" olarak kutlandı.
İlk 10 Ocak'tan bu yana demek ki tam 50 yıl geçmiş.

Bu yarım yüzyıl boyunca gelip-geçen tüm cumhurbaşkanları, başbakanlar, Meclis başkanları, bakanlar, muhalefet partilerinin liderleri, illerde valiler, ilçelerde kaymakamlar, gazetecilerin bayramını kutlayan mesajlar yayınlamayı hiç mi hiç sektirmediler.

İşte son yıllardan birkaç örnek ya da hatırlatma:

"Mesleğin yıpratıcı ve zor şartlarına rağmen, üstün bir çabayla topluma hizmet eden basın çalışanlarının haklarının korunmasını ve daha iyi imkânlara kavuşturulmalarını temenni ediyor; bunun Türk basınının etkinliğinin artması bakımından taşıdığı önemin altını çizmek istiyorum." (Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 10 Ocak 2009)

"Şüphesiz basınımızın gösterdiği gelişmede en önemli pay, basın çalışanlarına aittir. Basın çalışanları mesleklerinin gereğini yerine getirmek için fedakârca görev yapmaktadırlar. Basın çalışanlarının haklarının korunması, sorunlarının çözülmesi, hak ettikleri hayat standartlarına kavuşmaları, onların görevlerini daha iyi yapmalarını sağlayacaktır.
Gazetecilerimizin katkılarının yalnız basın sektörümüzü değil, demokrasimizi ve dolayısıyla ülkemizi geliştireceği de unutulmamalıdır." (Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 10 Ocak 2010)

"Gazetecilik, günümüzün en dinamik mesleklerinden biri olmakla birlikte, insanlara haber ve bilgi akışı sağlamak gibi çok önemli bir görevi de yerine getirmektedir. Bu görevlerin yerine getirilmesinde, gazetecilerin çalışma şartlarının iyileştirilmesi, basın özgürlüğünü kısıtlayan engellerin ortadan kaldırılması ve basın çalışanlarının haklarının AB standartlarına kavuşturulması, sadece medyamıza değil, demokrasimize de güç katacaktır." (10 Ocak 2010, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin)

"Basın mensuplarının görevlerini çağdaş imkânlarla ve daha verimli şekilde yerine getirmelerine büyük önem vermekteyiz. Basın mensuplarının haklarının korunması, çalışma şartlarının günün ihtiyaçlarına göre güncelleştirilmesi ve iyileştirilmesi, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da önceliklerimiz arasında yer alacaktır." (10 Ocak 2010, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan)
Elbette hepsi iyiniyetli, hepsi içten dilekler. Ama başta siyasiler olmak üzere tüm yetkililer vicdanlarında şu soruya yanıt aramalılar, aramak zorundalar: "Gazetecilerin çalışma koşulları ve güvenceleri yarım yüzyıl önce mi daha iyiydi, yoksa bugün mü?" Ya da, "Gazetecilerin çalışma koşullarını daha da iyileştirmek ve iş güvencelerini, daha iyi bir yaşama kavuşmalarını ve yaşlılık günlerine daha korkusuz hazırlanmalarını sağlamak için son yarım yüzyılda neler yapıldı?"
Sağlıklı ve mutlu bir hafta dileğimle...

Erdal ŞAFAK / SABAH